Yirminci Bölüm

46.6K 1.6K 220
                                    

Oy ve yorumu unutmayınız.
Keyifli okumalar dilerim.

🦋

Cihangir Azizoğlu?

Şaşkınca Miran'a bakıyordum. Onun bakışları ise fotoğraflardaydı. Biraz durulmuşa benziyordu.Daha sonrasında bakışları Selin'e yöneldi.

"Başka bir şey dediler mi?" diye sordu. Selin kafasını olumsuz anlamda salladı.

Duvardaki saate baktığımda neredeyse akşam olacağını görmüştüm. Son kez Miran'a baktım ve salondan ayrıldım. Odama gidip üstümü değiştirecektim.

Selin'in bu eve nasıl girmeye cesaret ettiğini anlayamamıştım. Önceden Selin'i de getirdiği çok belliydi. Anahtar Selin'de de olmalıydı. Odaya girdiğimde yatağa baktım. Büyük ihtimalle Selin'de bu yatakta uyumuştu, sevişmişlerdi, aşklarını yaşamışlardı. Şuan bir yatağa gereksiz yere nefret duymuştum.

Dolaptan siyah eşofman altı, üstüne de düz beyaz bol bir tişört çıkartıp yatağın üstüne koymuştum. Topuklu ayakkabılarımı çıkarttım ve elbisemi de vücudumdan çıkardım. Tam o an açılan kapı ile bakışlarım oraya yönelmişti. Üstümde iç çamaşırlarım ile dikiliyordum ve Miran kapıdan bana bakıyordu. Ona aldırış etmeden pijamayı giyip tişörtü de üstüme geçirdim. Beyaz ince çorapları da ayağıma giydikten sonra elbiseyi ve ayakkabıları yerine koydum.

"Konuşabilir miyiz?" diye sordu. Ona baktım ve kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Selin evden gitmeden konuşmak istemiyorum." dedim.

"Az önce çıktı evden. Konuşabiliriz bence." dedi.

"Salona geçelim." dedim. Kafasını salladı ve salona ilerledi. Ben de odadan çıkıp salona gittim. Koltuğa oturduğumda Miran da yanıma oturmuştu. Merakla ona bakıyordum. Ne diyeceğini, ne anlatacağını çok merak ediyordum.

"Bazen gelirdik buraya. Anahtar da o zamandan kalma. Değiştirmeyi unutmuşum, kalmış öyle. Değiştiririm aklımdayken, unutmam." dedi.

"Bunu zaten tahmin edebiliyorum. Bence şuan açıklaman gereken o kadının buraya nasıl girdiği değil, kardeşim dediğin o herif." dedim.

"Kimse bilmiyor bunu. Selin de bilmiyor bu yüzden fısıldadım az önce." dedi. Ferman Azizoğlu'nun bir oğlu vardı ve bunu kimse bilmiyor muydu yani?

"Nasıl yani?" diye sordum.

"Babamın yasak bir ilişkisinden olmuş. Annemle evlilerken annemi aldatıyormuş. İşte o kadından da Cihangir olmuş. Babam herkesten sakladı bunu. Kimse Ferman'ın başka bir oğlu olduğunu bilmiyor ben hariç."

Devam etmesi için kafamı salladım.

"Bir gün babamı telefonda konuşurken duydum. Oğlum diye sesleniyordu Cihangir'e. Daha sonrasında araştırdım ve buldum. Cihangir'e kendi soyadını vermiş. Bazı hisselere falan ortak yapmış hatta. Tabii benim saf abimin ruhu duymuyor. O kadar profesyonel işlenmiş ki ben bile şaşırdım. Sonra babamla konuştum. İşin aslını öğrendim. Anlattı işte, adam karşıma geçti anneni aldattım ondan da bir oğlum oldu dedi."

"Yok artık!" dedim şaşkınca.

"Amerika'da şu anda. Ferman Azizoğlu gözlerde uzak olmasını, görünmemesini emretmiş. Tabii hırslanmasını da. Annemi sevmiyormuş zaten, o kadına da aşıkmış. Cihangir'i bu yüzden çok seviyor. Cihangir de babamdan öğrendiklerini bize paslıyor. Senin hamile olduğunu, evlendiğimizi falan her şeyden haberi var. Kendince bir sistem kurmuş. Kurnaz herifin teki."

MİRAN BEY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin