-9-

890 71 49
                                    


"Ne?"

"Ne ne?"

"İçeri girmek için yayının bitmesini mi bekledin bu ne hız?"

"Evet bekledim."

"Gerçekten bekledin mi?" diyip güldü Chan.

"Yayın varken bu kadar iyi bir giriş yapamazdım." dedi sırıtarak Changbin, Chan'ın arkasına bilgisayarın tam karşısındaki kanepeye oturdu. 

"Sürpriz oldu bana da gelişin." gerçekten beklemiyordu aslında, tahmin etmişti ama gelmeyeceğini düşünmüştü.

"Gelsene yanıma." dedi Changbin kanepenin diğer ucunu gösterip, Chan bilgisayarı kapatıp yanına geçti. İki tarafta konuşmayınca Chan "Ne konuşuyoruz?." diyerek konuşmayı başlattı.

Changbin derin bir nefes aldı "Ben konuşmayacağım hyung daha çok sen anlatacaksın."

"Ne diyorsun?"

"Huh, aslında buraya gelmeye cesaretim yoktu ama kendimi biraz toparladım gibi. Her zaman sen bize yardımcı oluyorsun yanımızdasın ve bugün bunu demeliymişim gibi hissediyorum. En azından kendi kafamdaki soru işareti kaybolur."

"Anlamıyorum."

"Lafımı bitiriyim kesme lütfen, son zamanlarda hatta son zamanlarda da değil bilmiyorum garip davranıyorsun hyung, bunu senin grup üyen tatlış Changbin olarak söylemiyorum burada senin yakın arkadaşın Changbin oturuyor şuan." 

Chan sessizce Changbin'i dinliyordu, nedense ileri gideceğine dair bir hissi vardı.

"Bu yüzden bir şey varsa da yani içinde tutmanı istemiyorum her zaman bizi sen dinliyorsun ama konu sen olunca çok ketumsun. Ah heyecanlandım gibi şuan yürek yemiş gibi hissediyorum. Ciddi konuşmak benim için çok zor şuan gülesim geliyor, her neyse. Demek istediğim sadece yanında olmak istiyorum. Ben sormadan bana anlatmak istediğin şuan bir şey var mı?"

Aklına bir şey gelir gibi oldu ama tekrar duvar ördü Chan ve bir telaş hissetti. Ne istediğini bilmese ve görmezden gelsede bedeni, beyni, kalbi Changbin'in neyden bahsettiğini biliyordu ama belki bir umut o değildir diye düşünüyordu.

"Yok."

"Pekala." diyip dudağını ısırdı Changbin, tereddüt ediyordu. Her şey bir yana Chan'la uzun zamandır arkadaştı ama yinede çekiniyor gibiydi.

"Nasıl başlayacağımı bilemiyorum sanırım." dedi Changbin büyük bir ciddiyetle.

"Changbin?" diyip konuşmasına yardımcı olmak için sordu Chan.  "Garipsin dedin buradan başla. Ne oldu fark etmeden birinize soğuk mu davrandım, kırdım mı? Bu aralar eve de iş getirip çalışıyorum bu yüzden hepinize vakit ayıramadım değil mi? Biliyorum, üzgünüm özür dilerim." o kadar garip hissediyordu ki bu dediklerimden biridir umarım diyerek dua edecek haldeydi neredeyse.

"Hyung." diyip durdu. "Chan, neyden bahsedeceğimi bilmiyor musun gerçekten?"

Biliyordu. "Bilmiyorum."

"Peki." diyip cümlelerini toparlamak için düşündü Changbin, buraya gelmeden önce bir çok senaryo kurmuştu ama Chan'la karşı karşıya kalınca onlar da aklından uçup gitti. Neredeyse biri gelse de bu gerginlikten kurtulsam diye moduna geçecekti. Neden bunca zaman değil de şuan bu konuşmayı yapmak istediğine dair bir fikri yoktu. Onu neyin tetiklediğini bilmiyordu tam olarak çünkü ani gelişen bir düşünce değildi. Ama karşılıklı iki tarafın davranışları da sürekli değişkenlik gösteriyordu. Diğerleri de bu durumu- böyle bir durum varsa- fark etmeden açıklık getirmek istiyordu Bin.

8 Eksi 1 Eşittir 0 / ChanlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin