8- Savaş'ın Hırkası

58.9K 3.8K 777
                                    


Serkan'la sabah sabah kantinde oturup dersi beklerken Serkan, dün sevgilisi Ayşe ile yaşadıkları komik bir anı anlatıyordu. Daha doğrusu Serkan için komik olan ancak Ayşe için hiç de eğlenceli olmayan bir anı...

"Otobüse bindik Ayşe'yle, kızlar beni kesiyor. Biliyorsun, çok göz alıcıyım," dedikten sonra kısa saçlarını savurur gibi yaptığında gülmüştüm. Serkan, hevesle anlatmaya devam etti. "Ayşe öyle bir bakıyor ki kızlara görsen sen bile korkarsın. Ki sen Ayşe'nin beni kıskanmadığı tek kızsın, düşün."

"Tahmin edebiliyorum," diye mırıldandım gülerek. Ayşe, Serkan'ın etrafındaki tüm kızlardan bir tek beni kıskanmazdı. Bunun sebebi Ayşe ile Serkan'ın arasını benim yapmış olmamdı. Ayrıca Ayşe ile de çok yakındık, benim nasıl biri olduğumu biliyordu. Serkan ve Ayşe ayrı okuldalardı ancak Ayşe, Serkan'ın okulda benimle takılmasını erkek arkadaş grubuyla takılmasına tercih ediyordu.

"Sen ne yaptın peki?"

"Yol boyunca gözümü Ayşe'nin yüzünden ayırmadım ve salak salak sırıtarak onu izledim."

Serkan'ın omzuna hafifçe vurup gülümsedim. "Aferin sana, eşek. Biliyorsun işini."

"Herhalde," diyerek kendiyle övündüğünde kantinin arka kapısı açılmış, Savaş içeriye girmişti. En son dün gece, eve gittiğimde ona yazmış ve abimden haber almıştım. Daha sonrasında vakit çok geç olduğu için yazmaya çekinmiştim.

"Serkan, ben Savaş'a bir şey sorup geleceğim. Sonra sınıfa geçeriz, olur mu?" Serkan, kafasını sallayarak beni onayladığında oturduğumuz masadan kalkmış, Savaş'a doğru ilerlemiştim. Gece boyu abimle uğraştığını tahmin ettiğim Savaş, uykulu uykulu gözlerini ovuştururken kalbimin bu görüntü karşısında erimemesi için irademe hakim olmaya çalışmıştım. Ancak mümkün değildi. Uykuyla kırpıştırdığı gözleri ve düz bir şekilde etrafı incelemesi beni kalbimden vurmuştu bile.

Adımlarımı Savaş'ın önünde durdurduğumda Savaş, beni görmediği için üzerime gelmeye devam etmiş ve kafam onun göğsüne çarpana kadar durmamıştı. Çarpmanın getirdiği şaşkınlıkla geriye çekilirken başını aşağıya doğru eğmişti. Kafamı ovuşturmamak için zor dururken Savaş, konuşmuştu. "Kusura bakma, göremedim."

"Önemli değil," dedikten sonra kafamı iki yana sallayıp önüme gelen saçlarımı yüzümden attım ve başımı hafifçe kaldırdım. "Abim nasıldı sabah? Başı çok ağrıyor muydu?"

"Evet, birlikte kahvaltı ettikten sonra ağrı kesici içti. Evden de beraber çıktık. Şu an evindedir."

"Anladım," diye mırıldanıp Serkan'ın yanına geçmek için ayrılacağım sırada Savaş'ın sevgilisi Aylin'in sesini duymuştuk. Aylin, hızla yanımızda bitip Savaş'ın koluna girdikten sonra gülümseyerek bana baktı. "Sen Defne'ydin, değil mi? Hiç tanışma fırsatı bulamadık."

"Evet," diyerek onayladım onu. Sesimin kötü çıkmaması için epey çaba sarf etmiştim. Aylin, yüzündeki gülüşü genişletip konuşmaya devam etti. "Yiğit senden çok bahsetti. Abin sana çok düşkün olmalı."

Yeniden, sadece gülümseyerek Aylin'i onayladım. Konuşasım yoktu. Kaçıp gitmek istiyordum ancak bunun için aklıma herhangi bir bahane gelmiyordu. Aylin de devamlı bana yönelik konuşuyordu. "Seninle tanışmayı çok istedim, aynı okulda olmamıza rağmen neden bu güne kaldıysa..." Yukarıya doğru bakıp Savaş'a suratını astığında Savaş, yalnızca tebessüm etmişti. Kolunu Aylin'in kolundan çekip ona döndü.

"Ben bize çay alıp geliyorum."

Savaş, yanımızdan ayrıldığında Aylin'le yalnız kalmıştık. Gerginliğim büyürken elimle Serkan'ın oturduğu yeri işaret ettim. Dün Savaş'ın verdiği abimin hırkasını giydiğim için elim, hırkanın içinde kaybolmuştu ancak gösterdiğim yer açıkça görülüyordu.

"Ben de arkadaşımın yanına geçeyim."

Aylin, bir şey söylemediğinde arkamı dönmüş ve Serkan'ın olduğu masaya gitmek için bir adım atmıştım. İkinci adımı atamadan Aylin, kolumdan tutup beni yeniden eski yerime çektiğinde yüzünde sert bir ifade vardı. Tuttuğu hırkanın kolunu buruştururken gözlerini yavaşça yüzüme çevirdi.

"Bunun sende ne işi var?"

"Ne?" diye sordum. Hırkadan bahsettiğini bir an için anlayamamıştım. Sorusuna cevap vermeme kalmadan Aylin, sert bir ses tonuyla yeniden konuşmuştu.

"Bu Savaş'ın hırkası," dedi kelimelerin üzerine bastıra bastıra. "Neden Savaş'ın hırkasını giyiyorsun, Defne?"

RÜYALARIMDA | Yarı TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin