ALTINCI KİLİT

367 153 131
                                    

" Ne yapmalıydı? Birine koşulsuzca güvenmeli miydi?
Yoksa şüpheli kim olursa olsun deliller neyi gösteriyorsa ona mı inanmalıydı?"

.

.

.

Can kafası karışık bir şekilde Süleyman Amire bakmaya devam etti. Düşünmeye başladı. Süleyman Amir gerçekten iş birlikçi olabilir miydi?

"Herkes suçlu olabilir belki ama o bunu neden yapsın ki?" diye geçirdi içinden.

"Süleyman Amirin bu işten ne gibi bir çıkarı olabilir? "

Üstelik o bunca yıldır hiçbir işte Can'ın güvenini boşa çıkarmamıştı. Aksine birçok olayda kendisini korumuştu. Şimdi böyle bir şey yapması için nasıl bir neden olabilirdi ki? Bu çok mantıksızdı.

Can bu düşünceler içerisindeyken Süleyman Amir onu dürterek:

-Can, evlat! Sana diyorum. Beni buradan çıkarman lazım...

-Amirim daha dün kalp krizi geçirdiniz. Bu yüzden şu an hastaneden çıkmanız mümkün değil... Hadi içeri geçelim. Biraz dinlenin.

-Hayır olmaz! Buradan gitmem lazım diyorum sana.

-Amirim hadi lütfen...

Can amirinin koluna girdi. Onu yatağına geri getirerek oturttu.

Süleyman Amir ise ona baktı ve:

-Neden geldin? Dün istifa ettiğini söylemiştin.

Can meraklı gözlerle Süleyman Amire bakarak:

-İstifa etmemi mi isterdiniz?

-Hayır. Bunu istemezdim tabii ki ama Kilit Kapı Cinayetleri Dosyasıyla bir alâkan kalmamasını isterdim.

-Neden?

-Çünkü bu dosyada bir tuhaf davranıyorsun. Her zaman aradığımız seri katillerden birini arıyoruz sadece ama sen bir garipsin. Bu nedenle bazı hareketlerine anlam veremiyorum.

-Amirim bu dosya her zamanki dosyalardan biri değil...

-Bak evlat, biliyorum. Zaman geçtikçe sabırsızlanıyorsun ama az kaldı katili yakalamamıza. Merak etme... Bu dosyanın diğerlerinden farkı yok, inan bana.

-Amirim o pislik dün büroda onlarca amir varken genel müdürü öldürdü. Sizce bu normal bir katil mi veya bu dosya normal bir dosya mı?

Süleyman Amir gözlerini Candan kaçırdı.  Çok geçmeden düşünceli bir şekilde başını kaşıyarak:

-Haklısın aslında. Bu açıdan düşünmemiştim.

Can Süleyman Amiri baştan aşağıya süzdü ancak bir şey söylemedi.

Aklında hâlâ onun iş birlikçi olup olmadığı düşüncesi dönüp duruyordu.

Şimdi ne yapmalıydı? Birine koşulsuzca güvenmeli miydi? Yoksa şüpheli kim olursa olsun deliller neyi gösteriyorsa ona mı inanmalıydı?

Bir süre düşündükten sonra Süleyman Amirin yatağının yanındaki tekli koltuğa oturdu ve:

-Bu dosyayı bırakmaya niyetim yok. Katil kim olursa olsun onu bulacağım.

-İstifa etmiyorsun yani.

-Etmiyorum.

-Buna sevindim.

Can Süleyman Amire baktı. Yüzü solgundu. Oldukça bitkin görünüyordu.

Bunun üzerine buruk bir şekilde tebessüm ederek:

KİLİT KAPI CİNAYETLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin