İyi okumalar delilerim yorumlarınızı bekliyorum✨💜
Medya: Sancak - Yağmur
Kalbim yerinden çıkacak gibi atmaya başlamıştı. Okulda salak gibi dolaştıktan sonra eve geldiğimde heyecan basmıştı. Kalbim hâlâ büyük bir umutla atmaya devam ediyordu. Galiba her zamanda böyle olacaktı.
Hazırlan demişti ama nereye gideceğimizi ya da ne yapacağımızı söylememişti. Dolabı hızla açıp içinden en güzel kıyafetlerimi seçmeye başladım.
Yüzümde ki gülümsemenin ve kızarıklığın tek sebebi oydu. Bundan oldukça memnun ve mutluydum. Gerçi o oldukça, asla yapmayacağım dediğim şeyleri bile yapardım.
Kıyafet seçimini yaptıktan sonra aynanın önüne geçtim ve hepsini üstüme tuttum. Ne abartı ne de çok sadeydi, her yere uyardı.
Siyah bir pantolon, beyaz salaş bir gömlek ilk iki düğmesini açık bıraktım. Üstüne de yine oldukça şık duran ve sırtmayan siyah bir kaban aldım. Ayağıma da siyah postallarımı giydiğimde tamamdı. Siyah rengini kendime fazlaca yakıştırıyordum.
Saatin kaç olduğuna bakmadan hazırlanmıştım. Heyecandan ayağımı sallamaya başladım. Aklıma gelen şeyle hızla telefonuma sarıldım. Aramam gereken birisi vardı.
...
Emirhan'ın ağzından~
Tam dediğim vakitte zili çaldığımda, nedensizce heyecanlanmıştım. Alt tarafı alıp dışarıya çıkacaktık. Bugün beni zaten sinir etmişti. Bana inadına yaptığını hissetmiştim ama yine de kendimi onun yanında olmaktan alıkoyamadım.
Kapıyı açtığında yüzü kıpkırmızıydı. Kaşlarımı çattım tam ağzımı accakken, yediğim tokatla gözlerim sonuna kadar açıldı.
Ne olmuştu şimdi?
"Bunu bana nasıl yaparsın?" gözlerini gözlerime çevirdiğinde, orada gördüğüm şeyler canımı yakmıştı.
"Ne yaptım, ne oldu?" ona doğru bir adım attığımda geri çekildi.
"Sen-senden nefret ediyorum. Hep amcamın ya da yengemin seni zorla gönderdiğini düşünmüştüm. Oysa sen, Pamir sen cidden değerim bu kadar mı? Bizden, benden gitmek bu kadar mı istiyorsun." gözyaşları akmaya başladığında.
(Emirhan'ın ikinci adı Pamir. Unutmuşsunuzdur diye hatırlatayım, Ediz sadece sinirlendiği zaman Pamir diyor.)
Kafamı başka tarafa çevirdim. Öğrenecekti ama bu şekilde, şuan öğrenmesi ve başkasından öğrenmesi hiç iyi olmamıştı. Ben zaten anlatacaktım, lanet olsun.
"Bak beni dinle, ben anlatayım." kollarından tutmaya çalıştım ama yine kaçtı.
"Hiç bir şey anlatmanı istemiyorum. Bizim hayallerimiz vardı Pamir! Çocukluktan beri birlikte kurduğumuz ve sırf bunlar için çok çalıştığımız hayallerimiz! Ya da sadece benim hayallerim mi demeliydim." sinirle konuşmaya başladı.
Pamir adımı öyle çıkarmıştı ki ağzından. Tanımasam gerçekten benden nefret ettiğini düşünebilirdim. Gözlerimi kapatıp açtım ve tüm şefkatimle ona bakmaya çalıştım.
"Lütfen ağlama, senin her ağlama sebebin olduğum zaman kendimden nefret ediyorum. Benim Ediz, ben senin her şeyin olan kişi. Beni dinle, sadece beni dinle ve bana inan."
Kafasını iki yana salladı ve bir kaç adım daha geriledi. Sanki güç almak ister gibi kapının kolunu tutmaya çalıştı. Hayal kırıklığı yaşıyordu, her halinden belliydi.
"Ne açıklama yaparsan yap, gitmenin senin kararın olduğu gerçeğini değiştirmeyecek. Sen bizim tüm hayallerimizi mahvettin Pamir!"
Tam ona doğru bir adım atmıştım ki, kapıyı yüzüme şiddetle kapattı. Yüzümde hissettiğim ani bir soğukla titredim.
Açıklamak istiyordum ama ne diyeceğimi bende bilmiyordum. Evet bir sebebi vardı ama beni dinleseydi bile, nasıl diyeceğimi bilmiyordum.
Bildiğim tek şey onun yanında kalmak çok fazla zordu, tehlikeliydi. Gözlerimi sıkıca kapattım ve arkamı döndüm. Sırtımı kapıya yasladım ve yere oturdum. Hissediyordum orada benim bir şeyler dememi bekliyordu.
Beni benden iyi tanıdığını biliyordum ama bende onu kendisinden daha iyi tanıyordum. Masum birisiydi Ediz, çok fazla sevgi dolu bir insandı. İnsanlara zarar vermek istemeyen, kendisine zarar verdiklerinde onları kolayca affeden.
Bu yüzden bu zamana kadar onu herkesten korudum ama bir tek kendimden koruyamadım. Bir tek kendimi uzak tutamadım.
Bölüm sonu
Umarım beğenirsiniz...🏳️🌈
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAR BU ŞEHRİ •bxb
Teen Fiction[Tamamlandı] "Çok sevmiştim, aşıktım ona. Ondan başkasına bir kez olsun bakmamıştım. Fakat olmamıştı o ve ben, biz olamamıştık. Giderken dediği tek şey; "İncir Ağaçları Çiçek açınca geleceğim." oldu. İncir ağaçlarının çiçek açmadığı, kapıdan çıktık...