Ertesi günüm iş yerinde ve son derece yavaş geçiyordu. Tiffany ile birlikte küçük turumuzu yarına ayarlamıştık ve ben şimdiden yarın olacakları düşünmeden duramıyordum. Gideceğimiz yer neredeydi? Nasıl bir binaydı? Orada tam olarak neler yapıyorlardı? Bu düşüncelerim gerginliğimi artırıyordu, ama biliyordum ki Tiffany ile birlikte onları alaşağı edecektik.
Ruby davasını içeren dosyayı not defterimle birlikte çalışma masamın üzerine yerleştirdim. Şimdiye dek dosyadaki bilgileri de kendi notlarımı da milyon kez tekrar tekrar okumuş olmalıydım. Bilgilerin her biri kafatasıma yapıştırıcıyla tutturulmuş gibiydi.
Asıl çalışma alanım olan dosyalarla ilgili bilgileri içeren küçük notlar almaya ve onları bilgisayarıma kaydetmeye başladım. Ruby'nin dosyasıyla not defterimi masanın ucuna ittirdim, iş yerimden çıkmadan önce onları almayı unutmamam gerektiğini bana hatırlatmalarını istiyordum.
Saatler sonrasında mesai saatim sonunda bitmişti. Çantam ve araba anahtarlarımı da alarak ofisten ayrıldım. Evime dönerken bugün uzun yolu seçmiştim, manzaranın ve tatlı esintinin tadına varmak istiyordum. İçimde iyi bir his vardı. Yarın aklımı başımdan alan bir gün olacaktı ve ben, son on yılın gelmiş geçmiş en büyük davasını çözüme ulaştırmış olacaktım.
Eve geçtiğimde televizyonu açıp çay demliğine kaynaması için su koydum. Canım ballı sıcak çay çekmişti, sinirlerimi yatıştırmama yardımcı olabilirdi. Midemde beni rahatsız eden bir burukluk vardı. Ne olduğundan emin değildim ama bilinçaltım, bunun yarın olacaklara karşı duyduğum gerginlik olduğunu söylüyordu.
Hazır olan çaydan bir fincana dökerken arka planda sıradan bir komedi dizisi oynuyordu. Telefon çalmaya başlamıştı. Kimin aradığını merak ettim. Muhtemelen Tiffany idi, veya James. Son günlerde telefondan yalnızca onlarla iletişime geçiyordum.
"Merhaba?"
"Bayan Grove?" Bu Bay Kendrick'ti. Beni araması şaşkınlık damarıma basmıştı. Neden beni bu saatte arıyordu? Daha önce beni hiç aramamıştı. Zihnim düşünceden düşünceye, çıkarımdan çıkarıma atlıyordu, benden ne istiyor olabilirdi?
"Evet efendim, yani... Bay Kendrick. Buyurun?" diye sordum. Sesi sert ve soğuk çıkmıştı ve anksiyetem beni içten içe tüketiyordu.
"Merak ediyorum da Ruby Greene dosyası neden masanızda? Şu, çöpe attığımız dosya? Üstünde de siyah bir not defteri var ve içinde... Ruby Greene dosyasıyla alakalı notlar var?" Bay Kendrick'in ses tonu iyice buz gibiydi artık ve mutlu olmadığından da çok emindim.
Sertçe yutkundum. Kalbim ağzımda atıyordu. Ne diyeceğim hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. "Ben..."
"Bayan Grove, bir dosya resmi olarak kapatıldığında kafanıza göre onu tekrar açıp hakkında araştırma başlatamazsınız, bunun farkındasınız değil mi? Bu basit bir okul projesi değil. Buraya geldiğinizde benim size verdiğim işler üzerinde çalışmak zorundasınız. Bu durum fazlasıyla... hüsrandan ibaret." Sesi sinirle titriyordu. "Neden işleriniz dışındaki her şeyle bu kadar kafayı bozduğunuzu anlamış değilim, ama sizin gibi birinin ofisimde daha fazla çalışmasına gerek duymuyorum."
"Efendim, çok üzgünüm. Açıklamama izin verin." diyerek sözüne atladım.
"Açıklamanıza ihtiyacım yok. Tek bildiğim şu ki, siz tıpkı bir rakun gibi çöpleri didikliyorsunuz ve kendi küçük projenizi oluşturmuş, onunla ilgileniyorsunuz. İhlâl ettiğiniz kurallar bir değil iki değil. Ha bu arada, aldığınız notlara baktığımda söylemem gerekir ki, bir masalın peşinde koşuyorsunuz. Kötü, yalan, saçmalıklarla dolu bir masal. Eğer kendinize çizdiğiniz bu yolda giderek bu dosyayı çözebileceğinizi düşünüyorsanız, size yapabileceğim tek şey gülmek olur."
Soğuk sözleri damarlarıma kadar süzülmüştü. Kendimi karşısında cılız ve zayıf hissetmiştim.
Ona söyleyecek bir kelimem bile kalmamıştı.
"Kovuldunuz, Bayan Grove." dedi ve telefonu yüzüme kapadı.
Telefonu bir süre yerine takamadım. Az önce olanları hâlâ sindirmeye çalışıyordum. Kovulmuştum. Herkesin uğraşmaktan vazgeçtiği, pes ettiği davayı devralmaya karar verdiğim için işimden olmuştum.
Sonra aklıma, Tiffany ile bütün bu MK-Ultra saçmalığını kökten çözüme ulaştırma planlarımız geldi. James'ten sonra Bay Kendrick'ten de benzer yorumları duymak beni şüpheye düşürmemişti, veya demoralize etmemişti.
Tiffany için yoluma devam edecektim.
Ruby için yoluma devam edecektim.
Pes etmeyeceğim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RUBY'NİN GÜNLÜĞÜ 3: GÜNLÜĞÜN ARAŞTIRILMASI ➵ TÜRKÇE ÇEVİRİ (+18)
HorrorRuby Greene ve onun garip günlüğünün gizemi, 1970'lerin başına dek dayanıyor. Küçük kızın cansız bedeni bulunduğunda yanında yalnızca günlüğü vardı, bu nedenle polis ekipleri ellerindeki tek kanıt olarak günlüğü araştırmaya aldılar. İçerisindeki kar...