«Küçük Kız Sanem» •2•

30 13 0
                                    

Selin Hanım: Duygu son sıralarda çok şüpheci yada ne bileyim çok tedirgin davranıyor. Sürekli Emre hakkında bahsediyor ve onu rahatsız ettiğini söylüyor. Küçücük kafasıyla neler düşünüyor, tüm bunları düşünürken Duygu ve babası için yemek yapıyordum, o sırada kapı sesi duyuldu Duygu gelmişti bu sesi anca Duygu çıkarır, kapıyı tek seferde açamaz. İlla ki 2. Denemede açardı. "hoşgeldin yavrum" diye karşıladım kızımı. "hoşbuldum anne. Yemekte ne var? Çok açım" dedi. Ah bu kızı alan şimdiden yandı doymak bilmiyor.

Hızlı bir şekilde dünden kalan yemeği ısıttım, ocakta olan pişmediği için mecbur bunu yemeli. "ee okul nasıl geçti bakalım?" sorumu sordum hemen yüzü düştü anlaşılan kötü şeyler oldu. "anne Emre beni rahat bırakmıyor. Ben sınıfımı yok yok okulumu yada şehrimi değiştirmek istiyorum, yeterki Emre'den uzak bir yerde olayım" dedi ne saçmalıyor bu kız?

"oldu kızım, sen iste hemen. Töbe ya saçmalama istersen Duygu. Daha küçücüksünüz, arkadaşın o senin." dedim. Zamanla geçer bunlar. "ahh sende beni anlamıyorsun küçük olan benim o değil. Neyse ben odama çıkıyorum ödevim var" dedi ve gitti. Of bu kızın bu yaştan bu kadar derdi varsa ileride ne olur kim bilir. Hadi bakalım Selin, sofrayı toplamak yine sana kaldı. Çok geçmeden Duygu'nun sofrasını toplayıp bulaşıkları yıkadım.

Ardından saate bakmak için odaya girdiğim de, saatin 18:32 olduğunu gördüm ne yani Selim'in gelmesine yarım saatten az bir süre mi kaldı? Neyse yemek hazır ya o yeterli.






Duygu: Kimse beni anlamıyor, yada anlamak istemiyor. Yaşım küçük olabilir, ama işte aması yok. Peşimde saplantılı bir kişi var üstelik benden 3 yaş büyük. Benimle aynı okulda, aynı sınıfta hatta okula bile beraber gidiyoruz. Sıkılmaya başladım, anneme her ne kadar durumu bildirsem de "sadece arkadaşın" deyip beni başından savıyor. Ben neden bunları düşünüyorum ki? Ödevlerim var hemde bir sürü.

Oturup ödevlerimi yapmaya başladım. Ama sadece sallıyordum ilk kez böyle bir durumdayım. Küçük kafamla aklımda ne çok şey var. Tam düşüncelerden sıyrılıp ödevime dönücekken kapı sesi duyuldu, yaşasın babam geldi. Koşarak merdivenleri indim "Canım babamm hoş geldin, seni çok özledim" dedim ve kucağına atladım. Bu hareketim kaçınılmaz oluyor. "Hoş buldum Duygu'cum. Hadi içeri geçelim" dedi yavaş yavaş arkasından gittim.

Babam aç olduğunu belirterek "Selin hayatım, bu akşam yemekte ne var?" diye sordu. Açıkçası bende çok merak ediyordum. Maalesef okuldan geldiğim de yemek pişmediği için dünden kalan yemeği yemek zorunda kalmıştım. Annem hemen marifetli ses tonuyla "Baba-kız en sevdiğiniz yemeği yaptım. Soslu makarna ve yanında fırın tavuk. Birazdan getiriyorum, siz masaya geçin" dedi. Resmen bağırarak "soslu makarna isteriz, soslu makarna isteriz" diye izdiham çıkarttım. Babam da bana katılarak aynını yaptı.

