5: Bambaşka yönler.

8.1K 924 175
                                    

"Beyler, Jungkook da bizimle tatile geliyor"

"Ne?"

Elbette tek şaşıran ve sorgulayan ve muhtemelen de karşı çıkacak olan kişi canım arkadaşım Hyungsik'ti.

"Ne ne?"

"Nereden çıktı? Sen mi teklif ettin?"

"Hayır. Bizi konuşurken duymuş. Babamın tanıdığı var bize uyguna yer ayarlayabilirim diyince ben de neden olmasın dedim. İyi yapmış mıyım?"

"Çok iyi yapmışsın tatlım" demişti Woobin hemen yanıma gelip omuzlarımı tutarken. "Aslında iki cazibeni kullansan bedavaya bile kalırız ama-"

"Ne diyorsun aptal? Çocuk senin fakirliğin yüzünden güzelim bedenini mi satsın?"

Baekhyun hemen Woobin'in ensesine bir şaplak atarak ona karşı çıktığında her şeyden haberi olan Hyungsik sabır dilercesine nefesler alıyor, bana ölümcül bakışlar atıyordu.

"Ben istemiyorum ya" demişti Hyungsik beklediğim gibi hemen isyan ederek. "Çok alışamadım ben ona"

"Neyine alışamadın pardon? Adam bize uyguna yer ayarlayacak, hala alışamadım diyor pezevenk"

Baekhyun bu sefer de Hyungsik'e karşı çıktığında Hyungsik onun haklı olduğunu bildiği için oflayarak kollarını göğsünde birleştirmiş, arkasına yaslanmıştı. Ben de hemen duruma el atarak Hyungsik'e sarılmıştım.

"Merak etme" demiştim sessizce. "Onunla asla cinsel bir ilişki yaşamayacağım" demiş ve dudaklarımı büzerek eklemiştim. "Yani, en azından tatil boyunca"

"Aynen Melih, bak, uçağın kalkıyor"

Söylediği şey üzerine kahkaha atmadan edemezken onun yanağını öpmüş ve saçlarını karıştırıp bana güvenmesini söylemiştim.

"Gerçekten bana inan. Detayları sonra konuşuruz" diyerek geri çekildiğimde Baekhyun ve Woobin'in kendi hallerinde takıldıklarını görmüştüm. Ben de sessiz kalarak başımı Hyungsik'in omzuna yaslayıp telefonumu elime almış, sosyal medyada dolanmaya başlamıştım.

Teneffüs bitene kadar bu şekilde kalmıştık. İkimiz de telefonlarda takılmış, az olan vaktimizi öldürmüştük. Ders zili çaldığında ise fark ettiğim boşlukla birlikte bakışlarım Jungkook'un sırasına çevrilmişti. O da sevgilisi de yerinde yoktu ama eşyaları buradaydı. Kendi kendime dudaklarımı büzerek tekrardan telefonumun ekranına bakmaya başladığımda birden gördüğüm bildirim beni şaşırtmıştı.

Choi Minhye bana takip isteği atmıştı?

Birden sesli sesli kıkırdamaya başladığımda bakışların bana döndüğünü, insanların sorguladığını biliyordum fakat gram umursamadan telefonumun ekranını Hyungsik'e çevirmiştim hemen.

"Görüyor musun?" Demiştim sırıtırken. "Onca yıl benden nefret etti ama şimdi düşmanını en yakınında tut politikası uygulamaya başlıyor" demiş ve küçük bir kahkaha atıp devam etmiştim. "Peki neden? Çünkü fark etti. Onun için ciddi bir tehdit olduğumu yeni fark etti" İstemsizce dudaklarımı büzmüştüm. Konuşuyordum fakat bir yandan da kendi kendime konuşuyor gibiydim. "Ama çok geç kaldı" demiştim sessizce. "O tren kalkalı çok oldu be güzelim"

Attığı isteği büyük bir zevkle reddedip telefonumu sıraya bıraktığımda Hyungsik bile gülerek başını iki yana sallamıştı.

"Seni takip etmiyor olsa bile hesabındaki gönderilerden ve hikayelerden haberi olacak"

"Biliyorum." Demiştim sinsice gülerek. "Beni hangi hesaplardan takip ettiğini biliyorum. Bu yüzden de ona güzel bir şov hazırladım" demiştim bakışlarımı ona çevirerek. Hyungsik'in kaşları çatılmıştı biraz.

Slumber Party: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin