İKİ TEN TEK BEDEN

YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULMAK

Pazartesi sabahı erkenden kalkıp kahvaltımı güzelce yaptım.Annemden erken kalkıp ona çok güzel bir kahvaltı birde not bıraktım.’Anne ben iyiyim,gerçekten çalışmak istiyorum ve seni çok seviyorum.Akşama görüşürüz.’

    Otele geldiğimde  Nilgün hanım beni yanına çağırtmıştı.Hemen üstümü değiştirip asansöre yöneldim.Hay aksi,ne yaptım ki acaba diye düşünürken  aklıma  Serdar beyin odasında sıktığım parfüm geldi.Hadi ama ‘Kovun bu hizmetçiyi parfümümü sıkıyor.’diye şikayet etmiş gerizekalı,egoist.İşte şimdi bu adam beni heyecanlandırmamış,sinirlendirmişti.Nilgün hanımın odasına geldiğimde kapıyı tıklattım ve içeri girdim.Kadın çok sakin ve normaldi.Daha da heyecanlandım.’Buyurun Nilgün hanım beni istemişsiniz.’

‘Ah evet Yağmur sana iyi bir iş yolu göründü.Serdar beyin Ağva’da bir evi var iki günlüğüne orayı temizlemeye gideceksin,extra ücret alacaksın.’Ağzım açık kalmıştı,kovulmayı beklerken o adamın bide evini temizleyecektim.

‘Tek başımamı ?’diye sordum şaşkınlık içinde.

‘Evet Serdar bey  bir kişi yollayın dedi.’Tam ağzımı açıp peki neden benden başka biri gitmiyor diye sorucaktım ki Nilgün hanım ayağa kalkıp ‘Bir saate minibüs seni alıp eve bırakacak hazır ol ,işini iyi yap.Serdar bey en ufak bir hatanda seni hemen kovar,gözünün yaşına bakmaz.’dedi ve odadan çıktı.Şaşkınlığımı atıp kendimi toparladım.Ne var yani bunda,alt tarafı bir evi toparlayıp daha fazla para alacaktım.Ama yinede bu herif neyin kafasını yaşıyordu diye merak edemeden geçemedim.Üstümü değiştirip,çantamı toparladım.Minibüse bindim.Otelin minibüsüydü ve şoförle ikimiz vardık.Kulaklığımı takıp müzik dinledim.Trafik sıkışıklığı yoktu bu yüzden bir buçuk saatte Ağva’ya vardık.Muhteşem bir evdi ve nefesimi kesmişti.Göksu deresi kıyısında iki katlı bir villaydı.Zengin insanların kaçı bu evlerde mutlu acaba dedim kendi kendime,ama yinede insan imreniyordu.Şoför anahtarı uzattı.’Serdar bey evde değil mi?’

     ‘Hayır,Beyefendi daha sonra gelecek.Siz çalışmaya başlayın bayan.’dedi ve arabaya bindi.Arkasından uzaklaşana kadar baktım.Kapıyı açtım ve içeri girdim.İçeride sadece duvardaki büyük şömine göze çarpıyordu.Diğer eşyaların üstünde beyaz örtüler seriliydi.Arabadan indirdiğim temizlik malzemelerini yere koydum.Üstümü bir odada değiştirdim ve işe başladım.Koltukların örtülerini kaldırdım ve süpürmeye başladım.Camları sonuna kadar açtım.Kaç yıldır kullanılmıyordu bilmiyorum ama içerisi havasızlıktan berbattı.Temiz hava eşliğinde aşağı katı temizledim.Yukarı kata çıkıp ilk iki odayı ve banyoyu temizledim.Üçüncü odaya geçtim ve muhtemelen burası şu gerizekalı adamın odasıydı.Tek kişilik bir yatak,bir dolap  ve tekli koltuk cama doğru yan duruyordu.Köşedeki bir sandık dikkatimi çekti ve yanına yanaştım.Sandık küçük ve eskiydi.Onu açtım ve içine baktım.Eski bir defter,birkaç eski fotoğraf vardı.Genç ve güzel bir kadın,yakışıklı bir adam ve küçük bir erkek çocuk vardı resim çok eskiydi  ve arkasını çevirdiğimde bir şey yazmıyordu.Çocuğun yüzü çok tanıdıktı.Bu o olmalıydı.Küçükken bile yakışıklı çocukmuş dedim içimden.Birden arkamdan ayak sesleri geldi ve irkilerek arkamı döndüm.Tam karşımda kaşları çatılmış bir şekilde duruyordu.Ahhh kalbim yine delice göğsümde atmaya başlamıştı.Ayağa kalktım ve ‘Afedersiniz ben odayı temizlemeye başlamıştım da sandığı kaldırıyordum’ dedim.Büyük yalan :)…

   ‘Ah temizlik için seni mi yolladılar?’dedi.Yüzündeki sırıtmadan bir kez daha tiksindim.Alay eder gibi bakıyordu şimdide.Bu adamda öyle bir çekim gücü vardıki istesemde ona gerçekten kızamıyordum.Bilmiyormuş gibi yapıyordu öküz!!!

‘Odayı bitirdikten sonra aşağı in’dedi gür sesiyle ve  çıktı.Az önce şaşkınlıktan fark edememiştim ama odadan çıkarken ne kadar hoş giyindiğine baktım.Kot pantolon,buz mavisi gömle ve spor ayakkabı ile vücudu tamamen ortadaydı.Gömleğinin ilk iki düğmesi açıktı ve o beni  deli eden kokusu yayıldı odaya.Hızlıca odayı temizledim ve üstüme kotumu ve siyah bluzumu geçirip aşağı indim.Mutfakta yemek yapıyordu.Vay bee bu öküz  herif yemekte mi yaparmış :)

‘Yemeği birlikte yiyebiliriz sende masayı hazırlasan iyi olur.’

‘Ben burada mı kalacağım’dedim.

‘En son temizlediğin odada kalırsın.Yarın şehirden arkadaşlarım gelecek,mangal yapacağız sende bana yardım edersin akşamada seni şehre bırakırım.’dedi.Başımla onayladım.Göz kırptı ve tabaklara yemekleri koydu.Tavuk sote ve pilav gerçekten lezzetliydi. ‘Elinize sağlık Serdar Bey,çok lezzetli olmuş.’dedim kibar olmaya çalışarak.

‘Serdar de,beyliğin bu hayatta bir önemi kalmadı , zaten ben beyefendiliğin yanından dahi geçemeyecek bir adamım.’dedi.Hımm insanın kendisini bilmesi kadar güzel bir şey yok tabi dedim.:)

‘Doğru, herkes kendini tanımalı.’dedi,gülümseyerek.Ahhhh aptal Yağmur nasıl bunu sesli söylersin.İşte şimdi yerin dibine geçmiştim.Bulaşıkları yıkamaya koyuldum.Eline bir bira aldı ve cama doğru yürüdü.Ay ışığında parlayan dereyi seyretmeye başladı.İşimi hallettim merdivene yöneldim.