KIRK DÖRDÜNCÜ KİLİT

53 7 2
                                    

"Ben zaten her zaman karanlık taraftaydım. Tek fark; ilk defa bunu gösteriyorum."

.

.

.

Üç Hafta Sonra

Süleyman Amir sıkıntıyla nefes verdi. Sağında kalan camdan dışarı baktı. Can üç haftadır ortada yoktu. Evine, büroya veya ortak tanıdıkları kişilerin hiçbirine uğramamıştı. Tepedeki ev Duru'nun kaçırıldığı gece ateşe verilmiş, yanıp kül olmuştu.

Tüm bu olanlardan sonra ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu.

Can'ı yıllar önce o cehennemin içinden çekip almak için ondan her şeyi saklamış, şimdi ise çok daha büyük bir cehennemin içinde kaybetmişti. Biricik dostu Adil'e verdiği sözü tutamamış, çuvallamıştı.

Can'ın haftalardır büroya uğramamış olması ise artık göze batmaya başlamıştı. Bu durum devam ederse Can'a soruşturma açılacaktı.

Ekip yirmi üç sıfır üçün tahmin ettiği bir şey vardı: Muhtemelen tepedeki evi Can ateşe vermişti.

Yine de kimse bundan söz etmiyordu. Herkes kendi işiyle ilgilenmeye devam ediyor gibiydi. Sadece İlyas alenen Can'ı arıyor, her gece evinin önünde nöbet tutuyordu. Can'a ne olduğu meçhuldü ancak Süleyman Amirin hisleri onun bile isteye ortadan kaybolduğunu söylüyordu.

İki ihtimal vardı: Ya Can yaptığı şeyle yüzleşerek geri dönüşü olmayacak bir şekilde gitmişti ya da bambaşka bir şekilde dönmek için hazırlık yapıyordu.

Süleyman Amir ikinci ihtimalin gerçekleşmesi için dua ediyordu.

İyi haber, tepedeki evin yasal olarak sahibinin bulunmamış olmasıydı. Mahalledeki kameralar evi görmediği için şanslılardı. Sanki o gece her şey Can'ın lehine olacak şekilde planlanmıştı.

Şimdilik evi birinin ateşe verdiği düşüncesi çok ses getirmemiş, prosedür olarak ekipler bölgeye intikal etmişti. Evin içinde kimse olmaması da başka bir avantajdı.

Muhtemelen o yangının içinde kül olan tek şey; Candı. Süleyman Amir bu düşünceler içerisindeyken İlyas hızla odaya daldı ve:

-Amirim acil... Acil...

-Ne oldu?

-Acil durum...

-Ne oluyor İlyas?

-Can...

-Can mı? Söylesene ne oldu?

-İstifa etmiş!

Süleyman Amirin hayretle gözleri açıldı. Vücudundaki kaslar birkaç saniye içerisinde gevşemiş, kontrolünü kaybetmişti.

Önündeki masaya tutundu ve kararan gözlerini sıkarak:

-Ne zaman?

-Bu sabah dilekçe vermiş.

-Nerede şimdi?

-Bilmiyorum. Bu çocuk ne yapmaya çalışıyor amirim?

KİLİT KAPI CİNAYETLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin