3. Bölüm: Pot Kırma

28 4 0
                                    

#Maya
Telefonumun sesiyle ekrana baktığımda Felatun Bey'in yani Onur'un aradığını görmemle yerimde dikleştim. Komodinin üzerindeki peçeteyi telefonun ses haznesine koyup kendime şans dileyip aramayı cevapladım.

"Alo!"

"Sonunda cevap verebildiniz hanımefendi. Bir an hiç cevap vermeyecekmişsiniz gibi geldi."

“Pardon da Instagram'da arama yapacak samimiyeti geçtim bu samimi üslup nereden çıktı?” diye bilerek sordum.

“Mesajlarıma dönmek yerine telefonu açtığınıza göre bir samimiyetimiz oluşmuş demek ki!” demesiyle içimden güldüm.

Alayla "Bu kadar mesaj atıp cevap almamanıza rağmen yerinizde evhamlanıp dayanamayarak beni aradığınıza göre beni tanıyorsunuz?!." dedim.

#Onur
Ulan Onur, manyak mısın? Bir açık adres vermediğin kaldı ama kızda baya uyanık çıktı. Kelimelerin manasını hemen de yorumladı. Neyse en iyisi uygun bir kılıf bulmak.

"Tabii ki de tanımıyorum. Sadece isminiz benim dikkatimi çektiğinden dolayı size mesaj atmak istedim ama mesajlarıma cevap gelmeyince meraklı bir insan olduğumdan son çare sizi aramaya karar verdim."

#Maya
Ulan Onur senin olduğunu bilmeseydim bu lafına kanardım da ama Allah'tan biliyorum.

"Sizin isminizin de benden aşağı kalır yanı yok. Sanırsam edebi bir ilişki kurdunuz değil mi?" diye alayla konuştum.

#Onur
Ulan bu kadın cidden akıllı. Neyse fazla uzatmayayım. Bu kadınla konuşmak keyif verici olacağına benziyor.

"Tamam hanımefendi. Anladım ki numara yutacak tarzda bir insan değilsiniz ama gerçekten sizi tanımıyorum. Sadece fotoğraflarımı kullanmak istediğinizden dolayı siz benimle iletişime geçtiniz." diye hatırlatmada bulundum.

"Yanlış hatırlamıyorsam telefonu yüzüme kapattınız ve bana ilgilenmediğiniz bir konu olduğunu söylediniz. Bunun üzerine sizi engelledim. Fakat siz ilgilenmediğiniz bir konu için fazla çaba harcamışa benziyorsunuz!"

Duyduğum sözlerle sakin kalmaya çalışarak içimden lânet kadın diye geçirdim.

#Maya
Onur'un cevap vermediğini fark edince içimden lânet erkek diye geçerdim. Soktuğum lafı yutmuş olup kendini toparladıktan sonra "Aynen öyle hanımefendi. Siz beni engellememiş olsaydınız sözlerinizin sadece konuşmaktan ibaret olduğunu söyleyecektim." dedim.

"Şu an söylemiş olduğunuza göre rahatlamış olmalısınız!"

#Onur
Sergüzeşt'in söylediğiyle gülümseyip bu işin atarlı giderli bir eğlence olacağını sezdim.

"Aslında amacım sadece bunu söylemekti fakat sizinle konuştukça durum eğlenceli bir hâl almaya başladı." diye açıkça fikrimi söyledim.

"Ben size cevap verdiğimde sizi eğlendiriyor muyum?" diye şaşkınlıkla sordu.

Gülerek "Aynen öyle Sergüzeşt." dedim.

#Maya
İçimde oluşan heyecanı bastırarak "İsimle hitap etmeye başlamışsınız!" dedim.

"Bence sizli bizli olacağımıza sen ben olmak daha iyi."

Baya hızlısın demek yerine "Az çaba yasası diyorsunuz." dedim.

Şaşkınlıkla "Siz az çaba yasasını nereden biliyorsunuz?" diye sordu.

Kızım Sergüzeşt insan alan bilgisini kullanır mı ya!? Of!

"Hayırdır cevap vermiyorsunuz?" diye şüpheci bir sesle sorunca kendimi toparlamaya çalıştım.

"Bilginin kapılarının kilitli olduğunu bilmiyordum. Bir de sabrederseniz söylemiş olacağım." dedim.

Onur hattın ucunda beklemeye başlayınca yalanıma inanmadığını hissettim. Ben de olsam inanmazdım ama inansın ya yoksa rezil olurum!

