19

404 52 6
                                    



Kısa genç yürüdüğü yolda çevredeki insanlara göz gezdirdi. Herkes grup halinde ayrılmış, gülüşerek farklı yönlere gidiyordu. Kalabalığın arasından sıyrıldı ve yokuş aşağı yürümeye başladı. Bu görüntüye daha fazla dayanabileceğim sanmıyordu çünkü.

Uzun bacakları ile hızlı ve aceleci adımlar atmaya başladı. Çevrede az insan kalana kadar böyle yürümeyi planlıyordu.

Okul çıkışı olduğu için bulundukları sokak kalabalık ve tanıdıklarla doluydu. Bunu sevmiyordu. Tanıdığı her bir yüzü gördükçe midesi kasılıyordu. Onlara görünmeye katlanamıyordu.

Hızlı adımlarını yavaşlatmadan sokağın çıkışına ilerledi. Kulaklıklarından kulağını bas bas dolduran müzik kalabalığın gürültüsünü bastırıyordu ve tek şansı buydu o an için.

Okulu yorucuydu, sırtındaki ağır çanta jöle misali sallanan bacaklarına yardımcı olmuyordu. Tersine, ense kökünden ayak uçlarına kadar bir ağrının hücum etmesine sebep oluyordu.

Soğumaya başlayan hava sayesinde yüzünü kapatan ve perçemi andıran saçları onu terletmiyordu, hızlı adımlarına rağmen hafifçe süzülüyordu sadece sarı-kahve tutamlar.

İçinin aksine çok sakin bir hava veriyordu genç, sadece acelesi varmış yada eve gitmeye can atıyormuş gibiydi. Dışarıdan gören biri şarkı sözlerine odaklanamayacak kadar düşünceli olduğunu fark edemezdi.

Yüzünü kapatan maskesinin altından kızaran burnunu çektiğini veyahut dudaklarını kanatırcasına ısırdığını da fark edemezdi. 

Belki de bu yüzden minho asla tam anlamıyla fark edememişti onu.

Maskesini çıkarmaya tenezzül etseydi eğer, iyi ya da kötü fark ederdi bir ihtimal.

Ama genç çocuk korkaktı.

Yardım isteyemeyecek kadar korkaktı.

Ve Tanrı korkak insanları her zaman önce sınardı.

𝘫𝘶𝘴𝘵 𝘸𝘩𝘪𝘴𝘱𝘦𝘳 𝘵𝘩𝘢𝘵 𝘺𝘰𝘶 𝘭𝘰𝘷𝘦  𝘮𝘦  // 𝘮𝘪𝘯𝘭𝘪𝘹Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin