2.6

40.1K 2.9K 724
                                    

agalar hoş geldiniz :)

başlıyoruz kee

Günün 1. bölümü

- - -

Nar elindeki bavulu arkasından çekiştirerek giderken mırıldandı;

''Ulan madem geri gelecektim neden geri getirdiniz.'' Dante onu net bir şekilde anlasa da salağa yatarak;

''Efendim?'' dedi. 

Nar sanki bir şey yokmuş gibi gülümsedi.

''Yok bir şey yok.'' derken Dante, Nar'ın bavulla cebelleştiğini görünce Nar'ın elinden bavulu aldığı gibi kendisi arkasından çekiştirmeye başladı.

'Gerçekten bu kadarcık hafif şey için mi mırın kırın ediyordu?' diye düşünürken Nar da tam tersi;

'Oha hayvanın gücüne bak!' diye içinden geçirdi.

Biliyordu Nar, kendisi güçsüz değildi. On dokuz kiloluk damacanayı tek başına sırtlayıp, üç kat çıkmışlığı vardı.

Dante önden düzgün, dışarıdan gören insanların dikkatini fazlasıyla çeke çeke giderken Nar da arkasından önünde gördüğü taşı ayağıyla  vurarak Dante'ye isabet ettirmeye çalışıyordu. 

Dante sabrının sınırlarında olduğunu hissederek gülümsedi.

'Yok o kadar bedduadan sonra bela olarak tanrı bana bu kızı yolladı.' diye içinden geçirip, yoluna devam etti.

Diğer seferin aksine otelle çalışma yerine değil de kendi evine getirmişti Nar'ı. 

Nar karşısında gördüğü eve bakarken dışarıdan gördüğü camlarla istemsiz şekilde parmaklarıyla saymaya başlamıştı.

Gözleri şokla açılırken bakışları Dante'yi buldu.

Nardan

Gözlerim şokla açılırken dilimi alt dudağımda gezdirip, Dante'ye baktım. Acaba mantık evliliği teklif etsem ne derdi?

'Aynen Nar, adam koskoca İtalya'da kadın bulamadı trden seni seçecek.' diyen iç sesime kapak bir cevap olarak;

''Halsey'i de Türk abimiz kaptı.'' derken Dante'nin bana dönmesiyle sesli söylediğimi fark ettim.

''Anlamadım?'' Ona biliyorum bakışı atıp, omuz silktim.

''Sana demedim.'' derken göz devirip, yanına adımladım. Arkadaşlar şu an havalı bir şekilde eve giriyoruz.

Sanki yaz dizisi çekiyoruz da kulağımda bizim şarkımız çalıyordu.

Tarkan - Öp

Olum çok iyi ya.

Etrafta dolanan adamlara bakıyordum. Hayır, hayır! Kitaplardaki gibi mafya kılıklı adamlar gibi değillerdi.

Kulağındaki kulaklıkla elleri her an tetikte gezen tipler gibi bir şeydi. Havalılığını size şöyle anlatırım Türkiye'nin ceosu gibi havalı anladınız mı?

O adamların yanı sıra bahçede çiçeklerle ilgilenen adamlarda vardı. Bizi gören bir kişi Dante'nin elindeki pembe bavulumu almak için gelecekti ki elimle Dante'ye göstermeden dur işareti yaptım.

Adam beni Dante'nin bir şeyi sanmış olacaktı ki duraksadı.

Dantecim pembe sana çok yakışıyor.

Dante kızarmış bir şekilde evinin kapısını çaldığında ben de dibinde sırıtır şekilde bekliyordum. 

Bu durumdan rahatsızdım, bunu inkar edemezdim ama felaketi şeker gibi eritip, kendimce tatlandırırdım. 

İtalya'daydım, para ödemiyordum, mezun olunca hemen iş bulabileceğim bir staj şekli vardı, sürekli uğraşabileceğim bir Dante, yakışıklı erkekler...

Eksik olan tek şey belam o da kalsın yani olmasa da olur.

Hem kafama herhangi bir yerden çay da gelmezdi, telefon titanları yolumu kesip üstüme saldırmazdı mis gibi hayat ulan!

''Benvenuto signore'' (Hoş geldiniz efendim.) Kadının az çok ne dediğini tahmin edip, kafamı sallayarak gülümsedim.

''Grazie'' (Hoş bulduk.) Dante cevap verirken bavulu yana bırakıp, içeri gitti ben de arkasından onu takip ediyordum.

Dante salona geldiğinde bir yere geçip, oturdum o da aynı şekilde oturup, bana döndü;

''Çok fazla yorgunum stajı yapacağın şirketinin ortağı bir arkadaşım burada şu an gelir az sonra. Bu işleri halledip, uyumak istiyorum.'' dediğinde ona göz devirdim.

'E git uyu? Enai.' Ona içimin tam tersi olan şekilde gülümseyip, kafamı salladım.

''Tamam, öyle olsun.'' Bir süre idare edecektim.

Dante iki bacağını açıp, geriye doğru yaslandığında üstten birkaç düğmesini açarak çözdü. Kendini kasmaktan vaz geçip, gevşerken gözlerini yumdu.

Bir süre onu süzerken merdivenlerden gelen ayak sesiyle o tarafa döndüm. 

Boyu bir yetmiş beş bir seksen olan, giydiği inek takımlı eşofmanıyla güle güle yanımıza gelen adam İtalya erkeği miydi?

İtalya'nın yüz karası. Türk kızlarının hayalini bitirdin şu an. En son hayalim prsion break dizisindeki michael scohield yani Wentworth Miller'in gay olduğunu öğrendiğimde olmuştu.

Türk kızlarının hayalini bitiren adam Türk erkeklerimizin hayalini kurdurtmuştu. 

''Hoj geldiniz!'' Bozuk Türkçesiyle bizi ağırlarken Dante'ye döndüm.

''Arkadaşın Rus mu?'' Dante beni anlamayıp, cevap vermemeyi tercih ederken bıkkınlıkla arkadaşına baktı.

''İkiniz birbirinizi tam buldunuz işte! Belanızı bu- bu-'' Nasıl devamını getiremeyeceğini bilemediği için kaşlarını çatarak bana döndü.

Şuan çok masum duruyordu her an küfür öğretebilirdim.

''Belanızı buldunuz demek istedin sanırım.'' derken kafasını sallayarak onayladı.

Daha sonrasında bana dönerek;

''Siz ikinizin bir alanda çalışması tehlike ben de ortağım orada.'' Senin Türkçe hocanı seveyim.

''Nerede ortaksın?'' Onu zorlarken sırıttım.

''Her daim sizinle olacağım!''

Bölüm sonu

GÜNÜN 1. BÖLÜMÜ

Tarif Defteri - Yarı Texting - Tamamlandı ✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin