"Sen şaka mısın? Ne demek gitmeyeceğim? İyi misin sen? Gideceksin o konsere!"
"Bağırma başımın dibinde Bade! Başım ağırıyor. Ayrıca annem bu haldeyken halam yeni iyileşmişken ben gidip eğleniyim mi ne demek istiyorsun sen?"
"Evet Asel. Git eğlen..."
Ona konsere gideceğimi neden söylediğimi bilseydim keşke. Başımın dibinde yarım saattir bağırıyor, ben yatakta oturmuşken kendisi odamın etrafında fır dönüyordu ve aynı şeyi sayıklıyordu. İşte gene geliyor o cümle.
"O kadar şey yaşamışken eğlenmek senin hakkın, bunu hakedeli çok oldu."
"Bade, yeter gitmeyeceğim. Asıl bunca şey yaşanmışken gitmem anlamsız. O kadın yukarıda beni hatırlamıyor, bizi hatırlamıyor kimseyi hatırlamıyor! Halam daha yeni iyileşti nasıl gideyim?"
"Halan dediğin kişi kurt adamların soyundan biliyorsun değil mi? Hani o kurgu diye okuduğumuz kitaplardaki, yaralansa 5 dakika içinde iyileşen bir soy. Bana bak eğer şimdi kalkıp dolabından kıyafet seçmezsen bir daha yüzümü göremezsin Asel Aksoy! Her yerden engellemekle başlıyorum." dedi ve telefonunu çıkarttı. Telefon elindeyken bakış attı ve kilit ekranının açılma sesi geldi. Bir bakış daha attı. Dayanamadım ve kalktım.
"Tamam kalktım! Dur yapma. "
"Durdum. Aferin Ahu Teyze'de gitmeni istemiş zaten gez toz demiş." dedi keyifle.
Dolabıma yaklaştım. Kapağı açtım. İçinden renkli kısa kazağımı, siyah pantolonumu ve beyaz spor ayakkabılarımı çıkarttım. Aksesuar olarak kemer ve zincir kolyemi taktım. Saçlarımı tepeden at kuyruğu yaptım. Beyaz minik küpelerimi de sonradan taktım.
Bade bana baktı ve maktaj nerde diye sordu. Makyaj yapmayacağımı söylesemde bana hafif bir makyaj yaptı. Sonra aşağıya zorla indirip ikimizi dışarı attı. Telefonunu çıkarttı kilidinin sesi ve klavye sesi geldi. Sonra telefonunu cebine attı. Bildirim sesi geldi anında. Geri çıkarıp baktı. Gülerek bir şeyler yazdı ve geri koydu."Kime yazıp gülücükler saçıyorsun sen?" dedim o hala gülerken.
"Yakışıklı enişteme yazıyorum bu güzeli bekletmesin diye."
"Enişte ?"
"Aman sanki bilmiyorum hoşlandığını yada sevgili olduğunuzu!"
"Ben sana öyle bir şey demedim." dedim sorarcasına.
" O da demedi zaten. Ben hissettim."
Aradan on dakika geçmişti ki siyah mat bir araba görüldü. Yanlış bilmiyorsam araba X-Trail 'di. Plakadan anlaşılacağı üzere kendisiydi. "ATS 12"
Arabayı karşı evin önüne parketti. Biraz bekledi daha sonra arabadan indi. Saçları her zamanki gibi dağınıktı. Baştan aşağıya simsiyah olmuştu. Saçları zaten siyahtı, siyah deri ceket, siyah tişört, siyah pantolon ve siyah ayakkabı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Olağandışı
VampireAnnesini 3 yıl önce araba kazasında kaybetmiş sanan ve sınıfa bir çocuğun gelmesiyle o çocuğu takip eden Asel'in gerçeklerle sırayla yüzleşmesini anlatıyor. Bu süreçte yanında olan Bade ve Cansel'inde hakkını yememek gerekiyor. Yaşına göre gayet güç...