Sessiz Gözyaşları

748 67 96
                                    

Bu bölümü başlamadan mutlaka önce ki bölümü okuyun. Wattpad benim üstüme oynuyor resmen bu yüzden önce ki bölümün bildirimi gitmedi. Mutlaka o bölümü okumalasınız çünkü asıl kısım ondan sonra başlıyor. Geçiş bölümü gibi bir şeydi orası :))

İyi okumalar delilerim, yorumlarınızı bekliyorum✨💜

Medya: Cem Adrian - Hüzün Kovan Kuşu

(1 hafta sonra)

Ölü gibi etrafta dolaşıyordum. Günlerdir uyumamıştım, gözüme gram uyku girmiyordu. Emirhan'la da bi süre konuşmayı kesmiştim. Büyük bir yasta gibiydim, bana verdiği yüzü parmağımdan asla çıkarmıyordum.

Derslere odaklanamıyordum bu durum, ben olsam bile hocaların dikkatini çekmişti. Annemlerinde dikkatinden kaçmamıştı bir anda bu kadar çöküşte olmam.

"Edizzzz!" başımda böğüren Hamit'e tepki bile veremiyordum.

Büyük ihtimalle hepsi biliyordu Emirhan'ın gideceğini ve en son öğrenen bendim. Beni düşündükleri için söylemediklerini biliyordum ama her şekilde bir en kaz olacaktım.

"Oğlum kalk hadi kantine gidelim acıktım." bu sefer Ali konuştuğunda, tek hareketim kafamı diğer tarafa çevirmek olmuştu.

Ağlamak istiyordum ama yapamıyordum. Gözlerim dolmaya başladığında, hiç birinin beni görmemesi işime gelmişti.

Bacağımda hissettiğim dokunuşla, kafamı sıradan kaldırdım. Hiç birine bakmadan sıranın üstünden atladım ve son 1 haftadır saklanmak için gittiğim, yangın merdivenlerine ilerlemeye başladım.

Merdivenleri çıkmaya başlarken gözyaşlarım akmaya başladı. Bağırmak istiyordum hatta Emirhan'ı dövmek bile istiyordum. Tüm duygularımı bağırmak ve neden gitmesi gerektiğini sormak istiyordum.

Burada üniversite yok muydu? Amcam'ın işi bile buradaydı, neden Emirhan'ı yurtdışına gönderiyordu?

En üst katına çıktığım zaman oturdum ve etrafı izlemeye başladım. Her şey o kadar yavan geliyordu ki, sanki etrafım siyah-beyaz olmuş gibiydi. Tüm renklerimin çalındığını hissediyordum.

Ne kadar orada oturduğumu bilmiyorum ama ayaklarım uyuşmaya başlamıştı. Benim ise gözyaşlarım durmuş, sessizce içime içime ağlıyordum.

Gözyaşlarım da duygularım gibiydi. Sessizce belli ediyordu kendini, sessizce yaşıyordu her şeyi, sessizce akmaya devam ediyordu. Burnum sızlamaya başlamıştı.

Ayak sesleri duymaya başladığımda, hızla kendimi toparladım. Normalde buraya kimse gelmezdi. Ayağa kalkmaya çalışmadım, zaten ayak sesleri daha yakından gelmeye başlamıştı.

"Beni Ediz korkmana gerek yok." Karam'ın sesini duymamla kafamı o tarafa çevirdim. Derin bir nefes bıraktım, eğer Emirhan olsaydı ne bahane uyduracağımı bilmiyordum.

"Burada olduğumu nereden biliyorsun?" sesimi pürüzlü çıkmamasına özen göstermiştim. Yüzüne bakmıyordum, ağladığım kolay anlaşılırdı.

"Aslında burası benim sigara içme yerim ama 1 haftadır sen işgal ettin. Burada olduğunu düşünmemiştim, sonra ağlama sesleri gelince..."

Sustu cümlesini devam ettirmedi. Görmüş ve duymuştu zaten her şeyi neyi saklıyordum ki. Kafamı onun tarafa çevirdiğimde, yanıma gelmeye başladı.

"Konuşacaksan gelme." sesim çatlamıştı.

'Bravo Ediz! Hiç bir şeye sahip çıkmadın, sesine de sahip çıkama.' Sinirimi kendimden çıkarıyordum. Böyle yapmasam etrafımda ki herkese zarar verecektim.

Yanıma oturdu ama sırtını bana çevirmişti. Anlamaz şekilde ona bakıyordum ama o benim yüzüme bakmıyordu.

"İstediğin kadar ağlayabilirsin. Ne oldu bilmiyorum ama her insan ağlayabilir. Senin gibi neşeli bir çocuk bile olsa..."

Cümlesini bitirdikten sonra hiç bir şey demedi. Bende demedim, bilmiyorum belki de bundan güç aldım.

Oturuşumu düzelttim ve sırtımı onun sırtına yasladım. Sesli bir şekilde hıçkırarak ağlayamıyordum. Alışmıştım bu şekilde ağlamaya, sesimi duyurmamaya.

Sessiz sessiz akıtmıştım gözyaşlarımı. Sırtını bana ödünç veren çocuk ise hiç bir şey dememişti. Sadece sıcaklığını benimle paylaşıyordu.

Fakat Emirhan'ın sıcaklığından başka sıcaklıkta ısınamazdım ki ben...

Bölüm sonu.

Edizz kakaolu kekim, üzülüyorum ya minnoşum :"(

Umarım beğenirsiniz...🏳️‍🌈

SAR BU ŞEHRİ •bxbHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin