Günün üçüncü bölümü :)
İyi okumalar delilerim, yorumlarınızı bekliyorum✨💜Medya: Gökhan Türkmen - Aşk lazım
Emirhan beni uyandırmak için yanağıma hafif hafif vurmaya başlamıştı. Ahh sevdiğim üzgünüm ama bu rezilliğin üstüne yüzünü göremem."Hey kendine gel. Ediz... Ediz."
Beni kaldırıp yatağa taşıdı ve içeriye gitti. Büyük ihtimalle kolonya alacaktı. Gözlerimi açtım ve derin bir nefes verdim.
"Salak çocuk."
İç sesim bana yine hakaret etmiş ve tavır alarak sesini kesmişti. Tanrım iç sesim bile kendinde değil.
Duyduğum ayak sesleriyle gözlerimi yeniden kapattım. Kesinlikle bu durumdan sonra oyunculuk başvurusunda bulunmam lazımdı. Benim gibi bir cevheri herkesin görmesi gerekiyordu.
Ellerime ve yüzüme kolonya sürdü. Kendime geliyormuş gibi yavaş yavaş hareket ediyordum.
'Bu çocuk gerçekten salak'
'Sus şimdi ağzını yüzünü kırıcam iç ses.'
"İyi misin? Kendini neden bu kadar zorladın, zaten başını vurdun bugün." Endişeli sesini yeniden duymak, içimde anlamını çok daha önce fark ettiğim duygulara sebep oldu.
"İyiyim sıkıntı yok." lafımı bitirdikten sonra öksürmeye başladım.
"S-su." lütfen yüzümü kara çıkarma oyuncu Ediz. 'Hadi aslanım sana güveniyorum' içten içi kendimi gazlamaya devam ettim.
"
Su." beni tekrar edip yataktan kalktı ve masanın üstünde duran sürahiden su getirdi.
Beni yavaşça kaldırıp suyu içirdi. O kadar naif hareketlerle hareket ediyordu ki kendimi kaybediyordum. Yeniden aşık olmamak için kendi kendime ürettiğim tüm sebepleri yıkıp atıyordu.
Neden böyle davranıyorsun? Kuzenin olduğum için mi? Kardeş gibi gördüğün için mi? Beni benim gibi seviyor musun?
Yıllardır düşündüğüm sorulardı bunlar ama asla bir cevap bulamamıştım. Seviyordum öyle çok seviyordum ki kendimden daha fazla biliyordum onu.
Mesela boynunda 5, sırtında 8, göğsünde 6, ellerinde 2, bacaklarında 4, burnunun ucunda 1 ve dudağının kenarında 2 tane ben vardı. Tam kalbinin altında iki tane kırmızı elma gibi duran doğum lekesi vardı.
Soğuktan dolayı elleri sürekli çatlar ve özel krem kullanırdı. Sigara içmeyi sevmezdi ama 7 yaşından bir kez içerken görmüştüm. O da 16 yaşındayken okulun arkasında içiyordu. Benim sigara içmeme asla izin vermez ve çocukların da yanımda sigara içmesine kızardı.
Onun hakkında her şeyi bilirken, benim her şeyim olmuşken bazen ona ihanet ettiğimi hissediyordum. Davranışlarını kendime göre uyarlayıp ona daha fazla aşık oluyordum. Bana zaten her şeyini vermesine rağmen kalbini de istiyordum.
Çok bencilce bir hareket olduğunun farkındaydım ama kalbim ümit etmekten asla vazgeçmiyordu. Sonunda üzülen yine ben olacaktım belki de ama yine de durmak istemiyordum.
Ona açılamazdım bazen yetmiyordu ama yine de bununla yetinmem gerektiğini biliyordum. Onu kaybetmek hayatımda isteyeceğim son şeylerden biri bile değildi.
"Kendine dikkat et gerçekten sonunda ben döveceğim seni." sinirle ama aynı zamanda da naif bir şekilde konuştu.
'Ses tonunu yediğim' İç sesim yine araya girdiğinde bu sefer katılmıştım ona.
"Sen değil miydin 'Delidir ne yapsa yeridir' diyen. Deliliğimi konuşturuyorum bende." gözlerine bakarak konuştum.
Bazen gözlerine saatlerce bakmak ve orada bize ait olan tüm anıları izlemek istiyordum. İçten içe derin bir of çektiğim ama yüzüme bir gülümseme yerleştirdim.
"Seni cidden dövmek is-"
Konuşmasını odayı dolduran bildirim sesi bölmüştü. Masanın üstünde duran telefonumun ışığı yanıp söndüğünde, dikkatini oraya verdi.
"Getirir misin?" kimden geldiğini tahmin ediyordum bu yüzden heyecanlanmıştım.
"Lütfen kabul etmiş olsun, lütfen lütfen."
Yataktan kalktığında, ellerimi kavuşturup sessizce kabul etmesi için yalvarıyordum. Eline telefonu aldı ve ekranını açtı. Yine o sevdiğim yüzüne yerleştirmişti anlamaz bakışlarını.
"Kimden Karam'dan değil mi?" heyecanla sormamla bana baktı ve kaşlarını çattı.
"1.90 Adam, o ise ondan al bak." telefonu bana fırlattı ve ayakta dikilmeye başladı.
Şuan bu pozisyonu içinden bir şeyler geçirdiğinin duruşuydu. Ee boşuna her şeyini biliyorum demiyorum. Adımdan daha iyi biliyordum içinden söyleniyordu.
Gülerek telefonu elime aldım ve mesajı okumamla yüzüm düştü. Ama ama bu haksızlık değil miydi?
1.90 Adam: Maalesef hoca kabul etmedi. Zoraki bir şekilde senie bu projeyi yapmak zorundayım.
Kalbimi tutup yeniden bayılmış gibi yaptım. Cidden iyice Feriha'ya dönmüştüm bende.
"Bunu bana yaptığına inanamıyorum. Bu hoca beni gerçekten sevmiyor hatta nefret ediyor. Resmen seninle kavuşmamam için aramıza 1.90'lık kalıplı, kaslı, yakışıklı ve sempatik bir duvar çekti."
Güzel bir tiyatro sergilerken, Emirhan son söylediklerimle kaşlarını daha fazla ne kadar çatarsa o kadar çattı. Benim yüzümde sevimli bir ifade vardı. Arada bu şekilde davranmak hoşuma gitmiyor değildi.
Deli etmeyi seviyordum bu çocuğu...
Bölüm sonu :)
Umarım beğenirsiniz...🏳️🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAR BU ŞEHRİ •bxb
Teen Fiction[Tamamlandı] "Çok sevmiştim, aşıktım ona. Ondan başkasına bir kez olsun bakmamıştım. Fakat olmamıştı o ve ben, biz olamamıştık. Giderken dediği tek şey; "İncir Ağaçları Çiçek açınca geleceğim." oldu. İncir ağaçlarının çiçek açmadığı, kapıdan çıktık...