İnsanların hayvanlara olan bakış açıları, davranışları ve düşünceleri kesinlikle önemliydi benim için. Korksa bile iğrenmemeliydi mesela. Onların da biz insanlar kadar değerli olduğunu bilmeli ve kabul etmeliydi.
Karşımdaki manzara bende garip hisler uyandırıyordu. Jungkook'un ilk defa bu denli şefkat, merhamet ve sevgi dolu yanına şahit oluyordum. Bahsettiği eve gerçekten de gelmiştik ve o eve girer girmez iki tane kedi, üç tane de köpek karşılamıştı bizi. Yani Jungkook'un deyişiyle çocukları karşılamıştı onu.
Kediler oldukça tombik ve uyuşuktular. Kesinlikle kendilerini sevdirmeyi seviyorlardı. Hatta öyle ki tupturuncu olan, bana Garfield'i hatırlatan kedi Jungkook'un peşinde dolanmış dolanmış ve o oturur oturmaz kucağına yerleşmişti. Ayrıca gerçekten şaşkındım, köpekler ve kediler asla kavga etmiyordular. Kardeş gibiydiler resmen.
"Arka bahçede civcivlerim de var" demişti Jungkook beni izlerken. Kucağımda yatan yavru köpeği seviyordum o sırada. "İlk getirdiğimde miniciktiler ama şimdi büyümüşler biraz"
"Bayılırım civcivlere" demiştim istemsizce alt dudağımı ısırırken. "Birazdan gidip bakarız, olur mu?" Diye sorduğumda Jungkook heyecanıma karşı gülmüş ve başını onaylar anlamda sallamıştı.
"Gidelim diye söyledim zaten. İstediğin zaman gideriz"
Yine öyle bakıyordu bana. Nasıl baktığını ben de bilmiyordum ama farklı bakıyordu. Yine sadece yatak arkadaşı olmadığımı söylercesine bir bakış atıyordu. Sanki farklı duyguları varmış gibi.
"Bazen benden hoşlandığını düşünüyorum"
Birden söylemiştim bunu. Neden içime atıp da beni kemirmesine izin verecektim ki? Jungkook ise şaşkınlık belirtisi göstermemiş, sadece gülmüştü.
"Bazen mi?"
Derken? Tepkisi sadece bu muydu cidden?
"Evet, bazen."
"Neden peki? Sana bunu düşündürten şey ne?"
"Garip bakıyorsun" demiştim kaşlarımı çatarak. "Sanki yatak arkadaşına değilde flörtüne böyle fiyakalı bir bakış atıyormuşsun gibi"
"Fiyakalı bir bakış? Güzelmiş" demişti gülerek. Neden hala beni reddetmemişti?
"Yani?"
"Ne yani?"
"Beni reddetmiyorsun?"
"Kabul de etmedim?"
"Önemli olan reddetmemiş olman"
Gülmüştü yine. Neden bu kadar rahattı? Ben bile geriliyordum.
"Beni etkilediğinin farkındasın. Daha fazla cevaba ihtiyacın olduğunu düşünmüyorum"
"Ben herkesi etkilerim Jungkook" demiştim ciddi bir şekilde. "Ama sen farklısın. Etkilenmemen gereken birinden etkileniyorsun-"
"Aynı zamanda sevişmemem ve vakit geçirmemem gereken biriyle de sevişip görüşüyorum, onu çocuklarımla tanıştırıyorum" demiş ve hareketlenerek bana doğru eğilmişti biraz. "Senden herkes etkilendiği için etkilenmiyorum Taehyung. Karakterin, duruşun, davranışların hoşuma gittiği ve seninle bedenlerimiz olduğu gibi kafalarımız da uyuştuğu için etkileniyorum."
"Böyle şeyler söyleme bana" demiştim sessizce. Kalbim hızlanmıştı. Garip hissediyordum. "Kafamın karışmasını istemiyorum"
"Çoktan karışmış gibi geldi ama neyse" diyerek güldüğünde hareketlendiğim için kucağımda huzursuzlanan köpeği sevmeye devam etmiş, eski pozisyonumu korumaya çalışmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slumber Party: taekook
Fanfiction"Me and your boyfriend playin' dress up in my house"