Aptal Aşık

734 74 95
                                    

İyi okumalar delilerim, yorumlarınızı bekliyorum✨💜

Medya: Ersay Üner - Nokta

Eve geldiğimde, kendimi çok fazla yorgun hissettiğim için direkt yatağa yattım. Aklıma yaşananlar gelince hafif ama acı dolu bir tebessüm ettim.

Uzun süre ortada olmadığım için, çocuklar beni aramaya çıkmışlardı. Görende çocuğum kaybolacaktım okulda. Aynısını dediğimde 'Sen de mallık var biraz kaybolursun.' dediler.

Ha tabi hayvan gibi adımı bağırdıkları için, hızla oturduğum yerden kalkmış ve Karam'a teşekkür edip merdivenlerden inmiştim.

Kafamı kaldırıp hiç birine bakamamıştım. İçeriye girdiğimizde, sınıfa ilk defa boy sırasından farklı bir şekilde girmiştik. Emirhan hariç tüm uzunlar öndeydi.

Beni kendi kolunun altına çekmiş, yanımıza orta boylulardan Ahmet ve Ali gelmişti. Kendimi korunma altına alınmış gibi hissediyordum.

Sıraya geçtiğimizde Emirhan bana yer vermeden oturmuştu. Kaşlarımı çatarak kafamı ona çevirdiğimde, sinirli bir şekilde bakmaya başladı. Siniri kendineydi, beni üzdüğünü düşünüyordu.

Bir şey demeden bacaklarının üstünden geçip oturdum. Kafamı direkt sıraya koyduğumda, bana dokunmayım mesajını vermiştim.

Dersler bitene kadar, Emirhan elini bacağımın üstüne koymuş ve okşamaya başlamıştı. O kadar fazla üzülmeme rağmen heyecanlanmadan edememiştim.

"Ediz, Emirhan gelmeyecek mi?" kapının arkasından annemin sesi geldiğinde, düşüncelerimden sıyrılmıştım.

"Bilmiyorum Nurcan Sultan. Yorgunum uyuyacağım ben." ayağa kalkıp üstümü başımı çıkardım. Altıma sadece şort geçirip yatağa yeniden kendimi attım.

Hiç bir şey düşünmeden sadece uyumak istiyordum. Artık iç sesim bile beni yalnız bırakmıştı. Emirhan'ın gideceğini öğrendiğim günden beri yoktu. Sanki o bile benimle gibi yok olmuş gibiydi.

Göz kaplarım daha fazla dayanamadı ve kapandı. Ağladığım ve günlerdir uyuyamadığım için oldukça yorgun düşmüştüm.

...

"Seni üzmek istemedim, bu haberi benden duymanı istemiştim sadece."

Bedenime sarılı olan kollar, boynumda hissettiğim nefesler ve kulağımın yanında söylenen sözler. Bunların hepsi kesinlikle Emirhan'a aitti.

Adımdan daha çok emindim çünkü bu hissettiğim sıcaklığı sadece Emirhan sağlardı. Bedenen bir sıcaklık değildi bu; kalben, ruhen hissettiğim bir şeydi.

Devam etmesini istiyordum ama devam ederse kalbim, buna dayanmayacaktı. Cümlelerinin sonunu getirmesini hem istiyor, hem de istemiyordum.

Daha fazla dayanamayıp, arkamı döndüm. Onunda gözleri kapalıydı, hissettiği hareketlilikle gözlerini açtı. Şuan ağlamamak için kendimi zor tutuyordum.

Sende beni seviyorsun değil mi? Benim hissettiklerimi hissediyor ve üzülüyorsun?

Şakaklarımda hissettiğim ıslaklıkla, yüzümü yastığa gömdüm. Beni böyle görüp kendisini daha fazla suçlamasını istemiyordum. Bu onun suçu değildi sonuçta, amcam zorla gönderiyordu. En azından ben zorla gönderdiğini düşünmek istiyordum.

"Ağlama artık, lütfen." sesi yalvarır gibi çıktığında, yaşlar yeniden akmaya başladı.

"Ben üzgünüm, sadece 11 yılımı geçirdiğim kişinin gitmesi ve bunu bana son 1 ay kala söylemesi biraz ağır geldi." istemeden söylemiştim bu sözleri. Onu suçlamak gibi bir düşüncem yoktu.

Yüzümü yastıkta kaldırdım ve ona baktım. Gözlerinin etrafı kızarmıştı, bu da ağladığını gösteriyordu. Birbirimizi bu kadar iyi tanımamız, bazen beni korkutuyordu.

"Bugün seni Karam ile merdivenlerde gördüm. Ağlıyordun ve ona yaslanıyordun Ediz. O kadar zoruma gitti ki, biliyorum buna hakkım yok. Sonuçta arkadaşın ama benim için ağladığını bilirken, başkasında teselli bulman..."

Sözlerini devam ettirmedi ya da ettiremedi. Göz yaşları akmaya başladığında istemsizce elim uzandı. Bir bebeğe dokunuyormuş gibi, narin bir şekilde okşamaya başladım gözyaşlarını.

"Gitmeni istemiyorum, bu bencillik belki ama senden ayrılmak benim için çok fazla zor. 11 yıl koskoca 132 ay. Geçirdiğimiz 96,426 saat. Bunların hepsini bir kenara koymak ağır. Ben bizim için üniversite hayali kurarken se-"

Sözüm Emirhan'ın dudakları tarafından kesildi. Öpmüyordu sadece dudaklarını dudaklarımın üstüne koymuştu. Belki de benden bir hareket bekliyordu, fakat yapamıyordum.

Yıllardır belki de böyle bir ortam istemiştim ama şuan olmazdı. Giderken olmazdı, beni de peşinden götürmez miydi acaba...

Daha fazla düşünmedim ve gözyaşlarımı akarken onu kendimden uzaklaştırdım. Gözlerine baktığımda o da ağlıyordu.

Ne oluyordu bize, neden böyle bir şey yapmıştı? Eğer seviyorsa neden şimdi? Neden bu kadar geç kaldın Emirhan?

"Seni seviyorum." dudaklarından çıkan iki kelimeyle, kalbim depar atmaya başlamıştı.'

Gözlerimi bir anda açtığımda, nefes nefeseydim. Yanıma baktım, elimle bile yokladım ama yoktu. Gözlerim ıslaktı, kalbim deli gibi atıyordu.

Hepsi rüya mıydı?

Daha fazla bu duruma dayanamıyordum. Kalbim sıkışmaya başlayınca, şiddetli şekilde ağlamaya başladım. Kimin duyacağı, ne yapacağı umrumda bile değildi.

Sesli bir şekilde bağırarak ve içimde ki her şeyi dökerek ağlamaya başladım. Hıçkırıklarım ve bağırışlarım odanın her köşesinde yankılanıyordu.

"Aptal çocuk, Aptal Aşık."

Yüzümü ellerimle kapatıp, kendimi yatağa attım. Canım yanıyordu, canım çok fazla yanıyordu.

Bölüm sonu :'(

Ediz'e sevgi butonuyum şuan :"((

Umarım beğenirsiniz...🏳️‍🌈

SAR BU ŞEHRİ •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin