24. Bölüm

18 4 0
                                    

🌼

Bir odada açtım gözlerimi. Bir yatağın üzerinde. Neredeydim? Ne yapıyordum burada? Yatakta oturdum. Ensem... Çok acıyordu. Elimi enseme götürdüm. Sargı bezi mi bu? Yataktan bir anda kalktım. Başım dönmüştü. Karşımdaki boy aynasının karşısına geçtim. Hafifçe arkamı döndüm ve evet bu bir sargı beziydi. Acıyordu. Aslında acı değildi bu sızlamaydı. Kapıya doğru ilerledim. Kilitli. Zorladım ama nafile açılmıyordu. Yatağa oturdum. En son ne yapmıştımda gelmiştim buraya? Hatırlamaya çalıştım. Emre vardı. Tokat atmıştım. Bir yere götüreceğini söylemişti gitmiştik. Dönmüştüm. Sonrası... Sonrası yok. Zorla Asel. Hatırlasana. Ne yapıyordun burada? Yok hatırlamıyordum! Olmuyordu. Kilit açıldı. Yorganın altına girdim ve uyumuş numarası yaptım.

"Yok. Daha uyuyor. Deniz ne yaptın ya! Vur dedik. Kız uyanmıyor senin yüzünden." dedi bir erkek sesi.

"Ne yapabilirim? O kadarda hızlı vurmadık ya." dedi kadın sesi.

"He o yüzden uyanmıyor zaten. Hızlı vurmamış halin bu mu?"

"Evet." dedi.

"Yemek yemiyor. Uyandırmanın bir yolu yok mu?"

"Zaten 1 haftaya kalmaz öldürmeyecek miyiz? Ne bu yemek yemediği için yaptığın telaş?" Öldürmek? Bir hafta?

"Evet ama açlıktan ölmeyecek Deniz! " demekki ismi buydu kızın: Deniz.

"Aman nasıl ölürse ölsün bana ne ben görevimi yaptım. Paramı alayım gideceğim ben."

"Tanıdığım en paragöz kurtsun!" Kurt? Bunlar kurt muydu?

"İltifat olarak algılıyorum. Param?" dedi. Allah'ım ne olur titremesin gözlerim. Dönme Asel dönme. Nefesini düzene sok. Yapabilirsin.

"Bekle. Gel hatta." dedi ve odadan çıktılar.

Derin bir nefes aldım. Çıkmam lazımdı buradan. Gitmem lazımdı. Ne yapabilirdim? Camdan aşağıya baktım. İkinci kattaydık muhtemelen. Fazla yüksek değildi. Camı zorladım kilitli. Tabi bende birini bir odaya kapatsam bende her yeri kilitlerdim. Kilite baktım. Basit bir kilit. Ayak seslerini duydum ve yatağa geri döndüm.

"Pişt uyan artık güvercin suratlı." dedi yanıma yaklaşan kadın. Dürttü. Gözlerimi yavaş yavaş yeni uyanırmış gibi açtım.

"Günaydın. " dedi samimilikten uzak bir tavırla. Öylece bomboş bakıyordum ona.

"Ne yani bir şey demeyecek misin? Nerdeyim diye sormayacak mısın? Kimim diye?"

"Sorsam ne değişecek? Kaçırmışsın belli. Sorunca bırakacak mısın? Hayır. Ne gerek var o zaman?" dedim. Kot ceketinin üzerinde kollarını bağladı ve bana bakmaya devam etti.

"İyi al orda yemek var. Zıkkımlan. Kaçmaya falanda kalkma. Kapının önündeyim. Yemeğini bitir konuşacaklarımız var."dedi.

"Yemeyeceğim" dedim. Yatağa oturdu.

"Başlayalım o zaman. Baban nerde biliyor musun?" dedi.

"Hayır" dedim.

"Annen?" dedi sustum. Konuşmamak en doğrusuydu.

OlağandışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin