Sor Hadi!

83 3 4
                                    

Multimedya: Murat Karaaslan

--------------------------------------------------------------

Yanındakilere sizi ararım dedikten sonra bana doğru yürümeye başladı...

Ne yapacağımı şaşırmış halde çantamı alıp yerimden kalktım. Daha bir adım bile atamadan;

"Kadın dur hesabı bari ödeyelim" dedi. Cebinden para çıkarıp masaya bıraktı. Ben ise kolumu ondan kurtarıp topukluların izin verdiğince hızlı hızlı uzaklaştım.

" Sine dur."

"Siktir git başımdan"

"Kadın nolur dur"

Adımlarımın arnavut kaldırıma takılıp tökezlemesiyle son buldu hızlı kaçışım. Kolumdan son anda yakalayan Murat'ın eli sayesinde düşmekten kurtuldum. Peki aylardır süren düşüşümü ne kurtarabilirdi?

" Bırak kolumu"

" Sine yalvarırım dur artık"

Söyleyecek çok şeyim vardı yada hiç bir şeyim yoktu. Sustum. Toparlandım ve gözlerine bakıp devam ettim.

"Neden?"

"Önce bi sakinleş kadın. Sonra konuşuruz yalvarırım."

" Yalvarmayı kes artık ne istiyosun söyle bi an önce. Gitmem gereki..." Sözlerimi çalan telefon sesi böldü.

Vural arıyordu. Aslında açıp bu ses tonuyla konuşmayı asla istemezdim ama hastaydı ve ben korkuyordum.

" Efendim Vural. İyi misin bir sorun yok ya?"

" Tamam sen şimdi telefonu ona verir misin?"

Telefonu Hannah almıştı ve evde ped yada tampon olup olmadığını soruyordu. Şuan sanki tek eksik derdim Hannah'ın regliydi zaten oda geldi hoşgeldi...

Kısaca banyoda yerini tarif ettim ve görüşürüz tatlım diyerek telefonu kapadım.

Gözlerini bana dikmiş konuşmamı dinleyen Murat ise;

" Vural kim? Tatlın kim? Kiminle konuşuyosun sen? Banyo ne alaka?"

Artık içimde biriken öfke patlamasını daha fazla tutamadım ve çıkarabildiğim en yüksek tondan bağırmaya başladım.

" Sanane be SA-NA-NE" "Sen kimsin asıl?" Kim oluyosun da bana hesap soruyosun siktiğimin piç kurusu"

Eliyle ağzımı kapatıp beni kollarının arasına aldı. Sakinleşmek yerine burnuma dolan o erkeksi kokusuyla daha da hırçınlaştım ve bacaklarına tekme atmaya başladım.

"Lütfen herkes bize bakıyor Sine nolur birazcık sakinleş. Kadın nolur dur."

Etrafımıza nerdeyse insanlar toplanacaktı. Kollarının arasından kurtulup onu var gücümle ittim.

" Kaybol. Defol. Sakın peşimden gelme. Beni takip etme. Sakın"

Yaralanmış ama kuyruğu dik tutmaya çalışan kedi misali yavaşça ilerledim. Topuklular iyice ayağımı acıtmış ökçeleri vurmuştu. Ayakkabılarımı çıkarıp elime aldım. Buz gibi kaldırım taşlarının soğu bile içimde ki yangına bir gram iyi gelmiyordu. Yaklaşan adımlarını ve kahreden erkeksi kokusunu duyuyordum.

" Güzelim hasta olacaksın yapma böyle lütfen. Ayaklarına yazık."

Piç herif. Ne dedi o ayaklarına yazık mı dedi.

Kahkaha atmaya başladım. Dışarıdan kim baksa kesinlikle bu kadın deli derdi.

" Ahahaha ne ne ne ayaklarıma mı yazık"

SİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin