İyi okumalar 🪐
...
23. Bölüm
"Çok güzelsin sina..."-1 yıl içinde-
Bir bacağını diğerinin üzerine atmış, eline kadar çektiği hırkasının uzun kollarını biraz daha çekmiş, parmaklarının bile görünmeyeceğinden emin olduktan sonra kollarını göğsünden bağlamıştı. Şişmiş gözleri uzun süredir yaşların eksik olmadığını belli ederken birkaç gündür taramadığı uzun kızıl saçları dağınık bir şekilde toplanmıştı. Günlerdir sargılarla dolaştığı kollarının sargıları çıksa bile ömrünün sonuna kadar bedeninde bir imza olarak taşıyacağı o izler yüzünden kolsuz kıyafetlerinin tamamını paramparça etmişti. Ağır bir depresyondaydı ve psikolojinin ciddi anlamda bozulduğu bir gerçekti zira artık etrafındaki herkes onun bir şizofren olduğunu düşünüyordu.
"Üzgünüm efendim ancak öğrencinin velisine uzun süredir ulaşamıyoruz aynı şekilde öğrenciye de. Onlar gelmeden bu sorunun çözümüne ulaşmamız mümkün değil."
Bir de bu vardı tabii.
O canavar hayatını kararttığı günden sonra ortadan kaybolmuştu. Hangi cehennemde olduğu umrunda değildi, işini hallettikten sonra o cehennem çukurunda sonsuza dek kalabilirdi.
"Kamera kayıtlarını defalarca kontrol ettik, evet Elina oradaydı fakat fiziksel bir temasa girmemişler bile. Orada olan öğrencileri sorguladık ve herkesten aynı cevapları aldık.
Her şey çok akıl almazdı. Yakın arkadaşı Valeria o gün ordaydı ve her şeyi görmüştü ama ona bunu söylediğinde ona deliymiş gibi bakmıştı.
"Elina ile kavga ettiğinizi hatırlıyorum ama biraz abartmıyor musun? Kız sana dokunmadı bile. Belki yanan bir şeyle uğraşırken olmuştur. Elina'nın elleri boştu üstelik. Yakabilecek bir şey bile yoktu yanında."
"Anlamıyorsun! Yakıcı bir şey kullanmadı. Bileklerimi elleriyle yaktı. Sımsıkı tuttu ve birden yanmaya başladığını hissettim. Kendim yapmadım, yapsam hatırlamaz mıyım? Bana inanmalısın, o kızda bir şeyler var! Normal değil, zaten görünüşü bile tuhaf."
İç çekti sıkılarak, yakın arkadaşı olarak gördüğü kız. Popülerliği sayesinde yanında olan Valeria, rezilliği yüzünden kendisinden utanırken hâlâ ona derdini anlatmaya çalışması acınasıydı.
"Burada normal olmayan biri varsa o da sensin." Çıkıp gitmişti ve arkasında bir enkaz bırakmıştı.
Adı kadar iyi hatırlıyordu bileklerini kavrayışından ettiği kelâmlara kadar.
"Onları yakarım."
Beyninde yankılanarak dönüp duran ve kafasını duvara sürtmek istemesine sebep olan o cümle yüzünden intiharın eşiğine gelmişti. Saçlarını yolarak kafasındaki sesleri susturmaya çalıştığı gecenin sabahında aklını hala kaybetmediği için şükrediyordu.
O acı hep oradaydı ve asla unutmayacaktı zira ona o günü hatırlatacak derin izlere sahipti. Bu izler yoktan var olmamıştı o kız yapmıştı işte.
İşte yine yanıyordu bilekleri. Sol bileğini hızla sıkarken ismini duydu.
"Lily."
Gerginlikten terleyen müdür, eliyle kravatını gevşetmiş, kel kafasında su damlacıkları oluşmuşken gözlüğünü çıkartıp sol elinin parmaklarıyla burun kemerini sıkmıştı. Rengi solmuş kahverengi ceketini koltuğunun arkasında asmış, cehennem gibi geçen bu birkaç günün artık bitmesini diliyordu. Alnındaki teri cebinden çıkardığı peçetesiyle sildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐺𝑅𝐼̇ 𝑃𝑅𝐸𝑁𝑆𝐸𝑆
FantasiaKİTAPLARIM REKLAM PANOSU DEĞİL!!! *Kitabın (ç)alınması halinde gerekli işlemler yapılacaktır. Çok soğuktu... O gün Ay'ın Güneş'i kucaklayan, rüzgarın dahi ziyaret etmediği aydınlık tarafı, karanlıkla anlaşmış gibiydi. Sarayda tatlı bir telaş var...