36. Bölüm

14 1 0
                                    

🌼

Hala yaptığım şeyin etkisindeydim. Uzun zaman sonra okula dönüşüm başlamıştı. Bade ve Cansel gidiyordu ama ben gitmiyordum çünkü bazıları göndermiyordu.

Uzun zaman sonra okul formamı giydim. Neden böyle bir şey vardı ki? Ne gereği vardı?

Yemeğimi yemedim çünkü sabahları iştahım olmuyordu. Masanın üzerinde duran bir koli  çikolatalı sütten bir tane aldım ve içmeye başladım. Evet iştahım yoktu ama tok durmak zorundaydım. Kolye, küpe ve benzeri şeyleri hep takan ben bugün yanıma hiçbir aksesuar almamıştım. Hatta aksesuarı bırakın bir defter bir kalemim vardı sadece.

Ayda Halam ve Ayça Halam evde yoktu. İş yerine gitmiş olmalılardı. Amcam ise koltukta oturmuş film seyrediyordu. Sabahın köründe!

"Çıkıyor musun?"

"Evet."

"Dikkat et. Başı Emre ile başlayan kişilerdende uzak dur." Kıskandığını sanmıyordum. Sadece gıcıklığına falanda yapıyor olabilirdi.

Her zamanki parkta buluştuk Bade ve Cansel'le.  Oradan okula eski zamanlardaki gibi yürüyerek ve konuşarak gittik. Belkide her şeyi bu kadar takmamalıydım. Ama işin ucunda annem ve babam vardı. Onları bulmam, dersleri düzene sokmam gerekiyodu.

3 Asel vardı sanki; 1 numaralı Asel, ödevleri eksiksiz yapan çalışkan öğrenciydi. Fazla zekiydi. 2 numaralı Asel, kafasına buyruktu. Ne yapmak isterse onu yapardı. 3 numaralı Asel, annesi ve babasını arayandı. Ama hiçbir sonuca varamayandı.

Okula geçtiğimizde yoktu. Gelmemişti. 2. ders burada olur diye bekledim ama gelmedi. Matematik iki ders üst üste sabahın köründe çekilecek şey miydi? Ama güzeldi. Yapamasamda eğleniyordum. Sonra edebiyat, fizik, coğrafya geliyordu. Fizikten neftet ediyordum.

Bade tenefüste kantine ineceğini söyledi. Bizde onunla beraber gittik. Aşağısı baya kalabalıktı. Okul aç yuvasından falan mı çıkmıştı? Görmeyeli sınıftakilerde dahil hiçbir şey değişmemişti.

Bade ve Cansel tavuk köfte alırken bende küçük poğaça şeklinde olan pizzalardan aldım. Okul bu şekilde geçti...

  🌼

"Bade yeter artık al alacaksan, çık çıkacaksan ya!" dedi Cansel'in Bade'den bıkan sesi.

"Hangisi ama söyleyin. Bu mu? Bu mu?"

"İkisi aynı renk gerizekalı!" Bade yarım saattir elinde tuttuğu iki sweatshirti bu mu bu mu diye bize soruyordu. Halbuki Cansel gibi bende aynı renk olduğunu düşünüyordum.

"Saçmalamayın. Biri mavi diğeri başka bir tonu!"

"Sonuçta aynı renk. Mavi mi mavi. Almayacaksan çıkıyorum ben."

Okul çıkışı Bade'yle kıyafet alışverişine gelmek kötü fikirdi. Cansel'e işaret çakıp dışarı çıktım. Dükkanın yan tarafında duran bankanın önünde durdum. Nefes almaya ihtiyacım vardı çünkü içerde çok insan vardı ve ben kalabalığa pek gelemezdim. Telefonumda bir uygulamadan bir uygulamaya geçiyordum. Sıkıntıdan baymıştım ki yanıma geldiler.

OlağandışıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin