ÖLÜMÜ BEKLEYEN ADAM

34.2K 888 3
                                    

Bu sabah toplantıdan sonra odama girdim ama oturamadım.Odanın içinde bir ileri bir geri gitmeye başladım.Kafamda bir sürü soru vardı.Bir an önce Serdar'ı görmeliydim ama gidemiyordum.Telefonu elime aldım ve lobiyi aradım.Serdar'ın odasında olduğunu ve yeni geldiğini söylediler.Hızla ve heyecanla odadan çıktım ve kapısına yöneldim.Elimde imzalaması gereken dosyalarla gittim.Böylece bahanem olacaktı ve bir şey anlamayacaktı, yani onu merak ettiğimi falan düşünmesini istemiyordum.

Kapıyı tıklattım,gir sesinden sonra içeri girdim.

'Serdar bey...imzalamanız gereken belgeler var biraz zaman ayırır mısınız?'dedim kafamı kaldırmadan.

'Gel...ne içersin?'dedi ve gülümsedi göz göze gelince.Çaprazındaki tekli koltuğa oturdum. 'Bir şey içmem,teşekkürler.'dedim.Sehpaya kağıtları dizdim ve önüne kalemi koydum.O önündeki kağıtları inceleyip,imzalarken ben de onu seyrediyordum çaktırmadan.Gerçekten hasta mıydı?Otuz altı yaşındaydı daha...saçları hala koyuydu ama hafif çıkmış sakallarında bir iki tane beyaz görünüyordu.Tabi bu da onu daha da yakışıklı yapıyordu.Bazen şeytan dürtüyordu ve git bırak kendini onun kollarına diyordu.Ama yapamazdım ve asla yapmayacaktım.

'Geçmiş olsun dün hastanedeymişsiniz.'dedim aniden.Şaşırmıştı.

'Hastanede olduğumu da nereden çıkardın?'dedi ve yüzüme baktı.Saklamaya çalışıyordu anlaşılan...

'Aylin hanımdan ve de...'Suratı aniden asıldı ve kaşlarını çattı. 'Bir de Tolga bey söyledi.'dedim sonra.

'Onlar mı söyledi yoksa sen mi sordun?'dedi sırıtarak.Doğruca gözlerine baktım ve konuştum.

'Hastasın Serdar,biliyorum.Neden hiç söylemedin?Dur cevabı ben veriyim istersen.Çünkü o lanet egonun zayıf düşmesini istemedin değil mi?'dedim sesim titreyerek.Kalktı ve camın önüne gitti.Sırtını döndü.

'Sence lanet egom ölürken bana yardım eder mi?'dedi. 'Keşke çok uzaklara gitsem Yağmur,her şeyi arkamda bırakıp defolup gitsem. Sen intikamını alıp kendini iyi hissettiğinde bunu yapacağım zaten...Yaptıklarımın bedelini ödemeliyim değil mi?'dedi.Boğazım düğümlendi yine.Konuşan bu adam tanıdığım Serdar değildi.Konuşan bu adam hatalarının bedelini ödemeye hazır ölümü bekleyen bir adamdı.

'Tüm nefretini kus Yağmur,artık buna hazırım.Çok yakında kurtulacaksın benden...Nefretini,öfkeni,yaşadıklarını bir bir yüzüme vur.Ciddiyim,yap bunu...'dedi ve bana döndü.Yaşlarla dolan gözlerimi saklamaya çalıştım.

'Ben olsam yapardım çünkü bir daha göremeyeceğin bir adama istediğin her şeyi söyleyebilirsin değil mi?'dedi. Hızla kağıtları toparladım ve kapıya yöneldim.Kapıdan çıkmadan yüzüne döndüm ve gözlerine odaklandım.

'Yanılıyorsun Serdar.Senden nefret dahi etmiyorum ki.Gerçekten.Hem sonunda hakkettiğini yaşayacaksın çünkü dünya senin gibi adamlar için fazla güzel!!!'diyerek arkamdan kapıyı çarptım.Ama gözyaşlarım kalbime akıyordu kapıda dikilirken ve karşımda duran Aylin hanımı bile görememiştim...

İKİ TEN TEK BEDENHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin