Mavi bir nehir adı : TUNA

134 7 0
                                    



Okuluma iyice alışmış, derslerime adepte olmuş ilk senenin sonlarına yaklaşmıştım. Son finallerdi. Sınıf arkadaşım KYK yurdunda kalan çok sevdiğim miniğim, Fulya'yla deli gibi ders çalışıp finalleri büte kalmadan halletmeye çalışıyorduk. Fulya bana geliyor sabaha kadar finallere çalışıyorduk. Teknik resim dersimin vizesi ortalamaydı, ama Analiz II dersim resmen yerlerdeydi. Bunun için en çok ağırlığı o derse veriyordum.


***


Analiz II dersinin final günü Fulya'yla sabahlamış. Uykusuz, zombi gibi gözlerle sınav için hangi salonda olduğumuza panodan bakarken, birden çığlık attım." Fulyaaaa kızım ben hesap makinemi evde unuttum. Ne halt edicem şimdi. Sınavda senden de alamam off napıcam ben şimdi" diye koridorda bağırıyordum. Fulya ise " Sine hesap makinesiz nasıl yapıcaksın hiç mi akıl yok sende" deyip azarlamıştı. Resmen göz pınarlarımda biriken yaşı hissedebiliyordum. Alelade bir hesap makinesi değildi fonksiyonel hesap makinesi gerekliydi. Vizesinde vasat olduğum bir dersin finaline bu kadar hazırlanıp aptallığım yüzünden bu dersten çakıcaktım. Arkamı döndüm sınava girmemin bir nedeni yok artık deyip bahçeye çıktım. Çantamdan sigaramı çıkardım. Kurcaladığım çantamdan bulamadığım lanet çakmağıma içimden küfürler savururken arkamı döndüm. Bi kaç adım arkamda olan deri ceketli garip, esrarengiz uzun boylu çocuğa

 "Çakmağın var mı?" diye sordum

O an pantolonun cebine elini attı çakmağını çıkardı Zippo. " Havalı" dedim içimden. Dışımdan ise sigaramı yaktıktan sonra " Teşekkürler" deyip arkamı döndüm. Bir kaç adımdan sonra;

 "Sanırım buna çakmaktan daha fazla ihtiyacın var çömez" dedi.

Aha o da ne peynir görmüş fare gibi bakıyordum Casio marka fonksiyonel hesap makinesine.

"Ama sen nerden bildin ? Ne alaka ya dedim."  O da taklidimi yapıp sesini incelterek. 

"ıhııhııhııııı ama benim hesap makinem yok, ıhıhıhıhı ben napıcamm "

"Seslerin koridoru dolduruyordu çömez al şunu da git gir sınavına. Bugün bir çömeze iyilik yapasım tuttu."

Bense makineyi adeta havada kapmış "Teşekkürler ...... ?" 

-"Tuna" dedi adım Tuna. 

Hızlıca bahçeden okul binasına geri girmeye çalışırken aklıma birden dank etti. Dönüp baktım şu gözleriyle ismi örtüşen çocuğa, 

" Hey bi saniye bunu sana geri nasıl vericem" dedim.

" Ben seni bulurum" dedi. Peki madem mavi gözlü, mavi isimli çocuk Tuna, sen beni bul.

Koştura, koştura girmiştim sınav salonuna. Fulya'yla göz göze geldik. Soran gözlerle baktı. Makineyi gösterdim. Kafasıyla Ne? işareti yaptı yada ben öyle algıladım. Telepatik güçlerim yok Fulya ama sana aynı şekilde kafayla cevap veriyorum. Sonra anlatırım.


Sınav iyi geçmişti. Hatta iyiden de öteydi. Gözüm kapalı geçtim dersi diyebilirim. Bunu o gözleriyle aynı renk olan mavi çocuğa borçluydum. Tuna evet evet Tuna'ya.


Fulya'ya esrarengiz hesap makinesinin beni bulma adlı hikayeyi anlattım. O ise kocaman kahverengi eşşek gözlerini açarak " O ha kızım ya resmen kahramanın, süper kahraman yetişmiş felaketine baksana" demişti. Bense " He he Fulya ne kahraman ama, gözlerinden de mavi mavi ışık saçıyordu böleee bakınca eriten cinsten" demiştim. Baya gülmüştü Fulya şu ışık saçma olayına.

SİNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin