my night guest - [jaywon] ✔

16

Terslikler her zaman en olmadık zamanda çıkardı kişilerin yoluna, büyük bir taş gibi önlerini kapatır ve ne yapacaklarını bilememelerine sebep olurdu. Ya bir çıkış yolu bulurdunuz ya da o taş size yük olur, sonsuza dek de yolunuza yuvarlanmaya devam ederdi.

Kasvetli ortam herkesin sesini kesmesini ve kasabanın meydanında toplanmasına sebep olurken herkes çok gergindi. Jungwon, Jake ve Sunghoon birer vampir tarafından hırpalanmış ve kaçmamaları için kollarından tutuluyorlardı. Jay ise oradaki herkesi yok edecek kadar öfke doluydu, gözlerini Jungwon'un dudağındaki kızarıklıkta gezdirdikçe de Sunoo tarafından tutulması oldukça zorlaşıyordu. "Geonu! Bırak onları yeter, amacın ne senin kesin şunu!" Tükürürcesine söyledikleri ve yükselen sesi bazı kişilerin irkilmesine sebep olurken Geonu, yanındaki Heeseung'ın yalvaran bakışlarına aldırmadı. Gözünü hırs bürümüş gibiydi, intikam ateşi ise sönmüyordu. Gözlerinden her şey anlaşılıyordu. "Hep biz mi kayıp vereceğiz Jay? Asıl senin amacın ne? Bu tanıştığın insanlara kendini çok kaptırmışsın ama sana hatırlatayım sen bir vampirsin ve onlarla düşmanız. Bunu sen söylemiştin, hatırlamıyor musun?" Jay hala sinirle solurken Geonu devam etti. "Onları öldürmeliyiz diyordun ne değişti?!" Jay sinirle ona doğru hamle yapmak istiyordu ki Sunoo tekrar tuttu onu. "Hyung dur, bunu böyle çözemeyiz." Çözemezlerdi, Jay'in onlara karşı yaptığı bir hamlede bike hepsini kaybedebilirlerdi. Jay hareketlenmeyi kesip kolunu Sunoo'dan çektiğinde üzerindeki kırgın bakışların sahibi, yıllardır atan kalbinin üzerine büyük bir yük binmiş gibi hissettirmiști. Jungwon, sevdiğinin -bunu kendine itiraf etmek zor olsa da- geçmişinden duyduğu bu ufak kesitle parçalanan kalbinin, yüzüne vurmasına engel olmadı. Kırgındı, o ki ölüme gidiyor olsa bile vampirlere kin dolmamıştı. Sadece korkardı ama asla düşman olduklarını söylemezdi. Belki de canını en çok acıtan da tanışmamış olsalardı ölümünün onun elinden olabileceği ihtimaliydi.

"Onları öldürürsen seni yok ederim Geonu." Jay'in büyük bir nefretle kurduğu cümle Geonu'nun gözünü korkutmasa da oradaki insanların tedirgin bakışları bulundukları durumun ne kadar tehlikeli olduğunu gösterirdi elbet. "Geonu lütfen..." "Ne yapacağımı söylemeye ne kadar meraklısınız siz ya!?" Heeseung, Geonu'nun bağırmasıyla kulaklarını kapatırken o bunu umursamadan konuşmaya ve içindeki zehri akıtmaya devam etti. "Bu yaratıklar bizim ailemizi, arkadaşlarımızı, sevdiklerimizi öldürdü! Doyum ailesini kaybettiğinde ne kadar üzüldü en iyi sen biliyorsun!" Jay aklına gelen anılarla öfkesi biraz duruldu,

Doyum iki yıl önce ailesinin gözleri önünde yanmasına şahit olmuştu ve girdiği şok yüzünden iki hafta konuşmamıştı. Gözleri Jake'i tutan Doyum'la buluştuğunda onun dolu gözlerini gördü Jay. O sırada sessizliği bozan Sunghoon oldu. "Bizi öldürerek onlardan bir farkın mı olacak sanıyorsun? Sende acımasız biri olacaksın..." "Sunghoon.." Jake, ona bir şey olmasından korkup onu uyarırken Sunghoon aynı ciddilikle ona baktı. "Öleceksekte bunları söylemeden ölmek istemiyorum." Jake sakince kafa sallayıp önüne döndüğünde Sunghoon ona büyük bir dikkatle bakan Geonu'ya çevirdi gözlerini. "Sence bizi öldürünce her şey son mu bulacak? Bu sefer de insanlardan acımasız olanları intikam peşine düşecek ve sonunda ne olacak biliyor musun? Birbirimizi yok edeceğiz ve bu dünyadan silinip gideceğiz. İstediğiniz şey buysa durma, öldür hepimizi." Tekrar sessizlik çöktü, Geonu gözleri kızarmış olan Heeseung'a baktı.

"Hyung!" Yanında Kyungmin, Yuna ve onun kardeşi ile gelen Niki dikkatleri üzerine çekerken onun gözleri herkeste dolaşmış sonra da Sunoo'da durmuştu. "Sunoo! Ne oluyor burada!?" Sunoo bir şey demeyip Niki'yi inceledi, onun yara almasından ölesiye korkuyordu. "Bir şey olduğu yok..." Geonu öylece boşluğa konuşurken etrafta insanları tutan arkadaşlarına baktı ve onlarla beraber kasabadan uzaklaşmaya başladı. Niki giden kişilere bakarken Sunoo koşup sıkıca ona sarıldı. "Neyseki iyisin." Niki kollarını ona sarıp etrafına anlamaz bakışlar attı. Az önce orada neler olduğunu bilmiyor oluşu merakını harekete geçiriyordu.