Hatırlatma :
Yatağın yanındaki komidinin altına eğilerek telefonu komidinin altına bant yardımıyla yapıştırdım. Bulması biraz zor gibiydi ama bulabilirdide.
Cama doğru ilerleyerek kapalı olan perdeleri açtım. Yağan sonbaharın sağnak yağmuru eşliğinde yatağıma uzandım ve yeniden kafamın içindeki ihtimallerle boğuşmaya başladım.
'kendimi derin bir okyanusun dibinde gibi hissediyordum.'
...
Keyifli okumalar ~
Bitmesin isterdim. Hala konuşuyor, hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyor olabilirdik. Olanları düşündükçe içim sanki biraz daha mümkünmüş gibi burkuluyordu. Yüzümde hissettiğim soğuk parmaklar vücudumu ürpertiyor, tüylerimi diken diken ediyordu. Uykunun verdiği sersemlik ile karnımdaki ellerimi tenimi okşayan soğuk parmakları ittirmek için refleksle hareket etti. Kimin parmaklarıydı bu? Korkuyla gözlerimi açtığımda, sağ tarafımdan dizlerinin üstünde oturmuş, yüzünde tatlı duran ancak gerçek duygularını göstermeyen sahte bir gülümseme ile yüzümü okşuyordu. İrislerim şaşkınlıkla
büyürken yatakta oturur pozisyona geldim."Naptığını sanıyorsun?"
Yüzündeki gülümseme daha da büyürken yataktan destek alarak yerden kalkıp yanıma oturdu.
"Sevgili karımın güzelliğine hayran kaldım, bu yüzden dokumak istedim."
Beynimi ele geçiren sinir dalgaları hızla vücuduma yayılırken sakin kalmaya çalışarak çarşafı sıktım.
"Sakın bir daha dokunma bana!"
Yüzüme aptalca bir şey söylemişim gibi baktı. Gayet de mantıklı konuşmuştum. Yataktan kalkıp perdeleri çekip camdan dışarıya doğru baktı.
"Bu akşam davet var unutma. Akşam 20.00 'de şoför seni almak için kapıda bekliyor olacak."
"Gelmeyeceğimi belirtmiştim. Özellikle de eşin olarak."
Ceplerindeki ellerini çıkarıp bana doğru dönerek konuştu.
"Bu konu tartışmaya kapalı. Şirkete geçeceğim herhangi bir sorun istemiyorum ufaklık."
Odadan çıktığında yanımdaki yastığı yüzüme bastırarak içimdeki çığlık atma isteğini geri çevirdim. Egoist adamın tekiydi orman ayısı.
...
Elimdeki kahve fincanını göl manzarasını seyre dalıp yudumlarken saatin yaklaştığı her dakika içimdeki huzursuzluk giderek artıyordu. Hastaneden ayrıldığımdan beri yalnızca Onur ile iletişime geçmiştim. Ailemin ne durumda olduğunu merak ediyordum. Benim bulamadıklarında yaşadıkları korku yüreğimi sızlatıyordu. Acaba beni kurtarmak için bir şeyler yapmaya çalışmışlarmıydı? Düşüncelerim gittikçe derinleşirken kapının açılma sesi ile arkama döndüm.
"Efendim, Aras bey bunları sizin için gönderdi."
Elindeki kutuları yatağın üstüne bıraktıktan sonra çıkan evin hizmetlisinin ardından derin bir nefes çektim. Kahve fincanını masanın üstüne bırakıp yatağın üstündeki kutuyu açtım.
İlk kutunun içinde makyaj, takı vardı, ikinci kutunun içinde ise siyah ince topuklu stiletto ayakkabı, son kutunun içinde ise kırmızı göğüs dekoltesi olan bir elbise vardı. Elbiseyi yere atıp cam kenarına ilerledim. Aralık camdan içeri sızan rüzgar saçlarımı savururken rahatlatıyordu beni birazda olsun.
...Üstüme sıktığım bir kaç fıs parfümden sonra ayandan görüntüme baktım. Omuzlarıma değen saçlarımı dalgalandırıp salık bırakmıştım. Yüzüm için hafif bir makyaj yetmişti. Masanın üstündeki çantamı alıp aşağıya indim. Saat 20.00 geçiyordu fakat bunu umursamıyacaktım kendi isteğimle gitmiyordum sonuçta. Dışarıya çıktığımı gören şoför arabanın arka kapısını açıp içeriye girmemi bekledi. 15-20 dakikalık bir yolculuğun sonunda davetin verildiği mekana gelmiştik. Şoförün kapıyı açmasını beklemeden araçtan inip kendimden emin adımlarla içeriye girdim. Çalan slow şarkı rahatlatan türdendi. Gözümü etrafda gezindirdiğimde Aras'ı göremedim. Takım elbiseli adamlar ve onlara eşlik eden şık giyinimli kadınların kahkahaları kulağıma doldu, yapmacık ve sinir bozucuydu. Mekanda en geride kalan masalardan birine oturdum. Masaya oturduğumda çalan şarkı kesildi ve geriye sahte kahkahalar kaldı. Gelen garsondan bir kadeh alkolsüz meyveli kokteyl aldım. Alkol kullanan biri değildim, hiç denemiştim denemeyede lüzum etmemiştim. İçeceğimden bir yudum alırken mekanın ortasında duran, tüm dikkati kendisine çeken Aras dikkatimi çekti. Giydiği siyah takım elbise üstüne yapışmış tüm kaslarını gözler önüne sermişti adeta. Elindeki mikrofonun açma düğmesini açıp dakikalarca süren konuşma yaptı. Konuşmanın bitmesini beklerken parmaklarımla masada ritim tutup içeceğimi yudumlamaya devam ettim. Sesler kesildiğinde konuşmanın bittiğini düşünmüştüm ta ki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİAŞK (+18)
Chick-LitBen fahişe değilim, ben sürtük değilim diyerek yataktaki çarşafı hızla çektim. Yastıkları yere atıp komidin üstündeki gece lambalarını yere düşürerek kırılması sağladım. Gözüm dönmüştü kullağımda sadece Aras'ın bana dedikleri yankılanıyordu. Eller...