-Cinsel içerik uyarısı
Jungkook tuvaletten çıktığım sırada benim pamuk kadar yumuşak ve hafif olduğumdan emin olana kadar öpmüştü beni. Çıktığımda elbette meraklı gözler üzerimizdeydi ama benim gözlerim hemen Minhye'yi bulduğunda gözlerinin içine baka baka gülüp dudaklarımı yalamış, ardından yanımdaki Jungkook'a dönerek onunla tatlı tatlı konuşmaya başlamıştım. Sinirlenmişti yine. Umrumda bile değildi.
İstediği kadar kızarıp bozarabilirdi. Bu daha başlangıç bile değildi.
Okuldan çıkıp eve gittiğimde neyse ki kimse yoktu ve yolda Jungkook'un bana aldığı temizleme jeliyle yüzümü yıkadığımda hemen çıkartmış olması keyfimi biraz daha yerine getirmişti. Duşa girip vücudumun da tamamen temizlenmesini sağladıktan sonra bornozumla birlikte salona geçmiş, koltuğa yayılarak telefonumu elime almıştım.
Bakalım bugün yaşananlar okulun aptal sayfalarına düşecek miydi?
Bu da soru muydu? Elbette düşmüştü bile. Siyah boyanın her yerimde olduğu fotoğraflar bir seri halinde paylaşılmıştı. Hepsine gözlerimi devire devire bakmıştım fakat son fotoğraf dikkatimi çekmişti. Çünkü o fotoğraf tuvaletten çıktıktan sonra çekilmiş bir fotoğraftı. Basım hafif öne eğikken dudaklarım kıvrıktı. Fakat önemli olan detay bu değil, biraz arkalarda kalan Jungkook'un da beni arkamdan izlerken aynı benim gibi gülümsüyor oluşuydu.
Dudaklarım kıvrılırken parmaklarımı ekranda gezdirmeye başlamıştım hemen. Yorum yapacaktım fotoğrafın altına.
@kth son fotoğraf tatlıymış
Herkesin dikkatini son fotoğrafa çevirttiğime göre şu anlık yapabileceğim başka bir şey olmadığı için insanların yaptığım imayı anlamalarını ve bir dedikodu çıkarmalarını bekleyecektim sadece.
İç geçirerek telefonumu bırakıp ayağa kalkmıştım ki kapının çaldığını duyunca oraya doğru ilerlemiştim. Zaten gelebilecek kişi sayısı oldukça kısıtlıydı. Hyungsik ya da Jungkook olmalıydı. Açıkçası Hyungsik'e hala sinirliydim, bu yüzden Jungkook'un gelmiş olmasını istediğimi itiraf edebilirdim.
"Selam"
Kapıyı açar açmaz Jungkook'u pervaza hafifçe yaslanmış halde bulmuştum. Beni görür görmez de gülümseyip selam verdiğinde bedenimi saklamayı bırakıp kapıyı daha çok açmıştım. Bakışları hemen vücudumda gezinip tekrar gözlerimle buluştuğu sırada dudaklarını da büzmüştü.
"Banyo yapmana yetişirim diye düşünüyordum"
"Şansına küs" diyerek omuz silktiğimde tekrardan gülümsemiş ve içeriye girmişti.
"Yemek yedin mi?"
Çantasını yere bırakıp koltuğa oturduğu sırada sorduğunda çaprazında duran koltuğa oturmuştum ben de.
"Hayır. Sen yedin mi?"
"Yemedim" demişti başını hafifçe yana yatırırken. "Sen yaparsın da yeriz diye düşündüm"
Kaşlarım havalanırken gülüşümü engelleyememiştim.
"Öyle mi? Yemek yapabildiğimi mi zannediyorsun?"
"Yapamıyor musun?" Sormuştu. "Olsun. Denersin. Senin yapmanı istiyorum sadece" diyerek omuz silktiğinde gülercesine bir ses çıkartmıştım.
"Amacın ne?"
"Senin yemek yapmanı sağlamak?"
"Jungkook, cidden-"
"Sadece," Sözümü kesmişti. Bedenini öne yani bana doğru biraz eğmiş ve gözlerime bakarken devam etmişti. "Sadece bir şey sormadan yemek yapsan ve biz de yesek, olmaz mı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slumber Party: taekook
Fanfiction"Me and your boyfriend playin' dress up in my house"