SİNE

Savunmasız Duygular...

Geçen iş görüşmesinden sonra ki bir hafta oldukça hızlıydı. Resmen danışmanlık firmasının yasal izinlerini halletmiştik ve Beşiktaş'ta ofisimizi tutmuştuk. Kuruluş ismimiz VPS ÇEVRE DANIŞMANLIK MÜHENDİSLİK İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ. Faaliyet konumuzsa baya genişti gördüğünüz üzere. Ama ilk hedef olarak danışmanlık yapmalıydı ayrıca domainini aldığımız bir siteyi kendi Web sitemize dönüştürüp sanal ofiste açmıştık. Bu fikirde Vural'a aitti. Çünkü danışmanlık demek sadece saha demek değildi ve sadece yakın çevreye değil civar illere de hizmet vermeliydik. Ofis kirası, depozitosu, mobilyaları, bilgisayarlar derken paranın yarısını halletmiştik. Kalan yarısı ise bir takım reklam, vergi ve yatırımlar için ayrılmıştı. Oluyordu işte depresyondan çıkma adımlarım bir bir tamamlanıyordu. Ve ben kendime edindiğim büyük uğraşlar sayesinde aklımı kaçırmaktan kurtulmuştum. İK bayanı sevgili Başak ise beni bugün öğleden sonra ikinci görüşme için çağırmıştı. 

***

Gittiğim görüşmede ben harici biri daha vardı. Cansel. İsmi Cansel'di bu naif görünümlü kıvır kıvır saçlı kızın. Oda meslektendi ve sanırım ikimizde işe alınmıştık. Çünkü İK bayanı Başak'çığım bize beyaz baretlerimizi, teslim etmiş ve ayak numaralarımızı almıştı. Ücretle ilgili dolar üzerinden yaptığımız anlaşmalar ve mesai ücretlendirmelerinde piyasa şartlarının üzerindeydik. Başak Hanım odamızı gösterdi. Ender Bey, ben ve Cansel aynı odayı paylaşacaktık. Ama zamanımızın çoğu zaten şantiyedeki saha ofisimizde geçecekti. Buraya şantiyeye gitmeden önce uğrayıp gerekli imza,çizim ve evrak işlerini halletmede kullanacaktık. Cansel ve benim için şirkettin araç filosundan bir araçta verilmişti. 4*4 bir pick-uptı. Volkswagen marka  Amarok modeldi. Ehliyetim ve sürüş deneyimim vardı. Ama daha önce bu yükseklikte bir araç kullanmamıştım. Sanırım alışırdım. Çünkü Cansel yalvaran gözlerle bana bakıyordu. Ehliyeti olduğunu biliyordum çünkü aranan şartlarda vardı. Ama sanırım yeterli deneyime sahip değildi. Ender Bey'e "Araç bende kalabilir. Sabahları Cansel'ide alır gelirim demiştim." Oda "kızlar neyi nasıl halledersiniz bilmiyorum. Çalışma saatlerinizi biliyorsunuz. Trafik, geç kalma, uyuyakalma gibi bahanelerin kabul görmediğini de bilin." dedi. Cansel bana sessiz teşekkürlerini sunarken. Ender Bey önde biz arkada giriş işlemleri için gerekli evrakları öğrenmek adına muhasebenin yolunu tuttuk. Ender Bey evrak işi için sadece 1 günümüz olduğunu oldukça çabuk halledip işe biran önce başlamamız gerektiğini söylüyordu. Muhasebeden ayrıldıktan sonra. Hemen babamı aradım. Yine saha olduğu için kızsa da şartlarımın ve projeyi birlikte yürüteceğim diğer mühendisinde çok tatlı bir kız olduğunu duyduğunda yumuşamıştı. Aslında babam sesimin iyi gelmesine yumuşamıştı. Ve diğer konuyu da ona açma nedenim olmuştu yumuşayan sesi. Bilezik ve tazminat konusunu açtım."Kızım geri vermeyi kaç kez söyledim. Ama Mustafa kabul etmedi. Oğlumun ayıbını bunla kapatamam ama nolur Sine kızım için bunu bari yapayım dedi bende daha fazla ısrarcı olmadım. Yani o para zaten senindi. İstediğini yapmakta özgürdün. Ve bir iş kuracağını bilseydim bende desteklerdim"dedi.

***

Vural, Fulya, ben ve Cansel. Oturmuş kafe de çay sigara içiyorduk.Ve işimizden Cansel'de bahsettik. İnanılmaz hoşuna gitti. Şantiyeyle beraber zor olacağından bahsetti. Haklıydı da ama benim kafamı daha fazla meşgul etmem gerektiğini bilmiyordu. Oda elinden geldiğince yardımcı olabileceğini söyledi ve biz çokta iyi bir ekip olmuştuk. Kafe de ki çay muhabbetinden sonra akşama benim terasta rakı balık yapalım dedik. Biz kızlarla salata, meze, rakı işini hallederken Vural'da balık işini halletti. Mükemmel bir sofra kurduk ve demlendik o akşam. Ertesi gün Cansel ile birlikte giriş evraklarını halledip teslim ettik. Sonra Vural'ın yanına uğradım ofisimize ve ilk müşteri portföyümüzü çıkardık. Vural gündüz saha denetimleriyle ve müşterilerle ilgilenirken ben akşamları işten arta kalan zamanlarda maliyet hesabı ve danışanlarımızın hesaplarını inceleyecektim. Benim çalışacağım şirket yurt dışı iş anlaşmaları kanunu gereği mesai en fazla bir saat olucak ve hafta sonları çalışma olmayacaktı. Buda kendi işimize daha fazla zaman ayırmam demekti.