Yeni kitap ve yine ben🙃
Sadece bir şarkı ile giriştim bu yola. Benim de çok sevdiğim ve sesine aşık olduğum kişi. O şarkıyı dinlediğimde böyle bir kitap yazmak istedim.
Medya; Batuhan Kordel - Sar Bu Şehri
İyi okumalar delilerim, yorumlarınızı bekliyorum✨💜
Çocukluk arkadaşım ve çocukluk aşkım olan Emirhan Pamir Yıldırım. Zihnime kazınan tek isim, gözümün gördüğü tek kişi.
Ne zaman başladı bilmiyorum, nasıl devam edecek hiç bilmiyorum fakat duygularımı saklamakta çok usta olduğum belliydi. Yıllardır tek bir şüphe duymamıştı oysa her gece resmine bakarak uyuyor ve sabah yine aynı şekilde uyanıyordum.
Ben Ediz Yıldırım. Evet belki diyeceksiniz ki ikinizde erkeksiniz ve ikinizinde soy adı aynı sapık seni fakat seviyorum suç mu? Erkek olmam duygularımın olmadığı anlamına gelmez. Tüm kalbimle aşığım ona ondan başkasına bakmayı tek bir gün bile düşünmedim.
Diğer olaya da açıklık getirmek gerekirse benim Üvey Kuzenim. Amcam eşinden ayrıldığı zaman Esma Yengem ile evlendi. Emirhan'da Esma yengemin ilk eşinden olan çocuğu. Aramızda hiç bir kan bağı yok.
"Edizzz!! Hadi in artık aşağıya bak Emirhan geldi."
Adını duyduğum an kalbim heyecanla çırpmaya başladı. Biliyorum aptal bir aşığım ve bu hareketler 18 yaşında girecek birine göre çok çocukça ama aşığım. Sonuçta bir insan aşkı bulduğu zaman 50 yaşında da çocuk gibi olur.
Yataktan fırlayıp koşarak alt kata indiğimde evde sanki öküz koşuyormuş ses oluyordu ama yapacak bir şey yoktu. Sonuçta beni bekleyen bir Emirhan faktörü vardı.
"Yavaş gel Ediz evi başımıza yıkacaksın!!" Annemi bağırmasıyla sadece gülümsemiştim.
"Onca parayı boşa mı kazanıyorsunuz yaptırırsınız canımm." diyerek oturma odasına direkt daldım. Gördüğüm yüzle, yüzümde ki gülümseme daha da genişledi.
"İşimiz gücümüz yok senin boş masraflarınla mı uğraşacağız? Dolar olmuş 10 TL Euro olmuş 11,5 iyice batalım istiyorsun herhalde Ediz bey?"
"Şaka yaptım Nurcan Sultan şaka bir anda ciddiye bağlama korkuyorum senden." diyerek koltukta oturan kadının yanağından bir makas aldım.
"Elini kıracağım ha kaç kez yapma sevmiyorum dedim." terliğini eline aldığında hızla Emirhan'ın yanına oturup, önüme siper ettim.
Tamam seviyoruz ama anne terliğinin acısını sadece çekenler bilir. Bende bu durumda master yaptığım için ne kadar manevra yapsam etki etmiyor, yine de tutturuyor. Bu yüzden önüme sevdiğimi siper etmem gerekiyor. Sonuçta hastalıkta, sağlıkta ve anne terliğinde birlikte olmamız lazım.
"Bak bak nasıl da saklanıyor çocuğun arkasına. Emirhan oğlum çekil önünden kırayım şunun kafasını."
"Boşver bırak Nurcan Sultan. Şimdi hastane masrafı falan bak dolar olmuş 10 tl Euro olmuş 11, 5 indir o terliği sakince." dediğinde anneme ayak uydurmuştu.
"Doğru haklısın keşke bu kıt kafalı da senin gibi olsa."
"Nurcan Yıldırım yalnız bende buradayım ayıp oluyor ha. Ayrıca sen ne kadar kötü bir arkadaşsın kıyamam ona demiyor da masraf diyor. Bu kadar mı değersiziz Pamir bey?" kollarımı birbirine bağlayıp geriye yaslandım, sinirlenmiştim.
Kafasını çevirip bana sinirli bir şekilde bakarken daha da kaşlarımı çattım. Benim ona sadece sinirlenince Pamir dediğimi çok iyi biliyordu. Bu yüzden Pamir dememden nefret ediyordu. Tam bir şey diyecekken annem konuşmaya başladı. Hayatımı kurtardın be kadın seviyorum seni.
"Off gidin başımdan hadi hadi. Bir Müge Anlı izletmediniz neden sizin hafta sonu tatilleriniz var ya. Başımın etini yediniz çıkın odanıza."
Annemin sahte kızmasıyla birlikte koltuktan kalktım. Hızlıca odama çıktım ve kendimi yatağa attım. Peşimden geldiğini biliyordum bu yüzden kapıyı arkamdan kapatmamıştım.
"Bana kaç kez Pamir deme dedim Edis."
"Sende beni sinirlendirme o zaman ayrıca adım Edis değil EdiZ Z ile, sende bana inat olma adımı adam gibi söyle." Şuan sidik yarıştırıyor gibi durabilirdi ama gurur denen bir şey var sonuçta. Gerçi şuan dudaklarıma yapışsa ne gurur kalır ne sidik ama olsun.
"Neyse neyse boşver kavga etmeye gelmedim. Hadi hazırlan sahilde ki kafeye gidelim çocuklar bekliyor."
Al işte sinirlenmem için bir sebep daha neden baş başa olmuyoruz ve yanımızda sürekli birileri oluyor. Sadece bir kaç saat baş başa vakit geçirmek istiyorum çok bir şey değil istemiyorum.
"Ben gelmiyorum sen git hiç halim yok." diyerek bahane uydurmaya çalıştım.
"Evde at gibi koşuştururken hiç bir şeyin yoktu. Ya git kendin hazırlan ya da ben hazırlarım." dediğinde içimde ki Fudanshi* ortaya çıkmıştı.
(*Yaoi seven erkeklere verilen isim)"Aman aman istemez çık odadan bende giyinip geliyorum." tüm sakinliğimle cevap verdim. Çift karakterli falan olabilirim bence içimde ki tüm organlar heyecandan birbirine girmişken dışım ise bir o kadar soğukkanlıydı.
"Tamam bekliyorum on dakikan var Ediz. Sonra gelir sürüye sürüye çıkarırım seni buradan." ciddi bir şekilde konuştuğunda gerçekten yapacağını anlamamak aptallık olurdu.
"Tamam hadi defol." diyerek arkasından kapıya doğru ittirdim. Çıktığı zaman kapıyı kapatıp hızla giyinmeye başladım. Ben kendime özen veren bir insandım bu kadar baskıya gelemem.
Kıyafetleri giyirken bir taraftan da kalbimi sakinleştirmeye çalışıyordum. Yıllar geçse de hâlâ alışamıyordum ve aklıma sürekli geçmişimiz geliyordu.
Emirhan'ı tanıdığım da 7 yaşındaydım. Benimle yaşıt birisi olduğu için kendimi çok mutlu hissediyordum. Zamanla giderek ona daha yakın olmaya başlamıştım. O zamanlar anlamıyordum ama şuan o duyguları gerçekten anlayabiliyorum.
Ben Emirhan'a aşık olmuşum kalbimde bu duygu aşk duygusu...
Evett bir bölüm sonu daha :)) bakalım bizi neler bekleyecek bende merakla bekliyorum.
Umarım beğenirsiniz...🏳️🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAR BU ŞEHRİ •bxb
Teen Fiction[Tamamlandı] "Çok sevmiştim, aşıktım ona. Ondan başkasına bir kez olsun bakmamıştım. Fakat olmamıştı o ve ben, biz olamamıştık. Giderken dediği tek şey; "İncir Ağaçları Çiçek açınca geleceğim." oldu. İncir ağaçlarının çiçek açmadığı, kapıdan çıktık...