12

1.2K 164 63
                                    


  Jungwon, derede temizlenmiş biraz da Sunoo ile şakalașarak gelmişlerdi ağaç eve. "Geçin oturun, Sunghoon diğer ikisini çağırmaya gitti." Jake son tabağı da masaya koyup konuştuğunda Jungwon ve Sunoo yan yana kuruldular masaya. Jake oturan Jungwon'a yaklaşıp ellerini saçlarına koyup karıştırdı. "Gülümsemene sevindim, iyi olacağız merak etme. Heeseung hyung'a bunu yaptıkları için onlar cezalarını çekecek ve biz iyi olacağız. Özellikle Heeseung hyung için gülümseyelim tamam mı?" Jungwon karışan saçlarını düzeltirken mırıldanarak onayladı büyücüyü.

  Masaya gelen Niki ve Jay'de yuvarlak masada karşılarında bulunan sandalyelere oturdular. Jake ve Sunghoon yemekleri tabaklara doldurup onlarda kalan sandalyelere oturduğunda Jungwon yanında boş kalan iki sandalyeden birinde gezdirdi gözlerini. Ağlayacağını haber verir gibi sızlayan burnu ile derin bir nefes alıp verdi ve tabağına döndü. O sırada onu izleyen Jay ağzından çıkan iltifatı durduramamıștı.

  "Kazak, yakışmış Jungwon." Tabağına bakarak söylediği cümleler Jungwon'un karnında kasılmalara yol açarken masadaki gözlerin de kendisine dönmesine sebep olmuştu. Sunghoon konuyu dağıtma amacı ile boğazını sahte bir şekilde temizleyip dikkati kendine çekti. "Biz Jake'in büyü kitaplarını almaya gideceğiz yemekten sonra." Jungwon kaşlarını kaldırdı, biraz önceki iltifatın etkisini geçirmişti bu cümle. "Ama hyung hala orada olabilirler, gitmeseniz." Sunoo elini Jungwon'un omzuna koydu ve guven verici sesiyle konuştu. "Sen uyurken Niki ve ben kontrol ettik, merak etme. Gitmişler, kimse yoktu." Jungwon kafa sallasa da içi rahat edememiş ve endişeli sesiyle uyarı da bulunmadan edememişti. "Dikkatli olun ama hyung." Sunghoon yarım gülüşü ile onu onaylayıp yemeğine devam etti.

  Yemek bir şekilde bittiğinde toplama işi Jay ve Jungwon'a kalmıştı. Sunoo ve Niki yemeği yer yemez kimseye fark ettirmeden gitmiş, Sunghoon ve Jake'de yola çıkmıştı.

  Tabakları yıkarken kendini, düşünmekten alıkoyamadı Jungwon. Yeni bir sayfa açıyor gibilerdi, artık o kasabalı çocuk değildi Jungwon. Herkes tarafından örnek gösterilen sevimli çocuk, yerini sözde lanetli bir gence bırakmıştı. Artık suçlunun Jay olmadığını anlayabiliyordu Jungwon, suçlu olan o topluluktu. Acımasız düşünceleri ve vahşi hareketleri ile cani insanlarla dolu olan o topluluk, kendi varoluşları başlı başına zararken yaşaması gerekenleri öldürüyordu.

  Her şey büyükbabanın açgözlü oluşu ile başlıyordu. Sonradan öğrendiğine gore vampirleri avlayan kasabalılara altın veriliyordu. Bunu duyduğunda anlamasa da şuan taşlar yerine oturuyordu işte. Aileleri de öyle kandırmış olmalıydı o adam.

"Jungwon? İyi misin?" Yüzüne bakabilmek icin eğilen Jay'le kesişen gözleri, onu gerçekliğe döndürdü. "İyiyim, bir sorun mu var?" Jay elindeki sünger ve tabağı gösterdi. "Deminden beri aynı tabağı yıkıyorsun." Sonra bir iç çekip Jungwon'un elinden süngeri aldı ve kendisine çevirdi yavaş hareketlerle. "İçinde ne oluyor bilmiyorum ama yardımcı olmak istiyorum Jungwon. Yeterince ifade ettiğimi - ilk başta yanlış etsem de- düşünüyorum. Sana değer veriyorum ve senin için her şeyi yapabilirim." Jungwon bir süre önündeki vampirin yüzünü inceledi, içi gidiyordu. Onunda içinde Jay için ölüp biten bir kısım vardı. Ellerinin köpüklerini değdirmemeye dikkat ederek kollarını boynuna dolayıp sıkıca sarıldı Jay'e. Bu Jungwon'un Jay'e attığı ilk adımdı ve ikisi içinde şaşırtıcı olduğu da bir gerçekti. Jay de kollarini sıkıca beline sardı onun ve kokusunu içine çekti. Bu koku da onu çeken bir şey vardı ve hayır bu vampir oluşu ile alakalı falan değildi, sanki huzuruydu bu koku ya da evi. Öyle hissediyordu.

  İkiside duyduklari sevinç çığlıkları ile ayrıldıklarında ne zamandır orada olduğunu bilmedikleri Sunoo ve Niki çifti onları izliyordu. "Kendimi duygusal bir anne misali havalara uçacak gibi hissediyorum Jay hyung, anlatabiliyor muyum?" Sunoo'nun abartılı tepkilerle söylediği kelimeler dördünü de güldürdü.

  Sunoo bir mutluluk virüsü gibiydi. Her yaptığı şey en üzgün ve somurtkan kişiyi bike kahkahalara boğabilirdi. Niki de zaten bunu severdi ama Sunoo onun için güleç biri dışında çocukluğunu yaşayamamış, kırılgan ve duygusal biriydi. Bu yanını yalnız Niki bilirdi ve o içinde kalan çocukluğunu bir tek o harekete geçirirdi.

  Diğer çiftler gibi değildi onlar, içlerinde çocuksulardı ve çocuklardı. Ciddiyete pek gelmediklerini ikisi de bilse de birbirlerini seviyor oluşları başlatmıştı bu güzel ilişkiyi.

  Hava kararmak üzereydi ve Jake ile Sunghoon hala gelmemişti. Çok yüksek ihtimal geri dönüş yolundalardı.

  Balkon misali yerde ayaklarını boşluğa bırakıp sallandıran Jungwon, önündeki günbatımını izliyordu. Yanına oturan beden ise baskın kokusundan belli ediyordu kim olduğunu. "Yeni bir sayfa açıyor gibi hissediyorum. Bundan sonra bu şekilde yaşayacak olmamız biraz yeni geliyor." Jay bir şey dememesine rağmen konuşan Jungwon, onun yüzünde bir gülümseme oluşturmuştu. "Elbet alışacaksın ve hepimiz böyle yaşamaya alışacağız. Hem sizin güvende olduğunuzdan emin olduktan sonra biz de evlerimize döneceğiz." Jungwon içindeki burukluk hissiyle kafasını Jay'e çevirdiğinde, Jay sanki içindeki sıkıntıyı çözmüş gibi kıkırdadı. "Korkma, her gün geleceğim buraya." İkiside tebessüm ediyorken Jungwon bir soru yöneltti. "Eviniz nerede?" "Buranın kuzeyinde kalıyor, sizin oraya yaklaşmamanız gerektiği için buraya getirdim. Orada bir sürü vampir var ve içlerinde fazladan kan -özellikle insan kanı- için her şeyi yapacak kişiler tanıyorum. Yani tek caniler insanlar değil, bizde de var öyleleri." Jungwon hafifçe yutkunup kafa salladı. Jay öncesinde de demişti. Onun yerinde başka bir vampir olsaydı Jungwon yaşıyor olmazdı.

  Toplulukları genellemek, yapılan en büyük yanlışlardan biriydi. İnsanların hepsi cani veya vampirlerin hepsi masum değildi. Elbette bilinen bir gerçek de vardı. O da şu ki Jungwon şanslıydı, Jay ve yanında iki iyi vampire denk gelmişti. Kendinu yanındaki Jay'in omzuna yasladı ve yüzüne vuran rüzgarla kaybolan güneşi izledi. Jay ise güneşi umursamıyordu, onu ilgilendiren kollarının arasındaki sevdiğiydi.

_______________

uzun bi sure bu kiyafetlerle olacaklar[sunoo'nun saçları sarı bu arada] neyse evet hasta bir sekilde yazdim mantıksız ve yanlis yerler varsa kusura bakmayin sahsen bu kafayla bana çok dogru geliyorlar neyse evet sizi seviyorum güzel günler mei kaçar~

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

uzun bi sure bu kiyafetlerle olacaklar
[sunoo'nun saçları sarı bu arada]
neyse evet hasta bir sekilde yazdim mantıksız ve yanlis yerler varsa kusura bakmayin sahsen bu kafayla bana çok dogru geliyorlar neyse evet
sizi seviyorum
güzel günler
mei kaçar~

my night guest - [jaywon] ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin