onaltıncı bölüm

349 21 4
                                    

"Jungkook, mayonez sıkmamı ister misin?"

Benim arkamda kalan tam mutfağın ortasında ki tezgahtan ayrılıp yanıma geldi arkadan belime sarılıp kafasını omzuma koydu.

"Hhm sence sıkmalı mısın?"

Kafamı hafifçe çevirip yüzüne bakmaya çalıştım.

Omuz silkerek tekrar önüme döndüm.

"Bilmem ki, ben seviyorum ama."

"Tamam sık o zaman."

Sarılmaya bir son verip tekrar eski yerine döndü. Bende önüme dönüp az önceki muhabbetin saçmalığını düşündüm.

Bu gün Jungkook'la bir date'miz vardı.
Ve date'e beraber hazırlanıyorduk.

Beni bir yere götüreceğini söylemişti ama neresi olduğunu bilmiyordum.

Şimdide aşçı ablanın hazırladığı sandiviçlere sos sıkıyorduk. Ablaya sosları sıkmamasını söylemiştim, en azından biz yapmışız gibi hissetmek için.

Mutfakta ki işlerimiz bitince hazırlanmak için odama çıktım, Kookie'de kendi odasına gitmişti hazırlanmak için.

Giyinme odama girip ilk date için giyebilecek şeyler bakındım, ama koca bir oda dolusu kıyafetim olmasına rağmen sanki giyecek tek bir giysi kalmamıştı.

Kafam karışmış bir şekilde mal gibi kıyafetlere bakarken odamın kapısı çalındı Jungkook olamazdı, o kapıyı çalma gereği duymadan direk dalardı.

"Gel!"

Kapı açılma sesiyle bende elimdeki bir kaç parça kıyafetle odanın içine ilerledim gelen Yoongi'ydi.

O evden taşınmıştı, babam şirketi ona bırakmıştı ve bu ev şirkete biraz uzaktı, Yoongi'de malum rahatına oldukça düşkündü.

Sabah sırf yarım saat fazla uyumak için şirketin dibinde ki bir evi tutmuştu, orada yaşıyordu.

Arada da benim için geliyordu. Sanırım aramız yavaş yavaş düzeliyordu, en azından abi kardeş gibiydik.

"Tae?"

"Abi hoşgeldin."

"Hoşbulduk, şey ben şey için gelmiştim."

"Ne için?"

"Jimin... Bana biraz dargın."

"Onunla konuşmamı mı istiyorsun?"

"Evet...telefonlarımı açmıyor, evine bile gittim ama konuşmuyor benimle."

"Ne yaptın?"

Yüzüme bir bakış atıp sıkıntılı bir nefes verdi. Yaptığı şeyin kötü birşey olduğunun farkındaydı sanırım.

"Şirkette bir sekreterim var biliyorsun."

"Rosé mı?"

"Evet, geçen şirkete gelmiş beni ziyaret etmek için, kapıda Rosé ile karşılaşmış işte ona saçma sapan şeyler söylemiş. Jimin'de sinirlenmiş çıkıp gitmiş işte."

"Ne? Bana birşey anlatmadı. Ona ne söylemiş?"

Odaya Jungkook'un girmesiyle ikimizde ona döndük.

"Yoongi hoşgeldin de, kim kime ne demiş? Neler oluyor?"

Yoongi hem bana hemde Jungkook'a hitap ederek konuşurken aynı zamanda da yatağıma doğru ilerleyip oturdu.

"Şirketteki sekreterim, Jimin'e sanki onunla bir ilişkim varmış gibi saçma sapan şeyler anlatmış, bizde Jimin'le ilişki yolunda ilerliyorduk, oda onu kullandığımı falan düşünmüş. Ah cidden o kadar sinir bozucu ki!"

secret | Taekook ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin