LEE HYUCK'S PHONE07:30
Now Playing;
"Sunsetz by Cigarettes after Sex
"Bu saatten sonra uyumak da mantıksız, bir şeyler yemeye gidelim mi?"
Mark'ın Yuta Hyung diye bahsettiği, yaklaşık 25 yaşlarındaki adamın küçük ve oldukça pasaklı dükkanından çıktığımızda saat çoktan altıyı geçmişti ve sokaklar okula yetişmeye çalışan çocuklar ve iş yerlerine giden insanlarla doluydu.
Yani insanlar, bu saatlerde birinin üstünde cırtlak mavisi ve fazlaca çirkin bir takım giyinerek kaykay kayan, yanında ise spidermanlı pijama altı giyinmiş iki üniversiteli çocuğu görmeye alışkın değillerdi.
"Tabii, birkaç saat önce jajangmyeon yememiş gibi tekrar yiyelim."
Mark, gereksiz bir enerjiyle kaykayında kaymaya devam ederken bende arkasından sallana sallana yürüyordum. On dokuz yıllık hayatımda uyku düzenimden bir kere bile şaşmamış olan ben şu anda sıfır uyku ile, Seoul sokaklarında yürüyordum.
Açıkçası bu gece olanları düşündükçe garip oluyordum.
Ben, yalnızca birkaç saat önce Mark'ın evine gitmiş, onunla annemin yaptığı jajangmyeonu yemiş ve ardından, çok spontane bir şekilde dövme yaptırmak için üstümdeki saçma sapan pijamaları umursamadan gecenin üçünde onunla dışarıya çıkmıştım.
Bir dakika. Daha fazlası da var.
Sonrasında ise ikimiz de birbirimizin favori albümlerini vücudumuza kalıcı olarak işlemiştik, birbirimizi yanımızda olmadığımız zamanlar bile hissetmek için.
Yalnızca bir gecede olan bu şeyler, her gün monoton bir hayat süren ve pek değişiklik yaşamayan kalbim için fazlaydı, çok fazla.
Sanırım, bu yaşadığım en iyi gece olabilirdi.
Ve bu gece, yeryüzünde beni hem en mutlu hem de en mutsuz kişiye dönüştürebilen tek kişi sayesinde yaşanmıştı.
Evet, Mark Lee.
Çoğu kişi benim gibi sessiz ve sakin olarak adlandırdıkları bir güzel sanatlar öğrencisinden, dövmeleri ilgi çekici bulmasını beklemezdi lakin kendi bedenini tuval olarak kullanma fikri bana hep çekici gelmişti.
Sadece, birinin beni cesaretlendirmesini beklemiştim. Jaemin'in beni Fransa konusunda cesaretlendirdiği gibi birinin de elimden tutup "hadi bunu yapalım." demesini beklemiştim çünkü tek başıma hareket edemeyecek kadar güçsüzdüm.
Elim, henüz iyileşme aşamasında olan dövmemde gezindi. The Neighbourhood'un 'i love you.' albümünü, yani Mark'ın en sevdiği albümün, kapağındaki semboller işliydi derimde.
Acaba Fransa'ya gittiğimde de, bu dövme sayesinde onu yanımda hissedebilir miydim?
Aklıma Fransa konusu gelince tekrardan yutkundum derince. Doğru, ona Fransa'ya gideceğimi söylemeliydim. Vedalardan ne kadar nefret etsem de bunu saklamak işe yaramazdı, özellikle onun dışındaki herkes bunu biliyorken.
![](https://img.wattpad.com/cover/230052851-288-k545109.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
deep end freestyle
Fanfictionsk8t3rb01 kaykayımın altını çiçeklerinle süslemeyi bırak