1. Bölüm

4.5K 239 69
                                    

Merhabalar :)

Öncelikle birkaç şey söylemek istiyorum.

Bu kitaba başlamadan önce 1 ay kadar bir düşünme sürecim oldu. Sanıldığının aksine kurgu yazmak çok zordur, en azından benim için...

Kitabı düşünürken bile dalıp gidiyorum eminim sizde çok seveceksiniz. Elina'yı en iyi şekilde size yansıtmaya çalıştım.

Hayalet okuyucu olmayın lütfen emeğe saygı duyun ve beğendiyseniz oylarınızı bekliyorum.

Satır arası yorumları unutmayınnn!!!

İyi okumalar🪐

...

1. Bölüm
"Gri saçlar..."

-20 yıl önce-

Ay'ın Güneş'ten iz taşımayan tarafı kasvetliydi...

Öyleki saraya gitmeye çalışan kâhin, sert rüzgarın etkisiyle nerdeyse savrulacaktı. Yolu az olmasaydı asla bu kadar mücadele vermeyeceğini söylüyordu kendine. Yıllardır uğramadığı evine, saraya, derin bir özlem duyuyordu. Buraya gelmesi yasaktı. Kuralları çiğniyordu. Zorunda olmasaydı yapmazdı.

Ancak gördüğü rüya yüzünden kendini bir anda saraya giderken bulmuştu.

Hala etkisinde olduğu rüya yüzünden olabildiğince çabuk olmaya çalışıyor, bir an önce saraya gitmek istiyordu.

Kehanetin gerçekleşmesi, bir felaketi de beraberinde getirecekti. Bunun bilinciyle, kasvetli rüzgara rağmen elini çabuk tutuyordu. Kral ve kraliçenin tepkilerine şimdiden kendini hazırlıyordu, çünkü geri dönemeyecekti. Kral onu yaşatmazdı...

10 yıl önce sürgün edilen kâhin saraya alınabilmeyi umuyordu.

Gökyüzünde dans eden sarayın en üst köşesine taht kurmuş bayrağı görünce büyük bir rahatlamayla nefesini verdi. Adımlarını daha emin atmaya başladı.

Yıllar hiç bir şey götürmemişti, doğduğu evi hatırladığı gibiydi. 10 yıldır ayağını bile basmadığı aydınlık taraf kendini göstermek istercesine parlıyordu. Ülkenin güzelliği hakkında söylenecek söz yoktu. Aydınlık tarafa ayak bastığı anda bütün rüzgar bir anda yok oldu. Gökyüzü aydınlandığında gözleri kamaştı ve elini yüzüne siper etti. Bu hissi özlemişti.

Saray çok uzakta değildi, eviydi burası, evinden gönderilmiş olmanın ne kadar kötü bir his olduğu bilinemezdi... aşık olduğu o havayla ciğerlerini doldurdu. Bu saraya dair her şeyi özlemişti... Sarayın girişine kadar yürüdü, tam da tahmin ettiği gibi askerler nöbet tutuyordu. Askerler onu anında tanıdılar. Yılların götürdüğü siyah saçlarına aklar düşmüş, yüzü yaşlanmanın etkisiyle buruşmuştu ancak o yüz ifadesi başka kimsede yoktu. Onu görmeyi hiç ummuyorlardı. Şaşkınlıklarını gizleyemediler ama bu kısa sürdü. Bu kadından ürküyorlardı ancak bunu göstermezlerdi.

"Buraya nasıl gelebilirsin?! Aydınlık taraf sana yasak bunu bilmiyor musun?!"

Askerlerden biri öfkeyle konuştuğunda yanındaki askerde onunla aynı fikirdeydi. Onu korkutabilmeyi ummuşlardı ancak buna kendileri bile inanmıyordu. Bu kadının kendisinden korkması,
Güneş'in Ay ile birleşmesiyle aynı şeydi. Tahmin ettikleri gibi kâhin kadın bundan hiç etkilenmedi hatta onlar yokmuş gibi içeriye girmeye çalıştı.

𝐺𝑅𝐼̇ 𝑃𝑅𝐸𝑁𝑆𝐸𝑆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin