Sevimli.
Gözlerimin önünde tüm seksiliğiyle duran bedenin aksine bakışlarım yüzünü bulduğunda onun sevimli göründüğünü çok rahat bir şekilde söyleyebilirdim. Fakat öyle garip biriydi ki aynı zamanda bakışları da seksiydi. İki farklı ruh bir bedende birleşmiş gibiydi ve bu gerçekten heyecan vericiydi.
Heyecan verici olan diğer bir şey ise onun, bu okulda nefret ettiğim tek kişi olma ayrıcalığına sahip olan Minhye'nin iki yıllık sevgilisi oluşuydu.
Yasak elma, mhm, en sevdiğim.
Jeon Jungkook ve Choi Minhye tam iki yıldır birliktelerdi. Çoğu kız için hayranlık uyandıran bir ilişkileri varken tüm erkekler gerçeğin farkındaydı. Jungkook sadık bir sevgili değildi. Gözü sadece sevgilisini değil, beğendiği herkesi görüyordu.
Sevgilisi de bunun gayet farkındaydı ama lütfen, o da haklıydı. Kim Jeon Jungkook'u kaybetmek isterdi ki?
Dudaklarımın arasındaki lolipopun sapını tutarak dudaklarımdan ayırdığımda çıkan küçük şapırtının kimsenin dikkatini çekeceğini düşünmüyordum. Ben sürekli lolipopla dolaşırdım, herkes alışmıştı. Fakat o an beklemediğim bir şey olmuştu. İncelemekte pek de çekinmediğim beden bakışlarını kısa bir an gözlerime sabitlemiş, gözlerini benden çekmeden önce ise bedenimi süzmekten geri durmamıştı.
"Yuva yıkanın yuvası olmazmış derler"
Yanımda oturan Hyungsik uykulu bir şekilde mırıldanıp bana yaslandığında bakışlarımı ona çevirmiştim ben de.
"Ne?"
"Sevgilisi olan biriyle takılmak sana göre değil Taehyung. Çizgini bozma bence"
"Kimin umrunda?" Diyerek omuz silktiğimde enseme bir tane geçirmişti hemen.
"Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi başkasına yapma hayat felsefene ne oldu peki? Hem insan yaşattığını yaşamadan ölmezmiş-"
"Delirdin mi sen?" Şaşkınca ona bakıyordum. Nereden çıkmıştı şimdi tüm bunlar? "Alt tarafı göz göze geldik. İki dakikada seviştirdin bizi?"
"Senin bakışlarını iyi bilirim ben" diyerek gözlerini devirdiğinde gülmemek adına kendimi gerçekten zor tutmuştum. Doğru tanıyordu açıkçası, o kısacık göz göze gelme süresinde aklımdan neler geçtiğini dile getirmemiş olmam düşünmediğim anlamına gelmezdi.
"Uyumaya devam et Hyungsik" demiştim onu geçiştirerek. "Kimseyle sevişmiyorum"
"İki üç gün sonra göreceğim seni" diye mırıldanarak tekrardan sıraya yattığında gözlerimi devirerek arkama yaslanmıştım. Lolipopumu dudaklarıma sürterek başımı hafifçe yana düşürmüş ve bu sefer de Minhye'yi incelemeye başlamıştım.
Güzel bir kızdı açıkçası. Pürüzsüz teni, dolgun dudakları, kıvrımlı bir vücudu ve bakımlı saçları vardı. Fakat kişiliği berbattı. Kolay kolay insanlardan nefret eden biri değildim fakat Minhye tam bir salaktı. Jungkook'a karşı aşırı korumacı bir tavrı vardı. Jungkook'un hiçbir kızla görüşmesine tahammülü yoktu. Jungkook da kızlarla fazla görüşmediği için kendisini dinlediğini falan zannediyordu.
Ama farkında olmadığı bir şey vardı. Jungkook'un gözü sadece kızlarda değildi.
Jungkook'a uzaktan bakan herhangi biri bile onun biseksüel olduğunu rahatça söyleyebilirdi çünkü Jungkook'un gözleri gerçekten her yerdeydi. Biraz sinsi bir çocuktu ama bu sinsiliği gerçekten gizlice yapıyordu.
Yine de çok yakışıklıydı. Haddinden fazlaydı hem de.
İç geçirerek bakışlarımı sınıfa giren hocaya çevirdiğimde dersin biyoloji olduğunu fark ederek diğer herkesle birlikte oflamış ve ben de başımı sıraya yerleştirdiğim kollarımın arasına yerleştirip gözlerimi kapatmıştım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slumber Party: taekook
Fanfiction"Me and your boyfriend playin' dress up in my house"