Yaşam bazen ders verirdi bizlere, hiç olmayacak şeylerle imtihan ederdi bizi. Kader ise yaşamdan bağımsız ilerleyen ve hayatla çelişkilerle dolu değişik bir mükafaatlandırma sistemiydi...
Kaycee'nin yaşamı değişik bir hikayeden ibaretti. Dışlanmadan...
Şaşırtıcı gücün yüzünden köyün tarafından korkutuldun, hiçbir yere uyum sağlayamadın. Ve gençken, istenmediğin yerde kalmamaya karar verdin. Bu nedenle seyahat etmek, alışmanız gereken bir şeydi. Para için çeşitli işler yaparak geçinmek zorundaydınız ve kaldığınız hanların çoğu oldukça zordu. Bir türlü ev bulamadın, gittiğin yerlerin hiçbiri yeterince iyi değildi. Seni gücün için kabul edebilecek bir yer, eski köy halkının sende olduğunu söylediği lanet. Yine de o karanlık geçmiş tavrın yoktu; Bir şey varsa, çoğunlukla neşeli görünüyordun. Hiç kimse senin bu kadar sert olduğunu tahmin bile edemezdi. Seyahatleriniz sırasında karşılaştığınız herkes, dünyayı keşfetmeye çıktığınızı düşündü. Ve sonunda yolculuğunuz sizi Saklı Yaprak'tan birkaç mil uzağa götürdü.
~İtachi~
Uçurumun kenarında oturuyor, rengarenk gökyüzüne ve geçen bulutlara hayranlıkla bakıyordu. "Peki Shisui'ye hangi köye gidiyoruz?" Ağaçtan ağaca atılan Itachi, Shisui'nin arkasından geliyordu.
"Balıkçı köyü kulağa sıkıcı gibi geliyor ama birçok insan balığın su yüzeyine çıkıp ölü olduğunu söyledi. Balık olmadan köy yiyecek kaybeder ve çok zarar eder, bu yüzden bu onlar için büyük bir şey- Hey! Itachi dinliyor musun?!" Her iki Uchiha erkeği de durdu ve Shisui, Itachi'nin dikkatini neyin bu kadar dağıttığını görmek için geriye baktı.
"Bir kız mı? Vay canına, bir kızın seni durdurmasına izin vermen hiç hoş değil." Shisui, böylesine ender duran bir manzarayı görünce çok eğlendi. Itachi savunmacı bir şekilde ona baktı.
"Tch, öyle değil. Neden orada oturduğunu anlamaya çalışıyorum. Onu daha önce hiç görmedim, tehlikeli biri ya da düşman olabilir. Sanırım kontrol edeceğim." Shisui yüksek bir ağaç dalına atladı.
