"Şerefsiz, haysiyetsiz, sapkın, piç-"
Hyungsik bana sövüyordu. Elbette Jungkookla geçirdiğim ateşli dakikaları harfiyen ona anlatmıştım o da bir posta yalancı öğürme-kusma seansından sonra bana sövmeye başlamıştı.
"Bak gerizekalı, sana diyorum ki yuva yıkanın yuvası olmaz" demiş ve kafama vurmuştu. "Git Minhyuk'la seviş, Jake olur, Niki olur, Sunghoon olur ama niye gidip sevgilisi olan bir adamla yapıyorsun? Kudurdun mu? Adam mı kalmadı?"
"Ya yuvasını falan yıkmadım. Adam kendisi ilk adımı attı diyorum. Kendisi istekliydi. Zorla mı yaptım? Madem sevgilisine çok düşkün o zaman yapmasaydı kardeşim? Tutamıyor mu si-"
Şak.
"Sen uslanmazsın" demiş ağzımın ortasına cidden şak diye tokat yapıştırdıktan sonra başını iki yana sallarken. "İflah olmaz bir piçsin çünkü-"
"Sus, Jungkook geliyor. Bakalım nasıl bir tepki verecek" diyerek onu acil bir şekilde susturup normal bir şey konuşuyormuşuz gibi gülümsediğimde neyse ki o kadar sövüp saysa da bana ayak uydurarak gülmüştü o da. Hatta çıtayı arşa çıkarmış omzuma hafifçe vurarak oyunculuğunu konuşturmuştu.
"Oğlum saçmalama. Sabah sabah nereden geldi bu aklına? Babam hayatta yollamaz beni Kanada'ya falan"
"Bilmiyorum, değişiklik istiyorum, soğuk bir yere gitmek istiyorum ve çok da uzak olsun istiyorum"
"Salak salak hayaller kurma. Ayrıca annen de oğlum Kanada'ya gitsin hemen yollayayım diye bekliyordu" dediğinde küçük bir kahkaha atmış ve burnumu kırıştırmıştım.
Biz var ya cidden fenaydık. Nereden gelmişti bu şimdi onun aklına?
"Doğru. Annemi unutmuşum bir an. Neyse, hayal kurmak bedava sonuçta. Kayağa gideriz Kanada'daymışız gibi hayal ederek kayarız biz de" diyerek omuz silktiğimde Hyungsik gözlerini devirmiş ve gülerek başımı okşamıştı.
"Sen işe girince ilk maaşınla götürürsün bizi kayağa"
"Abartma lan" demiştim ciddileşerek. Jungkook az sonra yanımızdan geçecekti. "O kadar da fakir değiliz. Gideriz bir hafta sonu. Güzel bir değişiklik olur bence"
"Bilmiyorum, babam bu aralar sıkışık galiba. Birkaç gün çalışırsam belki olabilir" dediğinde dudaklarımı büzerek onun yanaklarını kavramıştım.
"Ben de yardımcı olurum sana. Sen otel parası bulsan yeter" dediğimde alt dudağını sarkıtarak bana tatlı tatlı bakmıştı şerefsiz.
Yalnız konu değiştirelim derken küçük bir tatil planlamıştık resmen.
"Bakalım, halledebiliriz belki" diyerek ellerimi yüzünden çektiğinde başımı onaylar anlamda sallayarak derin bir nefes verip önüme döndüğümde Jungkook ve sevgilisi Minhye hemen çaprazımızda kalan sıraya otururlarken sanki sadece hareketlilik olduğu için o tarafa kısa bir bakış atmıştım ve o sırada da Jungkook da bana baktığında ikimiz de birkaç saniye öylece bakışmıştık fakat sonrasında Jungkook önüne dönmeden önce dudaklarına küçük bir gülüş yerleştirerek gözlerimin içine baktığında o önüne döner dönmez istemsizce gülmüş, alt dudağımı ısırırken Hyungsik'e dönerek 'gördün mü?' bakışları atmıştım. O ise gözlerini devirmekle yetinmiş, ağzının içinden anlamadığım şeyler mırıldanmıştı.
Evet bebeğim, bu iş olmuştu ve dünkü yakınlaşmamız kesinlikle sonuncu olmayacaktı.
-
"Beyler, siz ne diyorsunuz?"
Tatili biraz daha detaylandırmıştık Hyungsik'le birlikte. İkimiz de iki kişi gitmenin çok da eğlenceli olmayacağını düşündüğümüzde bizim çocuklara sormaya karar vermiştik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slumber Party: taekook
Hayran Kurgu"Me and your boyfriend playin' dress up in my house"