Akşam ki davet için spagetti askılı derin sırt dekolteli ve derin yırtmaç dekolteli siyah saten bir elbise seçmiştim. Saçlarımı dümdüz yapmış takı olarak sadece taşlı bir tasma kolye takmıştım. Ayakkabılarım ise siyah tek şeritli topuklu ayakkabılardı. Bilek bantları ise kolyeyle aynı şıklıkta taşlıydı. Makyaj olarak ise gözlerime eyeliner çekip dudaklarıma mat renk kırmızı ruj sürmüştüm. Bu elbise ve makyaj her şekilde kurtarıcıydı. Parfümümü de sıktığımda işte hazırdım.
Saat 8 e 20 vardı ve ben endişeliydim. Bütün bu hazırlık boşa gidebilirdi. Gelmeyebilir di. Nerde ne yapıyor bi haber olduğum adam beni yüz üstü bırakabilirdi. Tüm bunları düşünürken kapı çaldı.
Kapıya vardığımda ise küçük dilimi yutmamak için yoğun çaba verdim. Ahh bir adamın her hali bu kadar iç açıcı can yakıcı olabilir miydi? Siyah takımın içinde kesinlikle şahane duruyordu. Papyonu ve yaka mendili ile tamamen bir salon beyefendisi olmuştu. 43 numara ayakkabıları ise onlar bile seksiydi. Sağ yanına yatırdığı saçları özenle taranmıştı. Bileğindeki metal kordonlu saat bile fazlaca erkeksiydi. Parfümü ise tamamen kendine has erkekliğini anlatıyordu.
" Kadın. Çok güzelsin be". diyebildi. Beni inceledikten sonra. Elbisemin eteğini tutup minik çaplı bir reverans yapınca kahkaha attı. Burnumu öptü.
" Hadi bebeğim geç kalmayalım" dedi. Kolunu uzattı ve ben tam bir first lady edasıyla koluna girip merdivenleri indim. Bacaklarım titriyordu. Zaten sakardım. Koluna girmemiş olsam sanırım çoktan asfaltı öperdim. Arabasına bindiğimizde ise adresi sordu. Navigasyondan ayarladı ve biz bu geceye doğru yol almaya başladık.
Davet salonuna vardığımızda ise bu sefer elimi tuttu ve el ele girdik. Kendimize birer kokteyl alıp köşe masalardan birine geçtik. Hafif müzik eşliğinde etrafa bakınıyorduk. Kulağıma eğilip;
"Kadın seni çok özledim." dedi. "Bende" diyebilmiştim.
***
Gecenin ilerleyen saatlerinde Mir Yapı Holding sahibi Arif Bey masamıza uğradı. Bana teşekkürlerini iletirken ufak çaplı sohbete başladık. Daha sonrasında Murat'a dönüp sizinle tanışmamıştık Arif ben deyip elini uzattı. Murat ta ismini söyleyip memnun olduğunu iletti. Arif Bey'in sizde mi meslektensiniz sorusuna ise "kısmen" deyip "mimarım" diye ekledi.
Ben ise duyduğum kelime ile gözlerimi açmış sevgilimin mesleğini Arif Bey'den öğrenmenin şokunu yaşıyordum. Sonra kulağıma eğilip " Hiç sormadın Sevgilim" demişti.
Bense yine susmuştum. Çünkü kapıya baktığımda donakalmıştım. Kapıda Kızmaz Şirketler Grubu yeni patronu büyüüüük iş adamı şerreffsiz, haysiyetsiz bir adet Tuna ve onun pek bi lanet nişanlısı Ayşegül duruyordu.
Bakışlarımı takip eden Murat sanırım durumun farkına vardı. Çünkü bu anı ne kadar düşünsem de yaşaması farklıydı. Ve istemsiz kaslarım geriliyordu. Gözüm seyiriyordu.
Koluma giren Murat kulağıma eğilip " Gidelim burdan kadın sıkıldım. " dedi. Bense sadece kafa sallayabildim evet anlamında.
Geldiğimiz aynı şekilde el ele çıktık salondan. Tuna'nın ise gözleri tamamen ellerimizdeydi. Ve sinirliydi. Uzaktan bile farkediliyordu.
Murat bana hiç bir şey sormadı. Arabasına bindik ve benim eve geldik. Dolaba gidip tekila çıkardı. Shot bardaklarını aldı ve limon dilimleyip tuzluğu alıp terasa çıkardı. Ceketini çıkarmış papyonunu çözmüştü. Gömleğin kollarını kıvırmıştı ve ay ışığında başyapıt gibi parlıyordu. Onu takip edip terasta oturduğu ikili koltuğun tam karşısına oturdum. Altı adet shot hazırlamıştı. Ve ardı ardına içtim üçünü. Aynı şekilde oda yaptı. Ve ikişer shot daha doldurdu. Sadece içiyorduk. Sonra ayağa kalktı dizlerimin önünde eğildi. Ayakkabılarımı çıkardı. Ellerimi tutup beni kaldırdı. Beni kendine yasladı ve dans etmeye başladık. Dans denemezdi müzik yoktu. Sadece sallanıyorduk. Sol eli kalçama kaydı ve hafif hafif okşamaya başladı. Okşadığı kalçam değil ruhumdu. Güzel seviyordu bu adam. Güzel adamdı.
Terasta dans ederken kulağıma eğildi. Önce hafif bir öpücük kondurdu. Hava soğumuştu. Ve ufak ufak yağmur yağmaya başlamıştı. Dudakları kulağıma değdi ;
" Kadın ay bile kıskandı tenini yağmuru gönderdi. Çok güzelsin dedi."
Dudakları dudaklarıma yapıştığı anda yanıyordum. Yağmurlar söndüremezdi bu yangını. Ateşe verdiği gibi tüm hücrelerimi o söndürmeliydi.
Boynumdan kollarıma inen eli elimle buluştu. Elimi tuttu ve terastan içeriye doğru taşıdı bedenimi...
![](https://img.wattpad.com/cover/229620677-288-k360098.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİNE
RomansaÖteki kadınım ben... Birinci kadının deyimiyle öteki kadın... Ötekileştirilmiş kadın. Ama aşkın ötesi berisi yok dememiş miydi? Aşka engel falan tanımak yoktu hani? Ben sinesi yanık Sine.. Bu satırlarımı 32 yaşımdan 22 yaşıma yazıyorum... Yazmalıyı...