"Jake, sen şu yok olma büyüsü müdür nedir? Onu yap lütfen, size bir şey olmayacağından emin olmalıyız." Jake göz devirerek Jay'in söylediğini düzeltti. "Görünmezlik büyüsü." Sunoo onların bu hallerine tebessüm ederken durumun ciddiliği sebebiyle tavrını değiştirmişti. Olay ne kadar karmaşık olsa da hepsi vicdanlarına yenik düşmüş ve Jungwon'un da ısrarlarıyla gelmişlerdi kasabanın girişine. Plan basitti; Jay, Niki ve Sunoo kasabaya girip Kyungmin beraberinde yapabilirlerse bir iki kişiyi alıp kaçacaklardı. Jake, Sunghoon ve Jungwon'da kasabanın girişinde büyü sayesinde görünmez bir şekilde bekleyeceklerdi. Diğer üçlü vampir oldukları için o kargaşada zaten dikkat çekmezlerdi. Jay ne kadar onları yanından ayırmak istemese de kokuları vampirleri çekebilirdi, en güvenlisi kasabanın girişinde beklemeleri olacaktı.
Planı uygulamaya başladıklarında Jake büyüyü yapmış ve oturup beklemeye başlamışlardı. Jay ise istemeyerekten kasabaya girdi.
Kasaba ise tam anlamıyla cehenneme dönmüştü. Kasabalıların kendilerini kurtarmak için yaktıkları ateşler, etrafa saldıran vampirler, korkuyla kaçan küçük çocuklar... Üçlü oldukları yerde durmuş ve içleri acıyarak etrafa bakınıyordu. Bağırışlar her yerden kulaklarına ulaşıyordu. "Gidip bulalım onları." Sunoo gözleri dolu şekilde endişeyle konuştuğunda hepsinin aklında aynı düşünce vardı. "Umarım geç kalmamışızdır." Jay duyulabilecek şekilde mırıldandığında üçü de farklı yerlere dağıldılar.
"Korkma Jungwon, gelecekler şimdi." Jake, küçüğünü omzuna yaslayıp teselli ederken bir gümbürtü koptu. "Ya ben sana gelme demedim mi? Ne işin var senin burada?!" Biraz ilerilerinde iki vampir tartışıyordu. "Geonu a-acıyor." Zaten yerde olan vampiri bir sinirle ittirdiğinde acı bir inleme duyuldu. "Senin neyine buraya gelmek! Önce kendi sağlığına baksana sen! Bu pis kasabayı korumak senin işin mi?!" Üçlü şaşkınlıkla olanları ilerlerken aralarındaki hararetli tartışma sebebiyle kokularını duymamış olmalılardı.
Yerdeki beden zorla ayağa kalkarken yüzünü görebilmişlerdi ancak bu hepsinde bir şaşkınlık oluşturmuştu. "Heeseung hyung..." Jake'den bir fısıltı duyulduğunda ikili hala tartışıyordu. "Burası benim evim tabi ki koruyacağım... Ayrıca sandığın gibi bütün kasaba halkı da kötü değil, bütün vampirlerin kötü olmadığı gibi." Heeseung zorlanarak konuştuğunda Geonu ona kısa süreliğine sarılıp geri çekildi. "Üzgünüm ama her şey için çok geç burada dur ve zarar görmediğinden emin ol. Her şey bittiğinde seni buradan alacağım." Geonu ona konuşma fırsatı vermeden kasabaya girdiğinde Heeseung kendi kendine sinir krizi geçiriyordu. Ağlıyodu, ağaçlara yumruk atıyordu. Kulağına hışırtı dolduğunda ise sesin nereden geldiğine dikkat kesildi. "Kim var orada?" Jake büyünün etkisini geçirdiğinde Sunghoon bulundukları ağacın arkasından çıktı. "Sunghoon!" Heeseung'ın şaşkın suratını umursamadan gözleri yaşlı şekilde sıkıca sarıldı Sughoon, arkadaşını çok özlemişti. Jungwon ve Jake de dayanamayıp yanlarına gelerek sarıldığında bir süre öylece durdular. Çok özlemişlerdi.
"Niki! Dikkat et!" Tanıdık ses ile arkasını dönen Niki, üzerine doğru gelen yanmış ağaç parçasından son anda kurtulmuştu. Sesin geldiği yöne döndüğünde ise Kyungmin'i görebilmişti. Koşarak yanına gittiğinde Kyungmin korkudan ona sıkıca sarılmıştı. "Yardım edin lütfen, Daniel'ı bulamıyorum." Niki kafa sallarken gözü arkasında kucağında bir çocukla koşan genç kıza takıldı. "Gel benimle Kyungmin." Onun kolundan tutup genç kızın yanına ulaştı.Kız önündeki vampire korkuyla bakarken Kyungmin'den gelen sorun yok uyarılarıyla az da olsa rahatlamıştı. "Sakin ol Yuna, ona güvenebilirsin." Yuna kendisine doğru gelen Kyungmin'e kucağındaki küçük çocuğu verirken bir yandan da ağlıyordu. Niki derin bir iç çekti, burada bir sürü masum vardı ama hepsini kurtaramayabilirlerdi. "Lütfen yardım edin bütün ailemi öldürdüler, kardeşim ve ben kaldık." Niki etrafa bakınırken kafasıyla onu onaylayıp güven verici bir şekilde konuştu. "Tamam önce sizi kasabanın dışına götüreceğim gelin benimle."
Niki yanındaki ikili ve Kyungmin'in kucağındaki küçük çocukla kasabanın girişine geldiğinde etrafta kimseyi görememişti. "Jake hyung! Sunghoon hyung! Jungwon hyung!" Boşluğa öylece bağırdığında da bir cevap bulamamıştı. Etrafta kokularını da hissedemiyordu, bu işte büyük bir terslik vardı.
___________________________
kontrol etmeden atıyorum umarım beğenirsiniz~~
ayh heyecan yaptım sebepsiz
neyse güzel günler~~
mei kaçar~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
my night guest - [jaywon] ✔
Fanfiction"...insanlar vahşi ve vicdansız yaratıklar, birbirlerini öldürmekten de asla çekinmiyorlar." Her şey geceleri Jungwon'un balkonundan gelen misafirle başladı.