19: Karmaşık hisler

4.9K 609 111
                                    

Benim bugüne kadar kimseye karşı yoğun hislerim olmamıştı.

Kafamın karışıklığı, istediğim şeyi elde etmeme rağmen bundan zevk almaktan çok kendimi bunalmış hissetmemin nedeni belki de bilmeyişimdi. Sevmeyi, sevilmeyi bilmeyişimdi. Bugüne kadar duygusal anlamda yoğun hislere sahip olmadığım için şimdi farklı bir şeyler hissediyor olmak beni korkutmuş da olabilirdi. Ya da benim için kimsenin risk almamış olması, benim için hayatını değiştirmeye kalkışmaması da şimdiki karmaşık hislerim için geçerli bir neden olabilirdi.

Şimdiki hislerim ne miydi?

Karmaşıklık, bunalmışlık, kaygı, bilinmemezlik ve bunların yanında da şaşkınlık.

Jungkook benim için hayatını değiştireceğini, tahmin edemeyeceğim kadar büyük bir adımda bulunarak birçok şeyi bozacağını söylemişti. İşlerin aslında çok daha karmaşık olduğunu, görünenin neredeyse hiçbir şey anlam ifade etmediğini söylemişti defalarca. Bu yüzden sürekli zaman istemişti fakat o da biliyordu ki sabrım da bir yere kadardı ve yine bu yüzdendi ki Jungkook bu değişimi daha fazla ertelememişti.

Elbette şu anda ortada bana söylenen kesin bir şey yoktu fakat Jungkook ve Minhye'nin farklı arabalarla okula gelişi ve aynı sınıfta olmalarına rağmen dip dibe olmayışları birçok şeyin habercisiydi.

Evet, şimdi istediğim olmuştu. Fakat neden mutlu değil de kaygılıydım? Sorumluluklar almaya hazır değil miydim? Eğer hazır değilsem bugüne kadarki hareketlerim tam olarak neydi? Neyin peşinden koşmuştum?

"Bunlar ayrıldı mı?"

Hyungsik bana sokularak sessizce sorduğunda kimlerden bahsettiğini biliyordum. Bakışlarımı onlara çevirmeden bilmiyorum dercesine omuz silktiğimde Hyungsik iç geçirerek bir elini omzuma yerleştirmişti.

"İyi misin sen?"

"İyiyim" diye mırıldandığımda inandırıcı olmadığımı biliyordum fakat yine de neyse ki üstelememişti. Neden böyle garip hissettiğimi bilmiyordum açıkçası, daha bir hafta öncesinde Minhye'ye Jungkook'u kaptığıma dair bir intikam şarkısı bile söylemiştim. Şimdi değişen neydi de içimde kaçma isteği vardı?

"Kusacak gibisin Taehyung"

Ses tonu endişeden çok kızarcasınaydı. Bakışlarımı ona çevirdiğimde kaşlarının da çatık olduğunu görmüştüm.

"Bir şey mi oldu?"

"Hayır"

"Neden mutlu değilsin o zaman?" Demişti sessizce. Bana yaklaşmıştı aynı zamanda. "İstediğin şey bu değil miydi?"

"Üzerime gelme" demiştim geri çekilerek önüme dönerken. "Ne hissettiğimi ben de bilmiyorum"

Bir şey söylememişti. Fakat sesli bir nefes verdiğini ve bu sırada da güldüğünü duymuştum. Bu yüzden bakışlarım otomatik olarak ona döndüğünde yüzünde rahatsız edici bir ifade görmüştüm.

"O neydi şimdi?"

"Hiçbir şey"

"Dalga geçer gibi mi güldün?"

"Hayır. O daha çok 'bunun geleceğini biliyordum' gülüşüydü"

Şimdi benim de kaşlarım çatılmıştı. Bedenimi tamamen ona döndürerek konuşmuştum.

"Tam olarak ne geldi peki?"

"Birini elde ettiğini hissettiğin anda ortada bırakıyor, gidiyorsun" demişti gülümseyerek. Ama bu sinir bozucu bir gülümsemeydi. "Bağlanma gibi bir derdin yok ve sadece yasak elmaları seçip onlara koşuyorsun. Elde ettiğin anda da tüm ilgin kayboluyor. Taehyung, sen gerçekten çok iyi bir arkadaşsın ama konu aşk, sevgi olunca cidden çok değişiyorsun"

Slumber Party: taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin