DOKUZUNCU KİLİT

284 140 146
                                    

"Neden her kapının ardı bilinmezliğe çıkıyordu?"

.

.

.

Can durdu. Kalbi hızla atıyor, zar zor nefes alıyordu. "Of!" diye bağırdı. Duvara tekme attı. Bir süre sonra yutkundu. Nefes almaya çalıştı. Teri alnından yavaşça yanağına doğru aktı.

"Sakinim, sakinim, sakin olacağım!" diye kendi kendine tekrarlamaya başladı. Ardından koridorda bir ileri bir geri gitti. Bir şey yapmalıydı. Kendisi emindi ancak az önce Alper'in burada olduğunu ekip üyelerine nasıl kanıtlayabilirdi? O nefret ettiği belirsizlik durumu yine karşısına çıkmıştı. Artık bir şeyleri netleştirmeliydi.

Ne yapacağını düşünmeye başladı. İleri geri gidip gelirken gözü koridorun sonundaki kameraya takıldı. "Doğru ya, kameralar!" dedi kendi kendine. Alper bu ayrıntıyı atlamış olabilir miydi? Kamera sistemi hâlâ çalışıyor olabilir miydi? Bunu öğrenebilmenin bir tek yolu vardı. Can alnından akan teri hızla sildi.

Hemen bilgisayarların yer aldığı izleme odasına doğru koşmaya başladı. Çok geçmeden odanın önüne geldi ancak kapıya zincirle kilit vurulmuş olduğunu gördü. Buna anlam veremedi. "Kapıya neden kilit vurulsun ki?" diye söylendi. Düşünceli bir şekilde kilide baktı. Dokunduğunda ise açık olduğunu fark etti.

Kaşlarını çattı ve "Bu ne saçmalık!" dedi. Kapının zincirini çıkardı ve içeriye girdi. Odada yer alan üç bilgisayarında açık olduğunu gördü. Bir an düşündüKilit vurulmuş olan büronun bilgisayarları şu an nasıl açık olabiliyordu? Ardından "Lanet olsun!" dedi kendi kendine.

"Buraya da benden önce biri girmiş olmalı..."

Hemen bilgisayarlardan birinin önüne geldi. Monitöre doğru eğildi. Kamera kayıtlarına girdi. Şaşkın şekilde ekrana bakakaldı. Gözlerini kapadı. Tekrardan açtı. Gördüklerine bir süre inanamadı çünkü bugüne ait tüm kayıtlar bilgisayarda görünüyordu. "Buraya kadar gelip kayıtları silmemişler mi yani?" diye mırıldandı. Düşünceli şekilde etrafına bakındı. İzleme odası nasıl bırakıldıysa öyle duruyor gibi görünüyordu. Bir süre sonra tekrardan monitöre döndü. Hemen kayda girdi. İzlemeye başladı. Saatine baktı. Beşe geliyordu.

Hızla kaydı ileri sardı. Saati dört buçuğa getirerek izlemeye başladı. Bir süre sonra koridora birinin geldiğini fark etti. Kim olduğunu görebilmek için iyice ekrana yaklaştı ancak kayda giren kişinin yüzünü tamamen kaplayan bir gülen yüz maskesi taktığını gördü. Bu gülen yüz şeklini bir yerden anımsıyordu. Bir süre düşündükten sonra gözünün önüne genel müdür öldüğünde odasının duvarına yazılan yazı geldi.

O yazının sonuna çizilen gülen yüz şekliyle koridordaki kişinin taktığı maskenin şeklinin aynı olduğunu fark etti. İki şekilde de gözler olması gerekenden büyük, ağızsa olması gerekenden küçüktü. Bu fark edilmemesi imkânsız olan bariz bir ayrıntıydıDüşündü.Yani katil bilerek fark edilmek mi istiyor? " dedi kendi kendine.

Ardından koridordaki kişinin kameralara baktığı saniyede kaydı durdurdu. Maskeden dolayı yüzü görünmüyordu. Bu nedenle kıyafetlerini incelemeye başladı. Az önce Alper'in üstünde olan kıyafetleri anımsamaya çalıştı. Alper'i net olarak göremediği için kıyafetlerini de hatırlayamıyordu. Hemen dondurduğu görüntüyü yazıcıdan çıktı aldı. Hızlıca ayağa kalktı. Kâğıdı katlayarak cebine koydu.

İzleme odasından çıktıktan sonra "Alper eğer aynı kıyafetleri giyiyorsa her şey bitmiş demektir." diye mırıldandı. Farklı giyiyor olması suçsuz olduğu anlamına da gelmiyordu ama en azından birilerini kendine inandırmak için sağlam bir kanıt olabilirdi. Bu düşünceler içinde hızla bürodan çıktı. Alper ile Süleyman Amir barikat bandının önünde durmuş konuşuyorlardı.

KİLİT KAPI CİNAYETLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin