Ertesi sabah erkenden yine harika bir enerjiyle uyandım.Sanki hayat artık hiç kötülük yapmayacaktı ve artık iyi günler yaklaşmaya başlamış gibi hissediyordum.Kapım çalınınca
oturduğum koltukta doğruldum.Annem içeri gülümsemesiyle girdi ama aslında hiç gülmediğini biliyordum.’Tatlım bende seni uyandırmaya geldim’
‘Çoktan uyandım annecim,kahvaltı yapıp derse yetişmeliyim.’Annem sessizce beni süzüp,bir şeyler düşünüyordu.Aklından neler geçiyordu acaba derken annem kafamdaki soruları yanıtladı.
‘Hımm,iyi birini bulup evlenmeyi ne zaman düşünüyorsun Yağmur ?’
‘Anne nereden çıktı şimdi bu yaa.’
‘Ben yaşlı bir kadınım Yağmur, bu hayatta yalnız kalmanı istemiyorum birtanem.’
‘Anneee böyle söyleme zaten yeni toparlandım bir de sen başlama lütfen.’
Annemin bu sözleri üzerine kalbim sıkışmıştı, yanağına bir öpücük kondurup evden çıktım.
Kahvaltıya zamanım kalmayınca annemin elime tutuşturduğu sandviçi otobüste yedim.Otele geldiğimde üzerimi değiştirdim ve lobiye tekrar indim.Nilgün hanım herkesi etrafına yuvarlak oluşturarak dizmişti.Hemen aralarına karıştım.Herkese bugün neler yapacağını emretti.Bana ve yanımdaki bayana döndü.’Yağmur ve Aylin sizde ikinci kattaki tüm odaları temizleyin,Serdar Beyin odasını tertemiz yapın,kontrol edicem.’
Pınar’a döndüm:’Serdar Bey kim?’
‘Ah ben Pınar ,sen yeni başladın sanırım.Serdar ALTUN ,ALTUNLAR otelin tek varisi,çok zengin ve yakışıklı ama bir o kadar da küstah.Yani ben pek fazla görmüyorum ama duyduğuma göre anne ve babasıyla arası iyi değilmiş bu yüzden ikinci kattaki suit odada kalıyor.’
Tipik zengin erkek modeliydi demekki.’Memnum oldum Pınar abla ‘
Neredeyse ikinci kattaki bütün odaları temizledik birlikte ve Pınar ablayı çok sevmiştim.Konuşkan,sıcakkanlı,sevecen bir kadındı.Evli ve iki çocuklu birine göre oldukça genç ve hoş görünüyordu.Otuz beş yaşındaydı ama sanki yakın arkadaşım gibiydi. Öğle yemeğini yedikten sonra şu meşhur Serdar Beyin odasına geçtik.Oda harikaydı.Duvarda kocaman bir tv, cam sehpa, açık mavi koltuklar tam da bir erkek odasına uygundu.Mutfak dolapları krem renginde,yemek masası beyaz ahşaptı.Yatak odasına geçtiğimde odanın kokusu başımı döndürmeye yetti.Hafif erkek parfümü kokusunu içime çektim.Kocaman büyük bir dolap ve yatak vardı.Tekli koltuğun yanında küçük bir kitaplık ve aynada odayı tamamlıyordu.Kokunun banyodan geldiğini fark ettim ve oraya yöneldim.Deodorantı bileklerime sıktım.’Allahım bu koku ne kadar güzel yaaa.Delirdin mi Yağmur tanımadığın adamların parfümlerini sıkıyorsun biraz ciddileş kızım yaaa,erkek delisi zannedecekler seni delirdin mi?’
Odayı temizlemeyi bitirirken Pınar abla odada yoktu.Tam oturma odasına geçtiğim sırada dona kaldım.Kapı kapandı ve içeri geçen asansörde gördüğüm yakışıklı girdi.O da beni görünce dondu kaldı.
’Afedersiniz odanızı temizlemeyi şimdi bitirdim,bende çıkıyordum.’Bunları söylerken utandım ve adamın yüzüne bile bakamadım.Kapıya yöneldim fakat kapının önünden bir santim dahi çekilmedi .Elini kapıya dayadı.Aramızda beş santimetre vardı şimdi ve gözlerimiz birbirine kenetlendi.Hayır yaa öyle bakma bana,beni öldürüyorsun yaa.Parfüm kokusu başımı döndürdü ve aslında teninde daha güzel duruyordu.
‘Sen benim parfümümü mü sıktın?’Soru karşısında yanaklarım kıpkırmızı olmuştu.Bakkaldan şeker çalıp yakalanan çocuklar gibi utancımdan ölüyordum.Kapıdan elini çekti, bir adım atınca arkamdan ‘Sana daha çok yakışmış Yağmur’ dedi ve küstah,egoist sırıtması yüzüne yayıldı.Kalbim şuanda içimde bir savaş başlatmıştı.Göz göze geldikten sonra hızla önüme döndüm ve hemen odadan uzaklaştım.
Asansöre bindiğimde yanaklarım yanıyordu alev gibi.Öyle yakışıklıydı ki ,kokusu eroin gibi gelmişti beni uyuşturmuştu.Adımı nereden biliyordu yaa.Tabi ya yakandaki kartta adın yazıyor aptal Yağmur.Aşağı inince bir su içtim ve kendimi toparladım,sanki savaştan çıkmıştım.Doğruydu parfüm benimde onunda tenine çok yakışıyordu bence :)
Eve geldiğimde başım dönüyordu ve hala parfüm kokusu üzerimdeydi.Yatağa uzandım ve gözlerimi kapattım.Aramızdaki az mesafeyi tekrar tekrar hayalimde canlandırdım.Bazen kendime çok kızıyorum,aşka da inanmıyorum hiçbir erkeğin gerçekten sevebileceğinede.Nasıl olurda böyle egoist ve kendini beğendiği her halinden belli olan böyle bir adam kalbimi attırabilir.Kalbime bir bıçak atıp sökmek istiyorum.Hafta sonu çalışmadığım için onu görmeyecektim bu da beni rahatlattı.Kafamdaki düşüncelerle uykuya daldım.
Hafta sonunu annemle ve okuldan arkadaşlarımla geçirdim.Gezdim,eğlendim.Otel işi gerçekten yorucuydu.Ama maaşım iyiydi ve oturup annemle konuşup anlatmanın zamanı gelmişti.Annem oturma odasında televizyon seyrediyordu.’Anne biraz konuşabilir miyiz?’dedim.Oturduğu koltukta bana doğru döndü ve televizyonun sesini kıstı.’Anne ben bir otelde işe girdim ve temizlik yapıyorum.Anne gerçekten bu işe ihtiyacımız var nolur kızma ve beni dinle.’Annemin suratı asıldı.’Yağmur bunu şimdi mi söylüyorsun ,peki ya okulun nolucak?Kızım sen delirdin mi?’
‘Okulumu dondurdum biraz para biriktirip okula tekrardan devam edicem,hayallerimden vazgeçmedim anne ama paramız yok nasıl geçineceğiz.Buna mecburum nolur karşı çıkma söz veriyorum o üniversiteyi bitireceğim ve elimde diplomayla geleceğim.’Annem bir şey demeden yatak odasına gitti.Eninde sonunda kabul edecekti, biliyordum.Annem böyleydi işte,hep aniden kızardı ama benim mutlu olmam için her şeye razı gelirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİ TEN TEK BEDEN
RomanceBir yanda kadınlardan nefret eden ve cinsellikten başka bir şey düşünmeyen bir adam,diğer yandan kalbi yaralarla dolu ve duygusal bir genç kız...Yağmur yağmaya başladığında toprak asla reddedemeyecek. DİKKAT!!!Bu hikaye aşırı aşk içerir. +18. Arkada...