*yemek yerler akşam olur. Selin ve Selim odalarına geçer Duygu'da aynı*

Emre: Uyumadan önce Duygu'da mesaj atsam? fena fikir değil aslında. "Uyudun mu güzellik" diye mesaj çektim. Başta görüldü attı sonra yazmaya başladı "Uyumadım, ama izin verirsen uyuycam" diye somurtkan bir mesaj attı. Anlaşılan yazmamı istemiyor, yine aynısı yani. "Peki iyi geceler. Öpüldünüz 😘" diye sevgimi gösteren bir mesaj attım. Sonunda dayanamayıp aradı. "Akşam akşam yazması zor geldi. Rahat bırak uyuycam yarın okul ve sınav var. Ve sen dünyada beni öpmesini istediğim son insan olursun. Şimdi yat zıbar" deyip telefonu yüzüme kapattı. Ah bu kız yada çocuk insanı çileden çıkartır

Çok geçmeden bende zorda olsa uyudum.

Saat: 04:12

Değişik bir şekilde yatmanın verdiği rahatsızlıkla uyandım saate ve telefona baktım. Daha çok erken. Mutfağa su içmeye kalktım. Geri dönüp yatağıma girdim, sanırım çok yorgundum ki hemen uyudum.

Saat: 06:27

Alarmın bilmem kaçıncı kez çalmasın da uyandım. Ahh hayır geç kalmıştım. Hemen alelacele kalkıp üzerimi giyindim, ağzıma hızlıca bir şeyler tıkıştırıp evden çıkacakken annem ve kız kardeşim Sanem seslendi "geç kalmadın mı?" tabikide geç kaldım "evet hemde çok. Şimdi çıkıyorum akşam görüşürüz" deyip çıktım. Hızlı hızlı yolda yürümeye başladım.







Sanem: Abimi hiç anlamıyorum. Neden bu sıralar böyle ki? Off her abi böyledir. Aramızda 5 yaş olmasına rağmen beni kendi gibi görüyor. Buna anlam getireyim; onun yaptığı şeyleri illa ki bende yapmak zorundaymışım gibi hissediyor ve böyle yaptırıyor. Neden abiler böyle ki Duygu abla gibi keşke benim de bir ablam olsa. En azından dertleşirdim. Neyse bende yavaştan hazırlanayım. Daha okuluma 2 buçuk saat var ama abim sağolsun saat 6da ayaktayız

Annem her ne kadar "saat daha erken yat uyu kızım" tuttursa da yatmak istemediğimi dile getiriyorum ve tabletim ile oynamak istiyordum. Tabikide annem buna karşı, sabahın köründe tablet ile oynanmazmış. Sıkılmaya başladım gerçekten bu saatte ne yapıcam ki? Aa buldum Duygu ablanın, ablası bugün okula gitmiycek onu arayıp beni eğlendirmesini isteyebilirim.

"Anne ben Elif ablayı arıycam. Bize gelsin okul vaktine kadar oyun oynarız" deyip annemin telefonuna sarıldım artık okuma yazma biliyorum bu çok mutluluk veriyor yaşasın. Rehberden Elif ablayı buldum tam arıycakken annem telefonu elimden aldı. "Kızım saçmalama. Bırak kız uyusun, okula gitmiyor diye bu saatte kimse seninle oynayamaz. Hadi sende odana çık yada abinin odasına orda yat dinlen" deyip beni kucağına aldı ve abimin odasına bıraktı.

Çaresiz bende abimin yatağına yattım. Vay canına kaç gündür aradığım peluş ayıcığım burdaymış, hain abim almış. Onuda elime aldım, sarıldım ve yavaş yavaş gözlerim kapandı.

~2. BÖLÜM SONU~


İlk kez bu kadar uzun bölüm yazdım. Ama bu bölüm üzerinde 2 gündür uğraşıyorum. Dün tam yayınlıycakken şarjım bitti. Ve sonra bende Sanem gibi uyudum 😂. Neyse anca wattpad'e girdim ve baştan sona okudum, çok kısa olduğunu gördüm, bazı yerleri silip tekrar daha uzun yazdım. Sonunda yayımlama kararını alabildim. Ayy çok uzattım


•Sorularınız•


Baysii ❤️🍀

...Çocukluğum... {KISA SÜRE ARA VERİLDİ} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin