Tate McRae - you broke me first
Defne: Eve geldim
Savaş: İyi bari
Savaş: Haber verdiğin için teşekkürler
Defne: Abim nasıl?
Savaş: Aynı, kalbi kırık
Defne: O kızın numarası var mı sende?
Savaş: Hayır ama Yiğit bu kadar sarhoşken onun rehberinden aşırabilirim
Savaş: Neden?
Defne: Konuşmak istiyorum
Savaş: Konuşup ne diyeceksin?
Defne: Abimi yanlış tanıdığını?
Savaş: Yanlış tanıdığını sanmıyorum
Savaş: Kendisi için küçük buldu belki de
Savaş: Kız 26 yaşında, Defne
Savaş: İşi var, çalışıyor
Savaş: Partnerinin üniversiteli bir öğrenci olmasını istemiyor olabilir
Savaş: Onu suçlayabilir misin?
Defne: Suçlamıyorum zaten
Defne: Ben olsam ben de reddederdim
Defne: Bizim çağımızda 2 yaş bile çok fark edebiliyor
Defne: Ama abimi herkesin ortasında reddetmesine de hiç gerek yoktu
Defne: Hem de küçük kardeşi olarak gördüğünü söyleyerek
Defne: Abim için çok kalp kırıcı
Defne: Tamam, abim biraz çocuk ruhlu
Defne: Lunaparka gittiğimizde hâlâ atlıkarıncaya binmek için tepiniyor
Defne: Ama bu çocuk gibi olduğu anlamına gelmez ki
Defne: HerkeSin içinde bir çocuk olmalı
Savaş: Doğru söyle, kıza hâlâ gıcık olmanın sebebi herkes yerine herkez yazmış olması mı?
Defne: YA SEN YILLARCA TÜRKÇE DERSİ GÖRMÜŞSÜN
Defne: Okumuş, işi gücü olan insansın
Defne: Çok kitap okuduğundan bahsedip bununla övünüyorsun
Defne: Ama herkez yazıyorsun
Defne: Onu taklit etmek için yazarken bile kusasım geldi ya
Savaş: Tamam, sakin ol mdhfdnhf
Savaş: Ne yapalım, Yiğit o kızı sevmiş bir kere
Savaş: Ona saygı duymaktan başka şansımız yok
Savaş: Sen de uğraşma boşuna
Defne: Abimle arasını yapmaya çalışmayacağım zaten
Defne: Evet, abim çoğu zaman bir çocuktan farksız davranıyor
Defne: Ama o kızın onu küçük kardeşi olarak göreceği kadar da değil
Savaş: Sen değil miydin Yiğit'in 5 yaşında gibi davrandığını söyleyen?
Defne: Şu an 5 yaşında gibi davranmıyor mu?
Defne: Herkes ilk kalp kırıklığında kendini içkiye vurup sarhoş mu etmeli?
Savaş: Sanırım 5 yaşında olsaydı işler daha farklı ilerlerdi
Savaş: Çok sevdiği uyku oyuncağıyla uyumak istemezdi mesela?
Defne: Keşke gelirken abimin özel yastığını da getirseydim
Savaş: O kadar sarhoş ki kafasının altına tencere koysan uyur
Defne: O da doğru
Savaş: Sen şimdiden annenlere söyleyeceğin yalanı düşün bence
Defne: Sende kalacağını söylerim, alıştığımız bir şey nasılsa
Defne: Sarhoş olduğu detayını eklemem tabii
Defne: Bu çocuk yüzünden cehenneme gideceğim
Savaş: Ya, Yiğit için söylediğin yalanların dışında çok meleksin zaten
Defne: Savaş, beni kızdırma
Defne: Abimi senin sarhoş ettiğini söylerim
Savaş: Tamam, ben ağzımın payını aldım
Savaş: İyi geceler
Defne: Sana da
***
Güneş: Defne
Güneş: Kusura bakma, gece gece rahatsız ediyorum ama
Güneş: Yiğit senin yanında mı?
Güneş: Mesajlarıma ve aramalarıma dönmüyor da
Güneş: Merak ettim
Defne: İyi, uyuyor
Defne: O yüzden
Güneş: Anladım
Güneş: Haber verdiğin için teşekkür ederim
Güneş: Bugün biraz kötü geldi gözüme, o yüzden sorayım demiştim
Defne: O dallamaya kolay kolay bir şey olmaz, merak etme sen
Güneş: Abisini böyle gömeni de ilk defa görüyorum diyeceğim, yalan olacak
Güneş: Ben de abimi çok gömüyorum
Defne: Sabrımızı sınamaktan başka bir şeye yaramıyorlar çünkü
Defne: Yalan mı?
Güneş: Aşırı doğru
Güneş: Ama bence Yiğit iyi bir abi
Defne: Belki de sen öyle görmek istiyorsundur?
Güneş: Ne alakası var canım?
Defne: Senden 3 yaş küçük olabilirim ama aptal da değilim hani
Defne: Gözlerim de çok iyi görüyor, biliyor musun?
Güneş: Anladım
Güneş: Demek ki körlük genetik değilmiş sizde
Defne: Zeka da genetik değil maalesef
Defne: Abim biraz salak, biliyorsun
Güneş: Deme öyle ya
Güneş: O kadar da salak değil
Güneş: Sadece biraz şapşal
Defne: Aman da aman
Defne: Abime ettiğim hakaretleri yumuşatmaya çalışırmış
Güneş: Gerçekten uyuyor mu şimdi?
Güneş: Yapmamız gereken bir ödev vardı
Defne: Evet, çok derin uyuyor
Defne: Sabah uyanınca döner o sana
Güneş: İyi o halde
Güneş: Seni de rahatsız ettim, kusura bakma
Güneş: İyi geceler
Defne: İyi geceler