Ah. Merahaba. Bir çılgınlık yapıp bölüm atmaya karar verdim. O kadar uzun zaman oldu ki, bu bölümün yazım şeklini diğerlerinden farklı olarak kafama göre yaptım. Fark edeceksiniz.
Hem de saat gece 03:41.
Menüye bakıyorum bir saniye. Yine smut.. :( İyi okumalar.
***
"Tanrım... Yan profilin kusursuz duruyor Kris. Artık sadece çizimde değil, telefonumda da var."
Gülüp dudaklarına bir öpücük bıraktım ve fısıldadım.
"Öpüşsek şöföre ayıp olur mu?"
"Olmaz. Olmaz, neden olsun?"
Hayranlıkla baktım ve bir elimi ensesine çıkarıp kendime çektim. Dudaklarını öptüm yeniden. O ise bir elini kalçamdan hafifçe aşağılara doğru kaydırarak usulca bacağımı okşuyordu.
Gözlerimi yavaşça kapattım. Elimi tişörtünden sokup kaslarını okşadım parmak uçlarımla.
"Mm..."
Dilimi dudakları arasında sıkıştırıp emdiğinde inlememek için zor tuttum kendimi.
Kısa sürede dudaklarımdan boynuma geçmişti fakat az önceki öpücüğün etkisini üzerimden atmam uzun sürdü.
"Sanırım biraz daha beklemeliyiz."
Fısıldadım.
"Hmhm.. Seni özledim."
Popomu avuçlayan eline kendimi bastırdım istemsizce.
"Ama böyle yaparsan.."
Gözlerimi açarak titrek bir nefes verdim. Kalbim iyi değildi. Elimi tişörtünden çektim ve göğsüne yasladım başımı.
Birkaç dakika ardından araba fren yapmıştı. Kapıyı açıp indim.
Kris de peşimden inip etraftaki arabalara göz gezdirdi ve bir anda zaferle sırıtarak zıpladı.
"Babam yok."
İçeri girdiğimizde annesinin de evde olmadığını anlamıştık.
"Oh, küçük bey, bir şey mi istiyorsunuz?"
"Biz matematik çalışacağız. Kapının önünden bile geçmeyin."
"Tamam küçük bey. Nasıl isterseniz."
İçeri girince kapıyı arkamızdan kapatarak ceketini çıkarıp bir köşeye doğru attı.
"Oh, gün boyu üstümü çekiştirdim Kris! Kendi üniformamı özledim ben."
Sırıtarak saçlarımı karıştırdığında gözlerimi kısarak çocuk gibi somurtmaya başladım.
"Çıkar hadi matematik kitabını, çalıştırayım seni."
"Saçmalama!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homofobik
FanfictionVe o'nun elleri, ne zaman yakasında olsa daha fazla canını yakması için yalvarabilirdi.