YİRMİ ALTINCI KİLİT

110 37 132
                                    

"Sanki düşlerinin kıyısına giden yolu bulmuş gibiydi."

.

.

.

Can'ın sözlerinden sonra ortamda kısa bir sessizlik oldu.

Ardından Selim heyecanla:

-Amirim ciddi misiniz? Her şey bitti mi yani?

Can elindeki bıçağı yere indirdikten sonra başını salladı ve:

-Eğer Büyük Patron bu bıçak elindeyken eldiven takmadıysa bitti demektir ve nedense ben takmadığını düşünüyorum.

Metin düşünceli gözlerle Can'ı süzerek:

-Bıçakla ne işi vardı Büyük Patronun Can? Seni korkutmak için mi kullandı?

-Korkutmak değil konuşturmak için... Aslına bakarsanız Büyük Patronun bugün bana söylediklerini düşününce duyduklarıma anlam veremiyorum.

Süleyman Amir sorgular gözlerle Can'a baktı ve:

-Ne söyledi ki sana ?

-Eskiden beni tanıyormuş. Hatta geçmişte birlikte çalıştığımızı iddia etti.

İlyas anlamsız gözlerle:

-Nasıl yani? O fare de önceden bizim gibi polis miymiş?

Can yumruğunu sıkarak:

-Hayır. Benim...

Can sustu. Ardından sinirle dudağını ısırdı.

İlyas ise gözlerini devirdi ve:

-İftira atıyor belli ki. Seni bu dosyadan uzak tutmak için her şeyi deniyor çünkü bir gün onu bulacağını biliyor.

Metin başını sallayarak:

-Bence de, kafanı karıştırmaya çalışıyor olabilir. Ama ben şuna takıldım: Seni tanımıyorsa geçmişe dair bir hafıza kaybı yaşıyor olduğunu nereden biliyor? Ve bu durumu kullanmaya çalışıyor.

Tüm ekip aynı anda Metin'e baktı. Yine bir sessizlik oluştu.

Ardından Süleyman Amir Can'ın omzunu sıktı ve:

-Sen şimdi bunları takma kafana evlat... Belki de bugün bıçağın üzerindeki parmak iziyle onu bulacağız ve bunları düşünmene gerek bile kalmayacak.

İlyas spor kulübüne baktı ve başını sallayarak:

-Aynen öyle Can... Sen hiç merak etme...

Can ekip arkadaşlarına tek tek göz gezdirdikten sonra:

-Bu dosya artık ben ve Büyük Patronun arasında geçen bir düelloya dönüştü. Böyle olmamalıydı ancak anladığım kadarıyla o pisliğin benden istediği şey şu: Meydan okuma... Kimin daha güçlü olduğunu görmek istiyor.

Süleyman Amir gururla Can'a baktı ve:

-Biz kimin daha güçlü olduğunu biliyoruz.

-Normal şartlarda ben de biliyorum ama o her seferinde şartları normal olmaktan çıkartarak hamle yapıyor. Eğer şu an cebimde duran bıçak Büyük Patronun elindeyken telefonu çalmasaydı bunu kalbime saplayacaktı.

Süleyman Amir hayretle:

-Nasıl? Ne diyorsun sen evlat?

-Evet. Kafama çuval geçirilmiş olsa da bu bıçağı kalbimin üzerinde gezdirdiğini hissettim. Buna eminim...

KİLİT KAPI CİNAYETLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin