Saat geç olmuştu fakat biz hala boş boş oturuyorduk. İkimiz de yorulmuştuk.
Kris'in dediği şey aklıma takılırken kaşlarımı çattım.
"Bunu ben de anlamıyorum... En çok Chen ve Jihoon'la takılıyorum. Chen neyse ama Jihoon gerçekten canımı çıkarıyor! Buna rağmen nasıl deliğim dar, bilmiyorum."
"Yeme beni. Kaç kişinin altına giriyorsun, tanrı bilir."
Kaşlarımı çatıp baktım.
"Jihoon'a söyle, kolaysa benim de altıma girsin!"
"İnkar etmiyorum! Ama bu aralar sadece ikisi. Jihoon aktif. Senin altına girmez, seni altına alır belki."
Sırttım.
"Demek öyle. Onu altıma alınca sana kim aktifmiş göstereceğim"
Telefonu elime alıp hesabını açtım.
"Çok merak ediyorsan üçlü yapabiliriz. İkinizi de altıma almak hiç sorun olmaz.
"Kris! Saçmalama. Ona bir şey söyleme."
Eline vurdum.
"Ayrıca o benim popomla gayet mutlu."
"Hayır, göreceksin. İstersen üçüncü kişi olmayadabilirsin, videosunu atarım. Yine de grup güzel olurdu ama."
"Kris,, onunla sex yapma."
Başımı iki yana sallayarak tekrar göğsüne sokuldum. Bu benim canımı acıtırdı.
"Şimdi de Jihoon için mi korkuyorsun gerçekten! O herife bir bok olmaz, bence bu kadar korkma!"
"Ama Jihoon direkt aktif. Altına girmez ki... Zorla mı yapacaksın? Şu ana kadar hep aktif oldu."
"Tao, bana iyi bak. Kızların hiçbiri bana hayır diyemedi. Kaldı ki erkekler mi diyecek?"
Geri çekilip kıyafetlerimi aldım.
"Üçlü olsun o zaman. Merak ediyorum. Eve gitsem iyi olur."
Kıyafetlerimi geçirdim üstüme.
Saate baktım.
"Geç olmuş. Burda yat, gitmene gerek yok."
"Kalabilir miyim gerçekten?"
Gülümseyerek baktım. Kris'in evinde kalacaktım. Odasına da girmiştim...
Yıllardır karşılıksız süren sevgim bir ihtimal karşılık bulabilir miydi? Şimdiden sex bile yapmıştık!
"Yat, uzatma. 2de eve gitmenin bir mantığı yok. Zaten kendim için çağırdım seni."
Yatağa girip yerleştim. Yani, sonuçta 2 kere becermiştim onu.
"Nerede uyuyacağım peki? Yanında mi?"
Sevinçle olduğum yerde iki yana sallandım. Belli etmek istemiyordum fakat olmuyordu.
Normal olan bir şeyi Kris'e sormadan yapamazdım, bana kötü davranmasına alıştığım için inanması zor geliyordu."Tao! Az önce 2 tur seks yaptık bu mu sana anormal geliyor!"
Yatağa yerleştim.
"Kıvrıl şuraya."
Altıma giydiğim pantolonumu ve sweati geri çıkardım hemen. Rahatsız etmeme düşüncesi aklımın ucundan geçmezken üzerine abanıp sıkıca sarıldım ve dudaklarını öptüm.
"Benden hala nefret etmiyorsun değil mi?"
Yaptığı harekete karşı gözlerimi açıp ona baktım. Gerçekten herkese karşı böyle miydi bu?
"Bu seni çok mu huzurlu kılacak? Herkese karşı böyle misin sen?"
Gözlerimi kırpıştırdım. Gerçeği söyleyemezdim. Daha yeni yeni yakınlaşmışken tekrar benden nefret etmesine dayanamazdım!
"Evet... Ben, böyleyim."
"Herneyse. Yat uyu, yarın o herifle seni yoracağım."
Başımı göğsüne koyup gözlerimi kapattım. Uyumayacaktım tabi ki, onu beklemeliydim.
"Sen de bana sarılsana..."
Tek gözümü açıp ona baktım ama gözlerini açmamıştı. Bu neydi böyle, her erkeğe böyle mi sırnaşıyordu? Para almam gerekirdi bence!
Gözlerimi kapayıp kollarımı etrafına doladım.
Bir süre sessizce bekleyip mırıldandım.
"Kris..."
Başımı kaldırdım ve yüzüne baktım.
Uyuduğunu anlayınca yatağın kenarında duran telefonuma uzandım ve birkaç tane fotoğrafını çektim.Dudaklarına yaklaşıp öperken bir fotoğraf daha çektim. Son olarak kamerayı sadece dudaklarına yakınlaştırıp çektim
Bütün galerim onun güzel yüzüyle dolsa sesimi çıkarmazdım.Telefonumu geri bırakıp yüzünü okşadım yavaşça, ardından saçlarını... Çok seviyordum hem de çok!
Biraz yana kayarak yüzümü onun yanağına yasladım ve gözlerimi kapattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Homofobik
FanfictionVe o'nun elleri, ne zaman yakasında olsa daha fazla canını yakması için yalvarabilirdi.