"Biraz sabırsız bir erkeğim, kusura bakmayın. Bir de bilginin kapıları kilitli değil ama bu alan bilgisi gerektiren bir terim. Siz nereden biliyorsunuz?"

Ulan niye hemen ikna olmuyorsun da ısrarla sormaya didiklemeye devam ediyorsun!?

"Academia'da makale okurken denk gelmiştim. Oradan biliyorum." diye son çare konuştum.

"Anladım." demesiyle heyecandan daha fazla ağzımdan bir şeyler kaçırmak istemediğimden "Sevindim ama şimdi kapatmam gerek." dedim.

“Ne oldu?” diue şüpheyle sorunca “Arkadaşımla buluşacaktım. Otobüs gelene kadar seninle konuşayım dedim.” dediğimde güldü.

“Ama hiç dışarda değilsin gibi ses gelmiyor!” diye şüphesine devam edince onu öldürmek istedim.

“Neden bu kadar sorguluyorsun anlamıyorum ama durakta kimse yok ve biraz ıssız bir yer!” diye sinirle konuştum.

"Tamam tamam sakin ol. Sonra görüşürüz."

Telefonu kapattığımda rahat bir nefes alabilmiştim. Verdiğim cevap onu pek tatmin etmese de ona aynı sınıfta eğitim gördüğün sınıf arkadaşın Maya mıyım deseydim? Daha yarın olmadan kulaklarım bir kargaşa seline kurban giderdi. Tabii sabah sınıfa girince gözlerin odak noktası olmak da vardı. O zaman veryansın geceler, Pelinsu eceler?

♡♡♡♡♡

Sabah alarmın sesiyle uyandığımda hâlen çok uykum vardı ama okul ve Onur'da vardı. Onun için el mahkumu şikâyet ede ede yataktan kalktım. Yüzümü yıkarken aklıma gelen fikirle gülümsedim. Acaba Onur'a bir günaydın mesajı mı atsam? Hayır ya, dün bir bugün iki ne çabuk kanka olduk demesin mi? En iyisi atmamak. Evet, evet atmamak ve okula gitmek için çabucak hazırlanmak...

Banyodaki işlerimi hallettikten sonra saatin 09.00'a yaklaştığını fark etmemle kendimi ışık hızında hızlandırıp hazırlanmaya başladım. Telefonuma gelen bildirim sesini es geçip hazırlanmaya devam ettim. Komodinin üzerinde durun telefonumu alıp saate baktığımda saat 09.30'du. Acilen kahvaltı yapıp okula gitmem gerekiyordu. Telefona gelen mesajları daha sonra okumayı aklıma not edip odadan aceleyle çıktım. Hızlı adımlarla yemekhaneye gelip menüye baktım. Milföy hamuru olduğunu görünce direkt abladan 2 milföy hamuru istedim. Milföy hamurunu peçeteye sarılmış bir şekilde uzatınca hızlıca soğutucuya ilerledim. Soğutucudan meyve suyunu çıkartıp kasiyerde duran ablaya gösterdim. Tam olduğunu söylediğinde parmağımı basıp koşarcasına oradan ayrıldım.

♡♡♡♡♡

Sınıfa girdiğimde neredeyse sınıfın yarısının gelmiş olduğunu fark ettim. Tabii herkes inek olduğundan erkenden gelip önlerden yer kapıyorlardı. Ben ise orta halli bir çalışkanlığa sahip olduğumdan dolayı her zamanki uğrak yerim olan arka sıralarda yerimi aldım. Saate baktığımda dersin başlamasına sekiz dakika vardı. Telefonumun şifresini girip gelen mesajlara baktığımda önümde belirlenen isimle gözlerim şaşkınlıkla açılıp mutlulukla gülümsedim. Okuduğum mesajlarla yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. Ellerimi klavyeye yönlendirip cevap yazmaya başladım. Onur'a günaydın mesajı atıp beklemeye başlarken yan sıradan gelen bildirim sesiyle bakışlarımı oraya yönlendirdim. Onur eline telefonunu almış ekranla bakışıyordu. Dikkat çekmek istemediğimden dolayı bakışlarımı önüme döndürüp telefonumu masanın altına koydum. Onur'un dudaklarından dökülen "Birazda sen bekle ukala Sergüzeşt!" sözleri yüzümdeki gülümsemeyi genişlettirdi...

Sergüzeşt MasalıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin