Merhabalar :)
Önceki bölüme bir göz gezdirin.
🪐İyi okumalar🪐
...
20. Bölüm
"Özür dilerim, bayım..."-Son 1 yıl içinde-
-Geçit açılmadan önce Ay'da-
Kasvetli havanın hiç bitmediği, karanlığın peşini bırakmadığı soğuk krallık, bugün her zamankinden farklıydı.
Sabahın ilk saatlerinde etrafı kaplayan ve zaman geçtikçe baskınlaşan tuhaf enerji, ihtişamlı ülkenin her bir yanını sarmalamıştı. Halk ve kraliyet ailesi bunun nedenini anlamaya çalışsa da sorular cevapsız kalıyordu. Sinalar sebebini bilmedikleri bu aura yüzünden ilk başta korksalarda saatler birbirini takip ederken artık kimsenin odağı değildi. Kaynağını bilmedikleri için oldukça merak etmeleri dışında.
Ancak bu baskıdan kimse şikayetçi değildi.
Çünkü saçma bir şekilde iyi hissediyorlardı.
Hem ruhsal hem de fiziksel olarak bütün sinalar kendilerini fazlasıyla enerjik ve mutlu hissediyorlardı. Sadece onlar değil bütün ülke bu durumdan nasibini almıştı. Son on bir yıldır hüküm süren karanlık gökyüzü özüne dönmüştü. Bunu gören sinaların birkaçı göz yaşlarını tutamamıştı bile. Çok özlemişlerdi. Çok uzun zaman geçmişti mavi gökyüzünü görmeyeli. Kurumaktan çatlayan topraklar hızla yeşeriyordu. Yaprakları dökülmüş ağaçlar yıllar sonra meyve büyütüyorlardı. En son ne zaman gördüklerini dahi hatırlamadıkları eşsiz canlıların sesleri duyulmaya başlamıştı, güzelliklerini unutmuşlardı. Meydanın gözdesi olan görkemli koca hayat ağacının dalları büyümeye yüz tutmuş yeni yaprakları bir bir bitiyordu çevresinde. Halk olanları şaşkınlıkla izliyordu.
Ancak bu olanlara sevinemeyen birileri vardı.
Kral ve Kraliçe.
Luna, elinde tuttuğu mendile ara sıra öksürmeye devam ederken penceresinden şaşkınlık ve biraz da endişeyle olanları izliyordu. Halkını yıllar sonra ilk defa mutlu görüyor ve sonunda isyanlarının bitmesine sevinmek istiyordu. Bu görüntüyü özlemişti. Krallıkları asırlarca kitqplarda güzelliğiyle anılmışken on bir yıldır bunlardan mahrum kalmasına herkes gibi o da üzülüyordu elbette.
Fakat içten içe bu olanların kızıyla bir bağlantısı olduğunu düşünmek onu endişelendiriyordu.
Kral oda içerisinde ellerini arkasında birleştirmiş, sürekli etrafında dönüp dururken stresle de alt dudağını kemiriyordu bir yandan.
Kraliçeyle aynı durumdaydı. Her ne kadar mutlu olmak istese de bir anda böyle bir değişim olması onu fazlasıyla korkutmuştu.
Oysa ki kendisi türlü çözümler aramış çoğu kez başarısız olmuştu, bütün bunların kraliçenin çöküşünden olduğunu bilmesine rağmen. Şimdi ise hiçbir şey yapmadığı halde krallığının o güzelliğinin katlanarak arttığını görmek onu sevindirmesi gerekirken korkutuyordu.
Kraliçe ise planlarının tehlikeye girmesi riskini düşünürken çıldırmanın eşiğindeydi.
Her şey mahvolacaktı.
Bu kadar yaklaşmışken olamazdı.
Kral arkasını döndüğünde kraliçe de aynı anda eşiyle göz göze gelmişti. Luna, sertçe yutkundu. Ellerini kırmak istercesine birbirine kenetlemişken gözlerini kaçırmak istedi ancak şuan bu pek mümkün değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐺𝑅𝐼̇ 𝑃𝑅𝐸𝑁𝑆𝐸𝑆
FantasyKİTAPLARIM REKLAM PANOSU DEĞİL!!! *Kitabın (ç)alınması halinde gerekli işlemler yapılacaktır. Çok soğuktu... O gün Ay'ın Güneş'i kucaklayan, rüzgarın dahi ziyaret etmediği aydınlık tarafı, karanlıkla anlaşmış gibiydi. Sarayda tatlı bir telaş var...