On Dördüncü Bölüm

58.4K 2.1K 181
                                    

Oy ve yorumu unutmayınız.
Keyifli okumalar dilerim.

Sizleri çok seviyorum MB Ailesi.

🦋

Yaşadığım şokun etkisinden çıkamazken donakalmış bir şekilde Selin'e bakıyordum. Vücudu dimdik duruyordu ve yüzünde tam bir meydan okuma havası vardı. İçim öylesine huzursuz olmuştu ki, bunu hangi cümlelerle açıklayacağımı hesap edemiyordum.

Ne yani? Ben o gece saatlerce ağlarken Miran eski sevgilisi ile sabaha kadar vakit mi geçirmişti? Evet, belki bir değerim yoktu ama nedensizce üzülmüştüm.

"Ne saçmalıyorsun sen?" dedi sert sesiyle Miran. Tuttuğu elimi daha çok sıkıyordu. "Selin yürü git şuradan Allah aşkına. Biraz daha devam edersen kalbini kıracağım." dedi Miran.

Lütfen yapmamış ol Miran...

"Yalan mı Miran? Ağlamadın mı bana gelip?" dedi Selin. Ve sonra devam etti, "Şu kızı da yanında gezdiriyorsun sevgilim diye. Haberi var mı acaba?"

"Ne seni ne de zırvalıklarını çekecek kafa kalmadı bende. Yürü git karşımdan, kalbini kırarım." dedi.

Selin bana döndü ve baştan aşağı beni süzdü. "Gerçekten çok küçüksün. Sevişiyor musunuz yoksa? Anlatsana nasıl hissettiriyor kendinden yaşça büyük bir adamla yatmak?" dedi. Sözleri karşısında yüzümü buruşturmuştum. Bu kadında hiç mi utanma, çekinme yoktu?

Miran elimi bıraktı. Anlık gelen boşluk hissiyatıyla kalakaldım.

"Selin git!" diye bağırdı Miran.

Selin bize doğru bir adam attı. "Küçük sevgiline acıdım Miran. Yazık kızın ne hayalleri vardır şimdi seninle. Tüh!" dedi alaycı bir tonda.

"Evet, çok güzel hayallerimiz var! Mesela evlenmek!" dedi Miran. Bu sözleri karşısında gözlerim kocaman oldu ve kafamı kaldırıp Miran'a baktım. Elimi tekrar tuttu ve havaya kaldırdı. Selin'in yüz hizasına kadar çıkarmıştı.

Selin şaşkınca bize bakıyordu. Bu hamleyi beklemiyor gibiydi. Bakışları bir bende bir Miran'da dolanıp duruyordu.

"Saçma sapan oyunlarını bize oynama Selin! Haddini bil ve defol git buradan." dedi Miran.

Selin kafasını yavaşça salladı ve yanımızdan hızlıca gitti. O tamamen gidince hızlıca elimi Miran'dan çektim.

"Hilal?" dedi sorarcasına.

"Yaptın mı gerçekten bunu? Seninle tartışmamızdan sonra gidip eski sevgilinle mi yattın? Bu muydu yani Miran?" dedim.

Miran etrafına baktı ve bana yanaştı. "Burada konuşmayalım." dedi.

Kafamı hızlıca salladım ve onun peşinden ilerledim. Arabaya bindiğinde ben de bindim. Arabayı çalıştırdığında hızlı sürüyordu.

Stres yapmıştım ve sinirden bacaklarımı sallayıp duruyordum. Bir avucunu bacağıma uzattı ve bacağımın üstüne koydu. "Çek ellerini dokunma bana!" diye tersledim.

"Anlamadan dinlemeden sinirlenme bence." dedi.

"Miran çek elini bacağımdan!" dedim. Sesim yüksek çıkmıştı. Miran kafasını salladı ve avucunu bacağımdan çekti. Sanırım o da bu hâlime bozulmuştu.

Birkaç dakika sonra önceden gittiğimiz taşlı deniz kenarına gitmiştik. Hızlıca arabadan indim ve derin bir nefes aldım.

"Hilal sakin olur musun?" diye sordu.

MİRAN BEY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin