5. Bölüm

2K 171 73
                                    

Merhabalar :)

Bu bölümü iyi okuyun.

Satır arası yorumlarınızı unutmayın!!!

İyi okumalar🪐

...

5. Bölüm
"Gri prenses..."

-18 yıl 9 ay önce-

Soğuktu...

Çok soğuktu...

  O gün Ay'ın Güneş'i kucaklayan, rüzgarın dahi ziyaret etmediği aydınlık tarafı, karanlıkla anlaşmış gibiydi.

  Sarayda tatlı bir telaş vardı. Kraliçenin odasına girip çıkan sinaları izleyen kral, ellerin bel hizasında arkasında bağlamış, yerinde durmuyor, bir kaç adım attıktan sonra arkasını dönüp adımlarına devam ediyor, bir döngü şeklinde sürekli bu hareketi yapıyordu. Kraliçenin haykırışları sarayın duvarlarını yıkmak istercesine çarpıp geri dönüyor, bütün sarayı inletiyordu.

  Hekimle beraber içeri giren sinayla nefesini tuttu. Kral bekledi...

  Doğumun sorunsuz geçmesi için dua ediyordu. Aylardır kraliçe, hamile bir kadının yaşadıklarından daha fazlasına maruz kalmıştı. Öyleki bebeğinin doğması onu bir cezadan kurtaracaktı. Hamileliği boyunca birçok kez hastalanmış, bir anlık gelen şiddetli ağrılar yüzünden bayılmıştı. Bu bebek onu içten çökertiyordu. Bebeği taşımak her geçen gün daha da zorlaşıyordu onun için. Çünkü ona sadece zarar veriyordu. Kraliçeyi mahvetmişti. Hekimler daha önce bu şekilde gebelik geçiren bir sina ile karşılaşmamıştı. Kraliçenin ölümü dilediği anlar bile olmuş, bebeği için hepsine göz yummuştu. Çok sabırlıydı. Sayısız ızdıraplı gecenin sonunda artık bebeğine kavuşacaktı.

  Kral, hamilelik boyunca hep kraliçenin yanındaydı. Acısını hissediyordu. Sinalar eşlerinin acısını hissederlerdi. Kraliçe nasıl acı çekiyorsa kral da onunla beraber aynı hisleri paylaşıyordu. Bebek sonuna kadar sağlıklı gelişmişti. Fazlasıyla. O sağlıklı bir şekilde büyüdükçe kraliçede aynı hızla bitiyordu.

  Sonunda bebeğini kucağına alacak ve bu işkenceden kurtulacağını umarak doğum yatağında 9 ay çekmediği kadar acı çekiyordu.

  Kraliçe güçlüydü.

  Bebeğim için dayanmalıyım, diyordu kendine. Kendine zarar veren varlıktan güç alıyordu.

  Dayanılmaz acısı son bulmak üzereydi.

  Kral sabırsızca yerinde kıpırdanıyordu. Eşinin acı çığlıkları göğsüne bir hançer gibi saplanıyor, beraber acı çekiyorlardı. Elini kalbine götürdü ve derin nefesler aldı.

Kraliçe içerde acı çekerken eşiyle de acısını paylaşıyordu.

...

  Uzun bir sürenin ardından kral artık eşinin çığlıklarına dayanamamış, bir hışımla iki kapı kolunu da tutup açmıştı.

  Önce bir bebeğin ağlama sesi, sonra hekimin elindeki bebek...

  Kraliçenin sesini hiç aratmayan bebek, hekimin kucağında temizleniyordu. Ter içinde yatağına serilmiş olan kraliçe, gözlerini hafifçe aralayarak uzaktan yeni doğmuş olan bebeğine baktı ve yüzünde buruk bir gülümseme oluştu. Sonunda dedi içinden, bitti bu ızdırap. Şaşkınlık ve mutluluk içinde olanları izleyen kral gözlerinin dolduğunu hissetti.

𝐺𝑅𝐼̇ 𝑃𝑅𝐸𝑁𝑆𝐸𝑆Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin