ÜÇÜNCÜ KİLİT

643 187 394
                                    

"Suçu kanıtlanmayan herkes masumdur."

.

.

.

Can'ın kafası karışmıştı. Bir süre daha Alper'in arkasından baktı. Düşündü.

Şu anda onu yakalamalı mıydı? Ayakkabılarının neden o hâlde olduğunu sormalı mıydı?

Bu düşünceler içerisinde "Ama..." dedi kendi kendine.

"Suçu kanıtlanmayan herkes masumdur."

Tekrar kameranın olduğu yere baktı. "Büroya gidip kamera kayıtlarını izlesem iyi olur." diye düşündü.

Ardından geriye dönerek yürümeye başladı. Birkaç saniye sonra arabasına bindi. Kemerini taktı. Ardından dikiz aynasını düzeltti.

Bu sırada arabanın içinde garip bir koku olduğunu fark etti. Emin olmak için bir daha kokladı. Bu koku ona sanki bir yerden tanıdık geliyordu ancak ne olduğunu tam olarak anımsayamıyordu. Bir süre hafızasını yokladı ne var ki kokuyu hatırlayamadı.

Ardından camları açarak derin bir nefes aldı. Düşünmeye devam ettiği sırada telefonu çaldı. Montunun cebinden telefonunu aldı. Arayan Süleyman Amirdi.

Açtı ve:

-Efendim amirim...

Süleyman Amir hiddetle:

-Neredesin sen? Söyle! Neredesin?

Can yutkundu ve:

-Şey, dışarıdayım amirim.

-Tabii tabii dışarıda olduğunu zaten biliyoruz. Ya sen nasıl cinayet mahalline nasıl gidersin Can? Ben sana bu sabah ne söyledim? Şimdi biz gizli gizli nasıl içeri gireceğiz? Yine dikkatleri üzerine çekmeyi başardın. Bravo sana!

-Amirim kimse beni görm...

Can bir an duraksadı.

Bu esnada Süleyman Amir merakla:

-Evet! Doğru ya, bende onu soracaktım. Biri gördü mü seni?

Can çenesini kaşıyarak bir an düşündü. Alper onu ispiyonlamış olabilir miydi?

Bu onun haddine değildi ve eğer böyle bir şey yaptıysa bedelini öderdi. Bunu biliyor olması gerekirdi.

Can bir süre sessiz kaldıktan sonra:

-Size kim haber verdi?

-Kameralardan gördüm kameralardan! Sağında, solunda, önünde ve arkanda olmak üzere dört ayrı binanın tam ortasında durmuş etrafı gözetliyordun. Bari tam ortada durmasaydın Can. Cidden şaka yapıyor olmalısın. Büroya gel hemen!

Süleyman Amir Can'ın cevap vermesine kalmadan telefonu kapattı.

Can ise arkasına yaslandı ve "Kameralar derken...Ben orada sadece bir tane kamera gördüm. Diğerleri neredeydi?" dedi kendi kendine.

Bu sorunun cevabını öğrenmenin tek yolu vardı: Büroya gidip bu konu hakkında bilgi almak...

Bu nedenle arabasını çalıştırarak büroya doğru sürmeye başladı.  Bir süre sonra vardığında arabadan indi. Merdivenlerden çıkarak içeri girdi.

KİLİT KAPI CİNAYETLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin