DÖNÜŞÜM VE ESERİN

38.7K 959 6
                                    

YAĞMUR'UN AĞZINDAN

Bir akşam iş çıkışı Levent bey beni odasına çağırmıştı.Çantamı da alıp odasına gittim.

'Ah Yağmur hanım bu akşam bize yemeğe davetlisiniz.Hiç itiraz istemem,ailece yemek yiyeceğiz ve eşimde sizi tanımayı çok istiyor.'dedi gülümseyerek.Bu harika bir fırsattı.

'Çok teşekkür ederim tabiî ki katılmak isterim size.'dedim.

'Tamam o zaman arabamla gidelim,Tolga'da arkamızdan gelecek...Serdar'ı beklemeyelim o sonra bize katılır.'dedi.Üzülüyordum bu adama,böyle bir oğlu olduğu için...tabi karısının onu terk etmesi de vardı.Levent bey gerçekten son derece kibar bir adamdı,iyi biri olduğu yüzünden anlaşılıyordu ama hayat ona en büyük kötülüğü yapmıştı...Serdar'ı vermişti.Evet Serdar'ın anlattığına göre kötü bir adamdı ama şuan yaşlı bir adamdı.Yani sevilmeyecek biri değildi.Herkes gençliğinde hatalar yapardı.Bu adam da yapmıştı ama şimdi öyle görünmüyordu.Arabasına bindik ve evine doğru yol aldık.Belli etmeden sadece aile tanımak istermiş gibi birkaç soru sormaya başlamıştım.

'Peki Serdar bey nasıl biri efendim?yani onu hiç tanımıyorum da...'diye sordum.Onu çok iyi tanıyordum hem de çok.Yüreksiz,onursuz,şerefsiz her şeyden yoksun bir aptaldı o...

'Serdar...para içinde büyüttüm onu,ne istediyse onun oldu hep.Sahip olamadığı hiçbir şey yoktu.Annesi bizi terk ettikten sonra çok bocaladı.Sekiz yaşındaydı ve annesizdi.Ergenliği de çok zor geçti.Ölmeden onun iyi biriyle evlenip yuva kurduğunu görmek istiyorum ama Serdar ve evlilik yan yana dahi gelemez sanırım...'dedi düşünceli bir halde.Tabi gelemezdi,böylesine sevmekten,değer vermekten anlamayan onursuz bir adam birde evlenecek değildi ya.

'Peki ya annesi...hayatta mı?'dedim özele fazla inmek istemiyordum.

'Beş yıl önce Almanya'da öldüğü haberini aldım ama Serdar'ın bundan haberi yok.Zaten yıllarca görüşmedik , pek bir önemi de yok...'dedi eve yanaşınca kafasını kaldırdı.Lüks arabadan inerken kafamı kaldırdım ve muhteşem villaya baktım.Gerçekten çok lükstü.Harika bir bahçesi ve kocaman bir havuzu vardı.Kapıyı hizmetçi bir bayan açtı ve ceketlerimizi aldı.Büyük lüks salona girdiğimizde Aylin hanım koltuktan kalkıp önce kocasını öptü ve sonrada bana döndü.

'Yağmurcum hoş geldin.Levent senden bahsetti, çok iyi bir avukatmışsın ama güzelliğinden bahsetmemişti tatlım.'dedi gülerek.Öpüştük ve tokalaştık.Sıcak bir kadındı.Ellilerinin başındaydı ama çok çekici ve güzeldi.Anlaşılan Levent beyle aralarında on yaş vardı.Ama Aylin hanım daha genç ve çok daha samimi görünüyordu.Tolga beyle de tokalaştık.Bu adam samimi olmasına rağmen çok itici bakışları vardı.Sürekli beni göz ucuyla süzüyordu.Masaya geçtik ve yemeğe başladık.

'Herşey gerçekten çok güzel efendim,zahmet etmişsiniz.'dedim.

'Ne zahmeti tatlım,ailemizin avukatını en iyi şekilde ağırlarız.'dedi Aylin hanım.Neden üvey annesini sevmiyordu acaba gerizekalı Serdar ?Gayette hoş bir kadın,zaten sorunlu olan çevresindeki insanlar değil,kendisiydi aptal herifin...Yemek boyunca sohbet ettik.Onlar benim hayatımı soruyordu,bende onlarınkini.Kapı çaldı ve salona Serdar efendi girdi.İlk önce bana baktı yine kaşlarını çatıp.Sonrada herkesi selamladı ve oturdu.Aylin hanım fazla diyaloğa girmedi onunla.Beyler yemekten sonra şaraplarını havuz başında yudumlamaya çıktılar.Bizde salonda oturuyorduk.Serdar arada bana göz atıyordu ama ben gördüğüm an kafamı çeviriyordum.Masadayken heyecandan konuşmamıştım fazla.Yaptığı tek şey beni seyretmekti.Artık hep seyrediyordu ama dokunamıyordu.Asla da dokunamayacaktı.Beyler içeriye girerken lavaboya yöneldim.Lavabodan çıkınca mutfağın önünde durdum.Aniden karşıma Tolga bey çıkınca irkildim.

'Afedersin korkuttum sanırım.Şey diyecektim erken kalkıp bir şeyler içmeye gideceğim,bana katılmak ister misin?' diye sordu.Güzel bir fırsat daha ayağıma gelmişti.

'Ah tabiî ki istersen içeri geçip müsaade isteyelim.'dedim ve göz kırptım.Salona girince Serdar ikimize de bakış attı.Eski halinden eser yoktu aslında.Eskiden sürekli sırıtır,ukalaca bakardı herkese,şimdiyse hep somurtuyordu.

'Biz müsaade isteyelim efendim,avukatımızla kulübe gidip geceyi devam ettireceğiz de.'dedi Tolga izin isteyerek.Serdar sadece bana bakıyordu şimdi gözlerini ayırmadan.Aylin hanım ve Levent beyle vedalaşıp kapıya yöneldik.Ancak arkadan ses duyunca sırtımı döndüm.

'Şey gece uzun ben de size katılayım...'dedi, Serdar efendi bana bakarak.Umursamadan ceketimi giydim ve bahçeye çıktım.Tolga beni arabasına davet etti.

'Serdar istersen tek araba yapalım sen de bizimle gel.'dedi.Ama bizim küstah somurtarak. 'Gerek yok,ben arkanızdan gelirim'dedi.Tolga kapımı açarken dahi bize bakıyordu gözlerini ayırmadan.Ya ne olacaktı senin arabana mı binecektim?dedim içimden.Kulübe aynı anda varmıştık bu aptal herifle.Tolga'nın koluna girdim arkamızdan geldiğini fark ederek.Bar sandalyelerine oturup içki siparişi verdik.Tolga ve Serdar yan yana oturuyordu ben de Tolga'nın yanındaydım.Bir süre konuşmadan dans edenleri seyrettim.Onlarda aralarında konuşuyordu zaten.Sonra Tolga bana döndü ve söze girdi.

'Yanımdaki bu yakışıklı adam formdan düşmüş Yağmur,İngiltere ona yaramamış.Öyle çapkın bir adamdı ki buradaki tüm kızları başına toplardı.Şimdi ki haline baksana.'dedi ve güldü.Gürültülü müzikten dolayı iyice yanıma sokulmuştu konuşurken.Serdar konuştuklarımızı duymuştu tabiî ki ama aldırış etmedi.Onun nasıl bir çapkın olduğunu senden daha iyi biliyorum, merak etme diye söylendim.Slow bir müzik başlayınca Tolga beni dansa kaldırdı ve tabiî ki bende hemen atıldım.Biz dans ederken seyretmeye başlamıştı.İyice sokuldum aslında hoşuma gitmeyen bu adama.Elleri belimden biraz daha aşağıya kaymıştı.Rahatsızdım ama eğleniyordum işte.Kafamı kaldırıp Serdar'a baktığımda suratında öfke vardı.Viskisini bir hızla kafasına dikti göz göze geldğimizde.Dans bittikten sonra Tolga arkadaşlarıyla karşılaştı ve bizi yalnız bıraktı bir süreliğine.Hiç konuşmadan içkisini tazeletti ve bana döndürdü sandalyesini.

'Doğru yanılıyorum,çok değişmişsin.Artık tam da tanıdığım kadınlardan olmuşsun...'dedi çatık kaşlarıyla.Bardağıma bakarak sırıttım.

'Eserinle gurur duyuyorsun yani.Beni o kadınlara sen dönüştürdün unuttun mu?'dedim gözlerine nefretle bakarak. 'Kimse aynı kalmıyor Serdar bey.Bana bir baksanıza,eserinize...kullanıp attığınız kıza...Artık karşınızda yirmi yaşındaki saf Yağmur'u görebiliyor musunuz?'dedim.Nefretim sadece gözlerimde değil tüm yüzümdeydi şimdi.

'Hala beni seviyorsun,tüm bunları sırf intikam için yapıyorsun.'dedi iyice yanaşarak.

'Tam bir saçmalık, dedim ya yirmi yaşındaki Yağmur yok karşınızda.Zira o size aşıktı ama dönüştürdüğünüz kadının umurunda falan değilsiniz.Oradan baktığınızda size aşık biri gibi mi görünüyorum?'dedim alaycı bir tavırla.

'Karşımda nefret etse de hala deli gibi aşık bir kadın görüyorum.'dedi bu sefer biraz olsun sırıtarak.Bu söz kalbime hiç iyi gelmemişti ama kontrolümü kaybetmemiştim.Ayağa kalkacaktım ki kolumdan tuttu.

'Bırakın lütfen,gideceğim.'dedim sertçe.

'Sığındığın limana dikkat etmelisin Yağmur.Tolga benden de tehlikeli bir adamdır,zira bu geceyi onunla sonlandırmak istemezsin.Sen zararlı çıkarsın.'dedi kulağıma fısıldayarak.Kolumu elinden kurtardım ve bende onun kulağına fısıldadım.

'Bana kimse senin verdiğin zararı veremez Serdar Altun...'Koşarak kapıya çıktım ve taksi çağırdım.Kalbim deli gibi atıyordu neredeyse göğsümü patlatacaktı.Dedikleri doğruydu ama nefretim aşkımdan daha büyüktü....Yani böyle olması gerekiyordu...

İKİ TEN TEK BEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin